Lawman traducir inglés
292 traducción paralela
Geldiğim yerde, hiçbir şerif silahsız bir adamı sırtından vurmazdı ve her verdiği söze de, itimat edebilirdi.
Where I come from, a lawman don't shoot an unarmed man in the back, and when he gives his word, you can count on it.
25 yildir kanun adamiyim. Bu civardaki en pis yerlerde çalistim.
I've been a lawman for 25 years, worked every hellhole in the territory.
Tuhaf, kanun adami olacagini düsünmezdim.
Funny, I never figured you for a lawman.
Ben de kanun adami olacagimi düsünmezdim.
I never figured myself for a lawman, either.
Berbere ustura, kanun adamina silah lazimdir.
Look, a barber needs this. You're a lawman, you need a gun.
Demek meshur Wyatt Earp sensin. Serif, yargiç ve jüri.
So you're the famous Wyatt Earp, lawman, judge and jury.
Kanun adaminin kellesine ödül konmasi bence biraz komik.
Well, I thought it was kind of amusing, a price on a lawman's head.
Belki bilmek istersin... bölgeden bir kanun adami eksilecek.
Just thought you'd like to know there's going to be one less lawman in the territory.
Aklima gelmisken... bu artik senin.
Oh, before I forget. This is yours now. I'm through as a lawman for good.
Bazilari kanun adami oldugumu saniyormus.
Some people are even taking me as a lawman.
Sen bir kanun adamisin Wyatt.
You're a lawman, Wyatt.
Yıllardır burada kanun adamı olarak çalışıyorum.
I've been a lawman here for a good many years.
Bunu bütün kanun adamları denedi.
Every lawman knows about him.
Kanun ve düzen umurumda Yüzbaşı ama kanun adamı düzene uymalı.
I'm all for law and order, Marshal, but a lawman's gotta take the long view.
Söylediğim gibi kanun adamı düzeni düşünmeli.
So, like I tell you, a lawman's gotta take the long view.
Kanun adamı olduğumda, dünya birinci sınıf bir kitapçıyı kaybetti.
When I became a lawman, the world lost a first-class bookkeeper.
Size katılıyorum Bay McKeever, bu yüzden kesemin ağızını açtım ve Crane Adams'ı o asiyi bu topraklardan temizleyecek ve bittiğini sandığımız bu savaşın gerçekten bitmesini sağlayacak bir kanun adamı bulması için Amarillo'ya gönderdim.
I hear you, Mr McKeever, so I'm digging into my own pocket. I sent Crane Adams to Amarillo to hire a lawman able to flush that Reb out of these hills and end this war we thought was over.
Kanun adamı mı, Bay Brewster?
A lawman, Mr Brewster?
Ben eski bir kanun adamıyım.
I'm an ex-lawman.
Söyledim ya kanun adamıydım.
I told you I was a lawman.
St. Louis'de kanun adamıydın.
You were a lawman in St. Louis.
Kanun adamı mısın, değil misin?
You a lawman or ain't you?
Beni olağanüstü bir kanun adamı yapmaya çalışıyorsun, değil mi, Jed.
You're going to make me one hell of a lawman, you are, Jed.
Karakteri kuvvetli bir adamdı, kanun adamıydı..
He was a man with a backbone, a lawman...
Bir kanun adamı değildi, şayet ilgilendiğiniz buysa.
Wasn't a lawman, if that's concerning you.
Şimdi siz ikiniz çatıya çıkın. Ve bankaya doğru yaklaşan ilk polisin işini bitirin.
Now you two get on the roof and you drill the first lawman you see coming across to the bank.
Ve kısık sesli olan kısık sesli olan çatıya çıkacak ve şehre giren ilk polisi vuracak. Evet, kesinlikle.
And the one with the squeaky voice, the one with the squeaky voice is up on the roof waiting to shoot the first lawman that rides into town.
- Çünkü sen kahrolası bir kanun adamısın da ondan.
-'Cause you'd have been a hell of a lawman.
En iyi kanun adamı kimdir?
Who's the best lawman?
- Ben kanun adamı değilim Dan.
- I'm no lawman, Dan.
Hiç kanun adamı oldun mu sen?
You ever been a lawman?
Belkide gereğinden fazla kanun adamlığı yaptın.
Maybe you've been a lawman too long.
Kanun adamı olarak hayatım boyunca ayda 50 dolar bile kazanamadım.
I've never made more than $ 50 a month in my life as a lawman.
Asla bir kanun adamı olmamam gerektiğini biliyordum.
I knew I never should have been a lawman.
Ama bir kanun adamının kızı kıymetini bilecek bir adam bulamadan solup gidebilir
But the child of a lawman can die on the vine with no man to take of her wine
Görev başındaki her kanun adımının, vatandaşlardan, kendisi ve atı için yiyecek ve konaklama isteme hakkı vardır.
Every Lawman on the trail has the right to ask any citizen. For food and lodging for his horse and himself.
Ben Bannock Kasabası Şerifiyim.
I'm just the lawman in Bannock.
Maddox adında bir kanun adamı durumu telâfi etmeye gelmiş. Şu anda Sabbath'ta.
Now, the hard point of the matter is there's a lawman the name of Maddox in Sabbath.
Tek bir kanun adamı mı?
One lawman?
Adam kazaya kurban gitmiş. Bunun için suçlanmak yanlış.
If that lawman wants to lean hard, then I say we set him running.
Bana kalırsa, o Şerif bozuntusuna geldiği yere dönmesini söyleyelim.
I say we tell the lawman to peddle his law in Bannock.
Acaba Maddox'u nasıl devreden çıkarırız? Bir kanun adamını öldürmek bizim için sorun olabilir.
I don't think this Maddox runs easy, and killing a lawman is a certain way for trouble.
Ama kanun adamıysan hastalıklısındır.
But if you're a lawman, you're a disease.
Başka adam lazım mı, Harv?
Gonna fight on that lawman, Harv?
Senin kanun adamı konuşmak istemiyor.
Doesn't your lawman want to talk?
Karşındayım kanun adamı.
Well, lawman?
Bu işi iki şekilde çözersin, kanun adamı.
You got 2 ways to move, lawman.
Ama o bir kanun adamı.
He's a lawman.
Buraya hiç kanun adamı gelmedi ki.
Anyway, he ain't the lawman here.
Ben 20 yıldır kanun adamıyım.
I've been a lawman for 20 years.
Bense kanun adamıyım.
I'm a lawman.