Leri traducir inglés
2,652 traducción paralela
Battal boy erkek T-shirt'leri.
Huge men's T-shirts.
Beyler siz de ATM'leri istediğinizi söylediniz.
And you guys said something about going after the ATMs?
Hadi şu aptalları öldürüp ATM'leri patlatalım.
Let's just kill those muppets and do the ATMs.
H'leri hiç söyleyemezdi.
She couldn't say her H's at all.
Eminim Chipette'leri duymuşsundur.
I'm sure you've heard of the Chipettes.
Ben gidip şu Hard Jack'leri alayım.
I'll go grab those Hard Jacks.
Gözünü çok kırpıyorsun ve lafın ortasında, "s" leri geveledin.
You blinked too much, and about halfway in, you slurred an "s."
Dizi çöpçatanlarını, FoxCan'leri biliyorsun.
You know a lot about shippers, you know about FoxCans.
Hatta dışarı çıkıp bütün bu t-shirt'leri topladım.
I even went out and bought all these shirts.
Brainiac'leri Detroit'e karamela satarak gönderme planımı nasıl buldun?
What do you think about my taffy sale plan to send the Brainiacs to Detroit?
Epperly limon renkli Louboutins'leri getirmemi söyledi.
Epperly asked me to pull the lemon louboutins.
Judith Leibers'leri kapmanın zamanı bayanlar.
Time to grab your Judith Leibers, ladies.
Tüm Delacroix ve Davids'leri önüme koysalar o ikinci kattaki Kiefer'ın karşısında geçireceğim bir saate değişmem.
I will trade all the Delacroix and Davids for just an hour in front of that Kiefer on the second floor.
Bak Martin'leri yanımıza çekmeyi istiyorum.
Listen, I want to get the Martins on our side.
Bu dünyanın Ramsey'leri.
The Ramseys of this world.
"R" leri her yuvarladığında aklım başımdan gidiyor.
Every time she rolls that "R" I can't concentrate.
Yankee'leri Lexington'da şaşkına çevirip ringa balığı yer gibi isyanı sonlandırdık.
Surprised the Yanks at Lexington, ending the rebellion with nary a kipper scuffed.
- New York'un en iyi knish'leri.
- Best knishes in new york.
O M-80'leri kendim sardım.
I rolled those M-80s myself.
Riff'leri güzel.
- Mm-hmm. - Tasty licks.
- 8'leri bölecek misin?
You going to split the 8s?
Şimdi ; vereceğimiz ilk kararın 8'leri ayırmak mı yoksa pes etmek mi olduğunu ikimiz de biliyoruz.
Now, we both know that the first decision is whether or not to split or surrender on 8s.
R'leri yuvarlamalısın.
You mean "Rota."
Oysa onlar orayı "atölye" leri olarak adlandırdılar.
They called it their'studio.'
T'leri kesmek, ı'ları noktalamak.
Crossing the t's, dotting the I's.
Bir şey olur da bilgisayarları patlamamız gerekir diye CIA'cilerin yanlarında tuttuğu C4'leri de yanımıza aldık.
We had our little explosive device... cobbled together from some C-4 charges the C.I.A. guys had... in case they needed to blow up their computers in a hurry.
Çalıntı Rolex'leri kanıt odasına taşımak.
Lugging these Rolex knockoffs to evidence.
Maalesef tüm Lafite'leri içtim.
I'm afraid I drank all the Lafite.
TNT'leri çıkardığını söyle bana!
- Tell me you got the TNT out! Must have spark...
- EVP'leri yakalamak için kullanılıyor.
- It's used to capture EVPs.
Sith'leri ve Jedi'ları yok edeceğiz.
We will destroy the sith and the jedi.
Yani, şimdi, ufaklıklar organize oldular, cesurlaştılar ve bir Wookiee'leri var.
So now the younglings are organized, bold, and they've got a Wookiee.
Birleştiriyorum bazı Biggie'leri burada birleştiriyorum ve büyük olay oluyor.
So, I put that together, I mixed some Biggie in there, and it was huge.
- Ev Tardis'leri yiyor. - Ev ne yapıyor?
House eats Tardises.
- Ev Tardis'leri mi yiyor?
House eats Tardises?
Şuradaki kitapları ve CD'leri al.
Grab my books and CD's overthere.
Tamam millet, VIP'leri taciz etmek yok, tamam mı?
Okay, people, no harassing the VIPs, okay?
Neyse, T.A.L.'leri işyerindeki kaza tehlikelerini tahmin etmesi, ayrıca polis için davranış değerlendirmelerini yapması için tasarladım.
Anyway, I designed the P.A.L.s to predict accident hazards at the workplace, as well as behavior assessment for law enforcement.
Onu Astraeus'tan elemek için T.A.L.'leri kullandığımı öğrenmiş. Oraya geliyorum.
He found out I used the P.A.L.s to eliminate him from Astraeus.
Franklin o kadar sıkıcı ki, yorulduğumda Franklin'leri sayıyorum.
That guy? Yeah.
DJ Furax, DJ Sam gibi ve bir de Oklahoma Bitches gibi harika Dj'leri var.
And great DJs, like DJ Furax, DJ Sam and the Oklahoma Bitches.
nerotransmitter'leri kapatmaya çalışmak yerine onu uyandırmak için beyninin normal fonsiyonlarını tetikleyecek birşeye ihtiyacım var.
Instead of trying to shut down the neurotransmitters, I need to trigger his brain's natural functions to wake him up.
Sonra rock'çı liseli kemerleri olur. Çorapsız ayaklarında Converse'leri ayakkabının burnu yırtık, bağcıksızdır. Dağınık saçları...
Then we've got the rocker stud belt, the Converse, no socks, tongue open, no shoelaces, the swoopy haircut.
Şimdi de İsa Mesih'leri olan kertenkelelerle buluşuyor.
Now meet the Jesus Christ lizard.
Annemize göre, evlendiklerinde... Bankada sadece on yen'leri varmış.
According to our mother, when they got married... they only had ten yen in their bank account.
Annenin diktatör bir Barbi'ye dönüşüp Ash'i ve Büyük Fae'leri bombalamasından bahsetmiyorum bile.
Not to mention your mom's the one who went all Vigilante Barbie and bombed The Ash and the Elders.
Fae'leri memnun etmek ve kar elde etmelerini sağlamak için insanları döven bir süper insan mı?
With a super-human human pounding on people for Fae pleasure and profit?
Fae'leri insanlarla dövüştürse bile.
Even if he's pitting Fae against human?
Birisi küçük, soyu tükenmekte olan Fae'leri öldürüyor.
Someone is killing tiny, endangered Fae.
Zararsız, savunmasız Fae'leri.
Harmless, defenseless Fae.
- Oxy'leri aldın mı?
Did you get the oxy?