Liking traducir inglés
2,006 traducción paralela
Bu mağara adamı olayı hoşuma gidiyor.
I'm liking the whole caveman thing.
Beni sık sık düşünüp, yüzüme bakamamak...
Thinking of me often and not liking to look at me
Ama sokma ve öldürme işi gözümde canlandıkça hoşuma gidiyor.
But i am liking the jamming imagery. And the killing.
Belkide ondaki okulu sevmeme düşüncesi buradan geliyor.
Maybe that attitude of him not liking school comes from that, I think.
- Tanrım, bundan hoşlanıyorum.
God, I am liking this. Yeah!
Birinden hoşlanmak bize böyle tuhaf şeyler yaptırabilir.
Yeah, liking guys can make us do some really strange stuff.
"Bir oğlandan hoşlanmak garip" dedim.
I know that I said that liking a boy felt weird.
Los Angeles'i nasıl buldunuz?
So how are you liking Los Angeles?
Jules, yeni erkek arkadaşını sevdim.
Jules, I am liking the new boyfriend.
Yani bir nevi köpek sever gibi.
It's like somebody liking dogs.
Senden hoşlanmam için seni düşünmemem gerekiyor.
Not liking you would presuppose... Actually having thought about you.
Merhaba demeye, onunla konuşmaya ve bilirsiniz beni tekrar sevmesi için başının etini yemeye gelmiştim.
Uh, I came by to say hi, talk to her, and, you know, badger her into liking me again.
Ondan hoşlandığına dair bana attığın onca nutuktan sonra.
After all that grief you gave me about liking her.
- Ben ise güvenlik görevlisini beğeniyorum.
See, I'm liking the security guard.
Hosuma gidiyor.
I am liking this.
Aniden bu olaylar zincirini sevmemeye başladım.
I'm suddenly not liking that chain of events- -
Hayir, hayir, John, Bu cevaplari begenmiyorum.
No, no, John, I'm not liking these answers.
Umarım bugün, ağzınızın tadına göre bir şey buluruz.
I hope we find something to your liking today.
Şey, ben de tam onu sevmeye başlamıştım.
Well, I've kind of taken a liking to it.
Durduklarımdan hoşlanmıyorum.
I'm not liking the sound of this.
Bana tekrar "sevgilim" demek hoşuna gidiyor, değil mi?
You're kind of liking calling me "boyfriend" again, aren't you?
Vücut dilinden pek hoşlanmadım.
Whoa. I'm not liking the body language.
Yanlış olduğunu biliyorum ama ben katili kurbandan daha fazla sevdim.
I know it's wrong, but I am liking our killer better than our victim.
Ee, buradaki ilk günün nasıl geçiyor?
So, how are you liking your first day at work here?
Sen ilk kez ayağa kalkıp yürüdün bense istemediğim bir şeyde yara bere içinde kalmama rağmen hoşuma giden bir şey yaptım.
You walked for the first time And I did something I didn't want to do and wound up liking it.
Size daha çok beğeneceğiniz, bir büro bulabiliriz.
We can find you an office more to your liking.
Her neyse artık hoşuma gitti!
Whatever it is, I'm liking it.
Humus konusunu da böyle kapatmıştın.
I talked you into hummus, and you ended up liking that.
Ve ben Öğrendiklerimden mutluyum.
And I'm liking what I'm knowing.
Sana seni sevmekle ilgili hiçbir şey demedim. Hemen kes şu sesini.
Slow down, Professor X. I never said anything about liking you.
Kurt okulunu hiç sevmiyor çünkü Karofsky onunla uğraşıyor ve kimse nedenini bilmiyor.
Kurt isn't liking his own school at all, because Karofsky's been coming after him, and nobody knows why.
"B" planını pek beğenmedim!
I'm not liking plan "b"!
Savcılık ofisinden memnun musun?
How you liking the prosecutor's office?
Biliyorsun, ben seninle yine de arkadaş olmaya devam edeceğim.
You know, I can be friends with you without liking the guy that you date.
Artık hayvanları sevmiyorum.
I'm done liking animals.
Evet, anlıyorum ve çok da sevdim ama bir sorum var.
No, I'm seeing it, I'm... I'm liking it, But I have a quick question.
- Bu durum hoşuma gitmeye başladı.
I'm liking this.
Bu bana ait ilk dizi ve sen benden bir maymunun arkasına saklanmamı mı istiyorsun?
This is my first shot at my own show and you want me to hide behind a cartoon monkey. And you're liking this? - I'm intrigued.
Seni Noel şarkılarını sevmediğin için atmıyorum Britta.
I'm not ejecting you for your not liking Christmas music, Britta.
Bombok bir film ve filmi beğenmeniz tam bir aptallık.
It sucks... And you're all stupid for liking it.
Ah mike, motorcular tarafından kuşatılma işinden hoşlanmıyorum.
Uh, Mike, not liking the "surrounded by biker" thing.
Babamın geri gelmesinde memnundum.
I was liking having dad back, too.
Ve onun gibi birisinin beni sevmesi
And someone like her liking me
Biliyorum. Ama Jules ile arkadaş olunca ve onun gibi biri benden hoşlanınca, bir değerim olduğunu hissettim.
But then I became friends with Jules and someone like her liking me made me feel like I was worth something.
Şimdiden tuttum bu kadını.
Liking this woman already. Oh, come on!
Başlarda senden hoşlanmıyordum.
I didn't start out by liking you.
Eğer onu bulamazlarsa, başka birini düşünecekler.
If they can't find him, they'll start liking someone else.
Gözlük çerçevelerini sevdim, tatlım.
I am liking the horn-rims, sweetie.
Sevmeye başladım.
I'm liking it.
- Ben de biraz futbol oynadım. Bu gittikçe daha çok hoşuma gidiyor.
- Okay, so I'm liking this.
Bayıldım.
I'm liking this.