English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ L ] / Lilac

Lilac traducir inglés

222 traducción paralela
Lilaya boyanmış kaplama.
Painted lilac finish.
Şehir parkında mıydın anne? Üstünde eflatun bir elbise ile.
Were you in the public gardens, Mother, wearing a lilac dress?
Sana doğru koştum. Eflatun elbiseli bir kadına doğru.
I ran toward you, toward a lady in a lilac dress.
Sana bir gün bisiklet alacağım. Ve paskalyada hava güzel olursa, gidip leylak toplayacağız.
I'll buy you a bike one day, and then if it's fine at Easter, we'll go and pick lilac.
Leylak.
Lilac...
Paskalyada leylak toplayacaktık.
We'd pick lilac at Easter.
Paskalyada leylak toplayacaktık... altyazı : hayyam
At Easter, we'll pick lilac... Remerciements au ministère des affaires étrangères.
Joe Lilac da mı bu olaya karıştı?
Is Joe Lilac mixed up in this?
- Joe Lilac cinayete mi karıştı?
- Joe Lilac mixed up in a murder?
Joe Lilac'ın sadece leylak rengi giydiğini henüz bilmiyorken aldıkların?
Before you knew that the only color Joe Lilac wears is lilac?
- Şu JL, Joe Lilac olabilir.
- You know that JL could be Joe Lilac.
- Müstakbel bayan Joe Lilac'la.
- The future Mrs. Joe Lilac.
Bayan Joe Lilac.
Mrs. Joe Lilac.
- Bayan Lilac'a kapağını açıver.
- Unscrew it for Mrs. Lilac.
Adım Joe Lilac.
Joe Lilac's the name.
Lilac'ın sevgilisi için savcılığın gözaltı emri var.
There's a warrant from the DA's office for this girlfriend of Lilac's.
Bay Lilac adında biri seni bekliyor.
There's a Mr. Lilac waiting for you.
Açıkça görülüyor ki, bu iki silah Sugarpuss'un bay Lilac'la evlenmesini sağlamak için üzerimize doğrultulmuş.
Apparently, it requires those two guns leveled on us to force Sugarpuss to marry Mr. Lilac.
Bu kişinin kimliği saptandı ve adının Nino Zachetti olduğunu, eczacılık bölümünden terk, yirmi sekiz yaşında olup, Leylak Avlusu Apartmanı, 1228 ½ N. La Brea Caddesi'nde oturduğunu tespit ettik..
We have succeeded in identifying him as one Nino Zachetti... former medical student, age of 28... residing at Lilac Court Apartments... 12281 / 2 North La Brea Avenue.
Seninle istasyonda karşılaştığım gün yakamdaki leylağı görene kadar beni öpmek istemiştin.
The day I met you at the station, you wanted to kiss me, until you saw the lilac in my lapel.
Yığınla leylak topladı.
She picked masses of lilac.
- Rengi eflatun değil, leylak!
- It's lilac-colored.
- Gözlerimle uyumlu olması için lila rengi.
- Lilac ones to match my eyes
Limon, çilek veya leylak mı çiftçi?
Lemon, strawberry or lilac, sodbuster?
" Eflatun çiçekler döken leylakları düşünüyorum
"I'm thinking of the lilac trees that shook their purple plumes"
Leylak filan.
Lilac, maybe.
Bir buket leylak veya kedi yavrusu gibi.
Like holding a branch of lilac, or a kitten.
Pinaud's Lilac.
Pinaud's Lilac.
Yazlıktaki leylakların arasında yatardı.
He used to lie in the lilac arbor at the summer house.
Eşiniz o giysilerin içindeyken, onunla nasıl gurur duyuyorsunuzdur!
You ought to be mighty proud of her... the way she looks in those dresses, especially that lilac one.
Leylak kokusunu severdim.
I used to like the smell of lilac.
Leylak suyu?
Lilac water?
Leylak, bir erkeğin banyosunu bitirmesi için mükemmel seçim.
Lilac. The perfect finish to a gentleman's bath.
Brendi kokusu aldığımı sanıyorum ama değilmiş, leylak bu.
I thought I was smelling brandy, but it isn't, it's lilac.
Doğru. Mon Paris ve Menekşeler Açarken.
Yes, and "when lilac bloom"
Su böyle sıcak bir leylak taşıyor.
The water is of such a warm lilac.
LEYLAK BAR
THE LILAC BAR
Leylak Bar'dan arıyoruz dedim, senden söz etmedim.
I said it was the Lilac Bar calling, not you.
Leylak Bar'da borçlandığın müşterilerin için 170,000 yen ödedim. Yani, burada benim için çalışmakta serbestsin.
I paid the 170,000 yen your guests owed at the Lilac so you'd be free to work for me here.
Ben iyiyim ama Leylak Bar iflas etmek üzere.
I'm fine, but the Lilac is going under.
Leylak'tan onun yüzünden ayrıldım.
I quit the Lilac because of him.
Eflatun.
Lilac.
Mutfak döşemesini kim eflatuna boyar?
Who has a lilac floor in their kitchen?
Leylak zamanı seni buraya getiren şey nedir?
What brings you down to Kew in lilac-time?
" Leylak ağaçları olur mu şehrin göbeğinde?
" Are there lilac trees in the heart of town?
Leylak.
Lilac.
Kondüktör geleceğimizi bildiği için koltuklarımızı pudralamış olmalı, leylaklı pudra.
The porter must have known we were coming and dusted our seats with talcum, lilac talcum.
Koltuklardaki leylaklı pudra değil, bu toz!
This is not lilac talcum on these seats, this is dust!
- Ben Joseph Lilac.
- I, Joseph Lilac.
- Ben Joseph Lilac...
- I, Joseph Lilac...
Eflatun mu?
Lilac?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]