English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ L ] / Limo

Limo traducir inglés

2,064 traducción paralela
Herneyse, düşünüyordum ki, limuzin geldiğinde öncelikle ona uğrar ve sürpriz yaparım.
Anyway, I'm thinking that when the limo comes, I can swing by hers first and surprise her.
Peki ya annemin limuzin için verdiği geri alınamayan depozite ne olacak?
Well, what about that nonrefundable deposit my mom put down on the limo?
Bu olaya $ 600 verdim. Limuzine, smokine çiçeklere, biletlere ve tuttuğum otel odasına.
I've got like $ 600 in this thing now between the limo, the tux, the corsage, the tickets and this hotel room I got.
Limuzinle de yalnız başıma gitmem.
I'm not gonna show up in a limo by myself.
Hedefin siyah bir limuzinde olacak.
Your target will be in a black limo.
Cennet'teki herkesin altında bir limuzin var.
Everyone in heaven has a limo.
Evet.
The ET sabotages Bryan's limo after a gig, and there's a big fiery chase and somehow... Yeah.
Limuzin kapının önünde
You get the limo out front
Şarap aramana veya limuzinle şehir turu aramana göre değişir.
Well, it depends if you're looking for a bottle of wine or a limo tour of the city.
Limuzin ve iki odalı süit için Ronnie ve Bobby'yle birlikte Michael'ın da elini cebine attığına inanamıyorum.
I can't actually believe that Michael is helping spring for the limo and a two bedroom suite with Ronnie and Bobby.
Bobby ne dedi, limuzin bizi kaçta alacak?
What time did Bobby say to be ready for the limo?
Yani sizin limuzin servisinizde var öyle mi?
So, you guys offer limo service, right?
Bir limuzin birkaç da koruma.
One limo and a couple of guards.
Ciddi olmasam bir limuzin kiralar mıydım? Gel bak.
- Would I have booked a limo if I wasn't seriously?
Ayrıca bir iyilik yap ve yeni bir limuzin ayırt, tamam mı?
But do me a favor. Rebook another limo, okay?
Başkanın limuzini dakikalar önce geldi, ve onun içinde olduğu bilgisini aldık. Yandaşları kapalı kapılar arkasında onu bekliyor.
The president's limo arrived moments ago, and we've been informed that he was escorted inside, where a crowd of invited supporters awaits him behind closed doors.
Limuzininde şehir turu yaparken içip içip sakso çekiyordum.
I just road around town in his limo drinking and sucking him off.
Limuzin bile kiraladım.
I got a, a fuckin'limo.
Hoş karşılanabilir, korkulabilir ya da siyah bir limuzinle gelip sizi pahalı bir restorana götürebilir.
Change can be welcomed or feared, or it can come to you in a black limo and take you to a fancy restaurant.
Limuzinim nerede kaldı?
- Oh. Where's my goddamn limo?
Lanet limuzinime ne yaptın?
What did you do with my fucking limo?
Dubaku Matobo'nun araçta olmadığını anlayana kadar 10 dakika, belki 15.
Until Dubaku realizes Matobo's not in the limo. Ten minutes, maybe 15.
İşte limuzinin geliyor.
Looks like your limo's here.
Erin'in alnındaki göçüğün tipi Dick'in limuzinindeki kristal sürahilere benziyor.
The indentation of the dent in Erin's dome looks a hell of a lot like the crystallic decanters in Dick's limo.
Tercihan annemin limuzinininkiler.
Preferably from my mom's stretch limo.
Limuzinde biri ile buluştu.
She met with someone in a limo.
Limuzini ayarladın mı?
Did you get the limo?
Bu limuzinde yaşıyorsun çünkü eve gitmek istemiyorsun.
You live in this limo'cause you don't wanna go home.
- Çünkü bu limuzin bütün parana mâloldu.
- Because this limo took all your cash.
Limuzin bütün parama mâloldu.
Limo took all my cash.
Onun limuzin şoförü, Sean Metzger, Condors'ların oyun kitabını çalmak için mükemmel bir konumdaydı.
His limo driver, Shawn Metzger, was in a perfect position to steal the Condors'playbook.
Onları kampa limuzinle mi götürüyorsun?
You're taking them camping in a limo?
Limuzini var be!
He's got a limo!
Limuzinler üç saat içinde bizi kiliseye götürmek üzere burada olacaklar.
The limo arrives in three hours to take us to the church.
Limuzin ve kilise... bekleyebilir.
The limo and the church — It can wait.
Asistanım arayıp en büyük limuzini istedi.
I had my assistant call and ask for the biggest limo.
Bu elinizdeki en büyüğü değil.
This is not the biggest limo you have.
Limuzinimden çıkın!
Get out of my limo.
O limuzin yolculuğu çok garipti.
That limo ride was weird.
Biri limuzininin arkasında öldürülürse görmez misin?
When someone gets murdered in the back of your limo, you don't see anything?
Neil bizi malikânede beklerken kızlar son itiraflarını söyler.
The chicks taped their last confession in the limo while this dude Neil waits for us back at the mansion.
Limuzinler hazırlansın.
That's action on the limo.
Grace Carlson 12 : 30'da limuzine biniyor.
So, Grace Carlson is in the limo. 12 : 30 p.m.
Ya Kaitlin Sawyer'ın limuzini?
What about Kaitlin Sawyer's limo?
Limuzindeki kameradan bir şey çıkmadı mı?
Didn't the camera in the limo help?
Peki, söyleyin o zaman, limuzinde yalnız kalınca ne yapıyorsunuz?
All right, then. So, tell me. What is time alone with you in the limo?
Limuzininin geldiğini 1.5km uzaktan görebilirsin.
You can see his limo coming from a mile away.
Onun moda zevki ve limosu ve de karın kasları var.
He-He has fashion sense, a limo and- - and those abs.
Adam kumarhanede limuzin şoförü. Şu anda da başlıca şüphelimiz.
He's a limo driver at the casino Now, he was our prime suspect
Kızı limuzinimde ağzımın payını verdikten bir gün sonra.
The day after her kid kicked the crap out of my limo
Dur, bu benim limuzinim.
Like you'll never, never stop? Wait! That's my limo!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]