Limos traducir inglés
161 traducción paralela
4 senedir limuzin şöförlüğü yapıyorum, Holly.
I've been driving limos for four years, Holly.
Ben, Amerika ile ilgili bilgileri limuzinlerde gezmekten ziyade, taksilere binmekle edindim.
Let me tell you, I have learned more about America from riding in cabs than in all the limos in the U.S.
Yapman gereken tek şey, beni oraya götürmek ve limuzinle geri döneceğiz.
All you have to do is take me down there, and we'll both take limos home.
Arabalar için 10 $, limuzinler 20 $.
I get $ 10 for cars, I get $ 20 for limos.
Ne limuzinleri var, ne de ödülleri.
No limos, no bimbos, no awards or anything.
Limuzinlerini, parasını, kadınlarını.
His limos, his money, his women.
12 yaşımdayken Shea'nın dışındaki uzun limuzinleri hâlâ hatırlıyorum.
I still remember those stretch limos out to Shea when I was 12.
Senin uyuşturucu satıcılarıyla ve travestilerle alışverişin var. Yarı zamanlı bir işin var.
You traffic with drug dealers and drag queens, you have a part-time job, you ride in rented limos.
Limuzinin arka koltuğunu anlat mahvolmuş hayatını anlat.
We want to hear about the back seats of limos about the ruined lives of people we want to be.
Limuzin kovalamayı sever.
She likes to chase Limos.
Şampanyalar, limuzinler, purolar.
Champagne, limos, cigars.
Gezmekten bir gecede 40.000 dolar kazanmaktan bedava haplardan, bedava içki âlemlerinden limuzinlerden lüks otel odalarından sabahtan akşama kadar bana oral seks yapan kadın hayranlarımdan.
Touring, making $ 40000 a night,... free drugs, free booze, stretched limos, penthouse suites,... groupies blowing me dawn to dusk.
Biliyorsun ki şu arkada duran limuzin bedava değil.
You know, those limos out back aren't free.
Metropolis'te gördüğün yıldızlar sadece limuzinlerle gezenler.
The only stars you see in Metropolis are riding around in limos.
Şeyde mi, mesela, kaç limuzin var?
In his, like, how many limos?
Zencinin altı limuzini var.
Nigger got six limos.
Çok büyük limuzinler.
Stupid big limos.
Annem Tarleak'in babasıyla yaşıyor, limuzinleri falan var.
Word, she live with Tarleak's old man, with all them limos and shit.
Garajda o limuzinlerin yanında mı?
In his garage with all them limos?
Limuzin bekletmeleri gerekirdi.
They should've had limos waiting.
Limuzinlere... akla gelebilecek her türlü içkiyi stoklam ak isterim.
I'd like the limos to be stocked with every kind of alcohol known to man.
Babam da "Adamın zenginliğini limuzinden anlayamazsın Arkadaşlarına bakman gerek." demişti.
He said, "You can't tell from limos if a guy's rich. You gotta measure his friends."
Kürk ve limuzinlerden önce.
Before the hair and the limos.
Ayrıca insanların limuzinlerle geldiği bir yere senin taksiyle gelmen de pek işe yaramadı.
Of course it didn't help a whole lot that those people arrive in limos and you showed up in a taxi.
Şu limuzinlere bak.
Look at the limos and everything.
Runway Limuzin'de çalışıyor. Koleksiyonlar için Karl Lagerfeld'i mağazaya getiriyor.
He drives for Runway Limos, he broughts Karl Lagerfeld to the store for the trunk shows.
Onun için sadece özel limuzin ve şirket süitlerini kullanıyor.
) so it's nothing but private limos... and corporate hotel suites from there on out.
- Bizden limuzin kiralamıştınız.
- We loaned you limos for the parade.
Bunca yıl sonra bile limuzinler hâlâ harika.
"And even after all these years limos are way cool."
Victor'ın arabası yoktu. Her yere limuzinle gidiyorduk.
Victor didn't have a car we went everywhere in limos.
- Cenaze yoksa limuzine binmeye bayılıyorum.
I love taking limos when nobody died.
Ön gösterimler, limuzinler, insanları asgari ücretle çalıştırma.
Premieres, limos paying people over minimum wage
Şoförlerden biri bu limuzinlerin etrafta dolaştığını söyledi.
One of the drivers said these limos swing back around.
Limuzinler değil.
It's not the limos.
Sizin limuzinleriniz mi vardı?
Wait! You guys had limos?
Hayır, limuzinlere, özel jetlere binmiyoruz, onlar bizim için değiller
No, we don't ride in fancy limos Private jets, they're not for us
- Kiralık arabaları, limuzinleri taksileri, helikopterleri Büyük Kanyon üzerinde uçan gezi uçaklarını da.
DANNY : Rental cars, limos... cabs, helicopters... charter planes that fly over the Grand Canyon.
Ama ne zaman ki limuzinleri, Elvis takitlerini...
But when we heard about the limos and then the Elvis impersonators...
Kurşun geçirmez limuzin, hazır limuzinler, aldatmaca limuzinler, özel ambulans, çeşitli gizli servis araçları, bir deniz helikopteri, ve mavi kaz denilen bir şey.
Er... bulletproof limousine, stand-by limos, decoy limos, private ambulance, sundry Secret Service vehicles, Marine One plus another helicopter and something called a blue goose.
Oradaki limuzinleri getirin.
Get those limos over here.
Ada Limuzinleri.
Island Limos.
Limuzin demek?
Limos, huh?
- Çünkü Ada Limuzinleri farklı olacak. Sanki...
- Because Island Limos is more than just a ride.
- Efendim. Mike'ı ara, bütün limuzinleri görüntülesin.
Call Mike, have him screen all the limos.
O zaman yemeklerini, gösterileri ve masaj salonlarını ayarlayamama izin ver. ve limuzinlerimizden birini de sürekli hizmetine verelim.
Then let us comp your meals, shows, spa treatments... and we're gonna put one of our limos at your continuous disposal.
- Haydi limuzinlere doluşup L.A'ya gidelim. Sunset'de yemek yer sonra da güneye Manitopia veya Stud Farm'a geçeriz.
Get all the Newpsies into limos, drive to L. A have dinner on Sunset, then head south to Mantopia.
Beyaz Limuzinler.
White limos.
Beyaz Limuzinler ve bak Massachusetts plakalılar.
White limos. And look, Massachusetts plates.
İşimin yarısı onIarda geçer. Şoför müsünüz?
I do half my work in limos.
Limuzinler...
It's limos...
Istakoz mu?
Lobster? Limos?