English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ L ] / Linderman

Linderman traducir inglés

197 traducción paralela
Bu vahşi cinayetler zincirinin en son kurbanı Castle Rock Lisesi, ikinci sınıf öğrencisi olan 15 yaşındaki Debbie Linderman'dı.
The most recent victim was 15 year old Debbie Linderman, a sophomore at Castle Rock High School.
Sosyal işler ve çalışma bakanı, Dr. Linderman, Patoloji.
Minister of ecclesiastical Affairs, Dr. Linderman, pathology.
Ne var, Linderman?
What is it, Linderman?
Wow, Linderman, sana bir öğüt vereyim.
Whoa, Linderman, let me give you a tip.
Linderman!
Linderman!
Linderman, biliyor musun, Ben sürekli senin... dürüst olmakta sıkıntı çektiğini düşünüyorum.
Linderman, you know, I always pictured you... as a straight up bedwetter.
Haydi Linderman, başlayalım.
Come on, Linderman, let's go.
Bu imkansız, Linderman.
That's impossible, Linderman.
Linderman...
Linderman...
Linderman.
Linderman.
İsa aşkına, Linderman.
Jesus, Linderman.
- Linderman-- Ben iyiyim, Kia.
- Linderman-- - I'm fine, Kia.
Bay Linderman, sizi beş dakika içinde geri arayacağım, oldu mu?
Mr. Linderman, I'm gonna have to call you back in five minutes, okay?
- Linderman'ı görmeye gittim.
I went to see Linderman.
Evet, Linderman parasını geri istiyor. Bu yüzden de peşine seni hastanelik edecek bir adam takmıştır.
Yeah, Linderman wants his money back, so he sends some mouth-breather that's gonna put you in the hospital.
Bay Linderman bu işin nazikçe halledilmesini istiyor.
Mr. Linderman wants to be nice about this.
Bay Linderman, sizi beş dakika sonra arayacağım, oldu mu?
Mr. Linderman, I'm gonna have to call you back in five minutes, okay?
Evet, Linderman parasını geri istiyor bu yüzden de peşine seni hastanelik edecek bir adam takmıştır.
Yeah, Linderman wants his money back, so he sends some mouth-breather that's gonna put you in the hospital.
Bay Linderman bu işin nazikçe hâlledilmesini istiyor.
Mr. Linderman wants to be nice about this.
Lütfen Bay Linderman benim ikramım.
Mr. Lindeman. Please, it's my treat.
Linderman`nın 2 milyon dolarını alıp kaçtı, sonra da adamlarını öldürdü.
He robbed Linderman and got away with $ 2 million, - and then he killed his crew.
Bay Linderman seni görmek istiyor.
Mr. Linderman wants to see you.
- Linderman'ın parasını geri almak için göndereceğini söylediğin adamlar vardı ya...
Those guys that you said that Linderman would send to get his money back...
Linderman adamlarının öldüğünü öğrendiğinde onları kimin öldürdüğünün bir önemi kalmayacaktır.
And once Linderman finds out they're dead, it's not gonna matter who killed them.
- Bay. Linderman seni görmek istiyor.
- Mr. Linderman wants to see you.
- Nasıl bir iyilik?
Mr. Linderman is willing to forget your debt in exchange for... - a favor. - What kind of a favor?
Bay. Linderman`dan yardım isteyen bir politikacı.
A politician who wants some help from Mr. Linderman.
Şimdi, diyorum ki zarları atalım ve Linderman`la aynı yatağa girmeden önce biraz bekleyelim.
Now, I say we roll the dice and hold off before we get into bed with Linderman.
Linderman`ı halledebilirim.
I can handle Linderman.
Linderman'nın 2 milyonuyla, üç puana sekiz puan daha ekleyerek bunu bir at yarışına döndürebiliriz.
Linderman's $ 2 million, we can turn eight points into three and make it a horserace.
Linderman`la yok mu?
No Linderman?
Linderman`ı ayarla.
Get him in the room.
Linderman`a borcumu ödemenin başka bir yolunu bulacağım.
Look, I will find another way to pay Linderman.
Bay Linderman kasedi inceledi.
Mr. Linderman reviewed the tape.
Bu ya sizsiniz, ya da Bay Linderman'a hala $ 50,000 borcunuz var.
Either that's you, or you still owe Mr. Linderman $ 50,000.
Sonra düşündüm ve dedim ki, "Vay canına, beni çizgide tutmak için bunca şeyle uğraşmaya gönüllü olduğuna göre beni bakanlıkta görmek Linderman için oldukça önemli olmalı"
And then I thought, "Gee... it must be pretty important for Linderman to see me in office if he's willing to go to this much trouble to keep me in line."
Linderman adında bir adama sattım.
I sold it to a guy named Linderman.
Linderman sana 4 milyon dolar verdi ve sen bunu kartpostala harcıyorsun.
Linderman gave you $ 4 million, and you're spending it on postcards.
Linderman satın almış.
Linderman bought it.
Linderman Grubunun geçenlerde kampanyanıza bağış yaptığını duyduğumda çok şaşırdım.
I was surprised to learn the Linderman Group recently invested in your campaign.
Bay Linderman babamın bir dostudur.
Mr. Linderman was a good friend of my father's.
Evet, Bay Linderman.
Yes, Mr. Linderman.
Bay Linderman, Buna minnettarım.
Mr. Linderman, I appreciate it.
Linderman'la konuştun mu?
Did you... Did you talk to Linderman?
- O para Linderman'dan çaldığın paraydı.
- The money that you stole from Linderman.
Eğer Linderman'ın parasıyla kaçsaydık, sadece beni öldürmekle kalmazdı.
And if we ran with Linderman's money, he wouldn't just kill me.
Linderman için iş yapardık.
We used to get stuff done for Linderman.
Linderman'dan borç para aldım.
I borrowed money from Linderman.
Linderman'a zamanında ödemediğimde, tahsil etmek için 2 adam gönderdi.
When didn't I pay Linderman back in time, he sent two guys to collect.
İstediğin resim. Nathan onu Linderman`dan satın almış, buraya getirtti.
That painting you wanted, Nathan bought it from Linderman, had it shipped here.
Bay Linderman Atlantic City'de.
Mr. Linderman's in Atlantic City...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]