Liver traducir inglés
4,628 traducción paralela
- Ta ki sen kökünü kazıyıp davul gibi şişmiş ciğerinden başka bir şeyini bırakmayana kadar.
Till you scraped everything and he had nothin'left but a bloated liver, right?
Yargıcın karaciğerini inceledin ve alkolik olmadığına eminsin?
So you dissected the Judge's liver. You're sure she wasn't a drinker?
Karaciğeri iyi durumdaydı.
Her liver was near perfect.
Senin karaciğerin 5 te 1 tekila çiğniyor, ve sen SCADA güvenlik duvarını alt eden birini görmedin.
Because your liver is chewing on 1 / 5 of Tequila and you've never seen someone beat a SCADA firewall.
Sanırım ciğerlerim ağzıma geldi ama... iyi iş, Fi.
I think my liver's in my throat, but... good job, Fi.
Karaciğer kanseriydi.
Liver cancer.
Çünkü komiser insanlar oksijen yerine metan gazı soluduklarında havasızlıktan boğulurlar. Laboratuvar kurbanın kanında ve karaciğerinde metan bulmalıydı. Ama Dagby'nin sonuçları dün geldi ve oksijen / metan oranı intihar için çok ama çok yetersiz.
Because, lieutenant, when humans inhale methane instead of oxygen, they suffocate, and the lab should have found gas in the victim's blood and liver, but when Dagby's results came back yesterday, the ratio of oxygen to methane
Kıyılmış ciğer mi? - Onun gibi bir şey.
Chopped liver?
Domuzun derisi yağlı, çok yakınımda durma bıçak elimden kayıp, ciğerine saplanabilir.
Pig skin's slick. Wouldn't stand too close. My hand might slip the blade into your liver.
Böbrekleri çöküyor.
His liver's failing.
James bana o kadar yarak yedirdi ki artık ciğerimden foie gras bile olur.
JAMES HAS FORCE-FED ME SO MUCH DICK THAT YOU CAN MAKE FOIE GRAS OUT OF MY LIVER.
Güzel ciğer.
Good liver.
"Çita Karaciğeri."
"Cheetah liver."
Çita ciğeri hız için, ayı kalbi de güç için yeniyor.
Okay, eat a cheetah liver for speed, bear heart for strength.
Aslan ciğeri ve kartal kalbi.
" Lion liver plus eagle heart.
- Stevie'in ailesi ne güne duruyor burada?
What's Stevie's family, chopped liver?
Öldürmeye hazır olduğunda karaciğerini delmiş.
When he was ready to kill her, he punctured her liver.
İleri siroz kaynaklı karaciğer yetmezliği.
Liver failure due to advanced cirrhosis.
- Bu insan karaciğeri.
That's a human liver.
Buyurun karaciğeriniz.
Here's your liver.
Ciğerin.
Your liver.
Ama sanırım yapamayacağımızı söylemiştin, insan ciğeri gerekiyordu.
But I thought you said we couldn't, because it requires a human liver.
Ama eğer verirsen, ciğerimiz olmaz.
But if you do, we won't have the liver.
Bir kayaya fırlatıldı ve karaciğeri koca bir kartal tarafından koparıldı.
He was bound to a rock and his liver was torn out - by a giant eagle.
Sanırım, Flynn'in karaciğerini çıkarırken onu canlı tutuyormuş.
My guess- - it was so he could keep Flynn alive while he removed his liver.
Bu Prometheus'un karaciğerini yiyen kuş.
It's the name of the bird that devoured Prometheus'liver.
- Samantha Calder'ın kalp-karaciğer naklini sen mi yapacaksın?
- You're doing a heart / liver on Samantha Calder?
- Karaciğerini ben alayım o zaman.
- So let me take the liver.
Kardiyopulmoner baypas altında eş zamanlı kalp-karaciğer naklini anlatan Cleveland makalesini okudun mu?
Uh, well, have you read the Cleveland article on simultaneous heart / liver transplants under C.P.B.?
Normal kalp-karaciğer naklinden farklı mı?
Is it different from a regular heart / liver?
- Kalp-karaciğer nakli mi yapacaksın?
Hey, you're doing a heart / liver? Yeah.
Karaciğerimi sen mi çaldın?
You stole my liver?
Karaciğer hırsızının sütünü içiyor!
He drinks the milk of a liver thief!
Yeni bir kalp ve karaciğer bulduğumuza göre sen de bizler gibi kendini kaybedebilirsin.
Well, now that we're getting you a new heart and liver, you can flip out like the rest of us.
Döneli dört gün oldu ve şimdiden Cristina'yla kalp-karaciğer nakli ameliyatına giriyorum.
Fourth day back, and I'm already scrubbing in on a heart / liver transplant with Cristina.
Kemik iliği, kan, karaciğer aklınıza gelen her şeyi verdim.
Take your pick... bone marrow, blood, uh, liver, anything you can think of, I've given.
Karaciğeri ben halledeceğim. İki dikiş atılması gerekiyordu.
I'm doing the liver.
Hastamla ve karaciğerin yanı sıra daha yüz tane şey hakkında endişeleneceksin.
- Are you? You're gonna be worried about that and a hundred other things besides my patient and my liver.
Diyabet, kalp rahatsızlıkları, karaciğer iflası.
Diabetes, heart trouble, liver failure.
Karaciğerin altında bir şeyler toplanmış gibi.
It looks like something is collected under the liver.
Karaciğer altında dolan birşey gördüm.
I saw something filling up under the liver.
Bu karaciğeri narkolepsi hastası Vietnam'lı çekçek sürücüsünden aldım.
I got my liver from a narcoleptic Vietnamese rickshaw driver.
Kurbanın karaciğerinden bir parça aldım ve görebildiğiniz gibi...
I took a slide from the victim's liver, and as you can see... Cancerous.
Barry Goldberg'in yanından bile geçemez onlar.
Those boys are all chopped liver compared to Barry Goldberg.
Karaciğer, pankreas, ince bağırsak.
Liver, pancreas, small intestine.
Rahim, yumurtalıklar, karaciğer, pankreas böbrekler, dalak, safra kesesi mide, bağırsaklar.
Uterus, ovaries, liver, pancreas, kidneys, spleen, gall bladder, stomach, intestines.
Bu evdeki tek ilaçlar kalbim için, karaciğerim için, böbreğim, tükürük bezlerim penisim ve ayaklarım için.
the only drugs in this apartment are for my heart, my liver, my kidney, my salivary glands, and my penis and my feet.
Karaciğer bu yapılan mi?
Is this made from liver?
Ayrıca karaciğer sıcaklığından kurbanın en az 2 saattir ölü olduğu anlaşılıyor.
And her liver temp tells me she's been dead about two hours.
- Karaciğeri o halledecek.
- She's doing the liver.
Kalp-karaciğer nakli.
I didn't get to do my surgery... a heart / liver transplant.