English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ L ] / Loads

Loads traducir inglés

1,678 traducción paralela
İnan bana. Birçok boktan partiye gittim ve bu, kesinlikle onlardan biri değil.
Trust me, I've been to loads of shit parties and this really isn't one.
- Bir sürü var.
- There's loads.
- Birçok kez hem de, öyle mi?
- Loads of times, yeah?
Evet.
Loads.
'Bir sürü yeni insanla tanıştım.
I've met loads of new people.
Jack Stephens, Bayan Timms'in yanında cetvelini düşürdü. ve almak için eğildiğinde, Aşağıda tonla bacak, yukarda da azıcık meme gördüm.
Jack Stephens dropped his ruler next to Miss Timms and when she bent over to pick it up, I saw loads of leg on the way down
Orda bir sürü çıtır oluyor. Tanrım, evet!
- There's always loads of birds there.
Orada gerçekten çok kız var mı, Neil?
- on the teacup ride? - Are there really loads of girls there?
Dışarıda hâlâ yakalamamız gereken suçlular var.
There are loads more convicts here, why don't you catch them all since you're all that
Büyük yığınları deviriyor Yoluna çıkan her şeyi eziyor
Tipping over big loads Crushing everything in his path
Katil öldürür, cesedi ve mobileti yükler.
The killer kills, loads the body and his scooter.
Virüs yoğunluğunun aşıyı alt ettiğini düşünüyoruz.
We think their viral loads overwhelmed the vaccine.
Ki bu bende bolca olan birşey.
Which is something I have loads of now.
Evet, yani, bir kaç bıldırcın avlamıştır, ama işte bilirsiniz bunu yapan çok kişi var.
I mean, yeah--I mean, yes, he's shot a couple of quail, but, you know, really, there are loads of quail out there,
Gayet doğal olur.
There'll be loads of people there,
- Bir sürü insan dışarıda yürüyor.
Loads of people are just walking off!
Evet, ama çok daha fazlası.
Yeah, but there's loads more.
BİÖT'in kayıtlarına göre bu aşırı kötü uzaylı asker ırkı ordularını kurmak için bir sürü kolye yollamış.
'According to UNIT, they're this race of superbad alien soldiers who,'to build up their army, sent out loads of these pendants.'
- Haydi ama yazacak tonlarca şeyin olmalı.
No. Come on, you must have loads to write about.
Birçok parti, para.
LOADS OF PARTIES, MONEY,
Burada bir sürü şey var.
There's loads of stuff here.
Daha önce bir sürü ceset gördüm.
I've seen bodies. Loads of them.
O piçler bir sürü parayla kaçtı.
Those bastards got away with loads of money.
Büyük, kocaman bir kara delik yıldız ve tozları içine çekip, dışarı radyo dalgaları gönderiyor.
So, a big, huge black hole, sucking loads of dust and stars into them, throwing out radio waves.
Bu canlıların bir sürü görüntüsünün çekildiğini ve çok detaylı olarak incelendiklerini düşünüyoruz ama böyle olmamış.
We tend to think that obviously they've Been Filmed and studied loads, But they haven't.
Aslında, Thatcher bardaklarından kalmamıştı. Newton'lu olanlardansa bir sürü vardı. Ben de bir Newton bardağı alarak matematiğe destek olayım, dedim.
In fact, the Thatcher cups have sold out and there's loads of Newton ones still left, so I thought I would support mathematics by buying a Newton cup.
Ben de tamale yiyip şişmanlarım ve bir sürü bebek yapıp sana babacık derim.
And I could eat tamales and get fat and have loads of babies and call you papito.
Aslında ilk başta bunu, içinde düşmanlıkların barındığı ve aynı zamanda çok para kazanılan bir yer olarak düşünürdüm.
Well... Initially I thought it's a profession filled with hostility... And also a place whereby you can rake it loads of money.
Ablana tonla borcum var.
And I owe her loads.
Çok fazla müzik, çok fazla yemek ve çok fazla kadın.
Loads of music, loads of food and loads of women.
Kederlenmesine izin verme.
Don't keep making her loads.
Virüslerim belirlenemiyor.
My viral loads are undetectable.
Eger genis sarjörlü agir mermiler kullanmayacaksan 9 milimetreyi unutabilirsin.
I mean, unless you're talking, what, Plus P Plus loads you can forget the 9 mil.
Çok.
Oh, loads.
- Çok paran var sanıyordum.
- I thought you had loads.
Burada bir sürü kutu var.
There's loads of boxes down there.
Çünkü herkes çakırkeyif olup, etraftaki herkes aşkla dolu olur.
Because everyone's really pissed and there's loads of love in the room.
Ölü adam kırk yaşından fazla olamaz çünkü, senin rahat edebilmen için adamın birçok üzgün arkadaşı olmalı.
The dead man can be no older than 40, because he'll have loads of really sad lonely friends you'll have to comfort.
Burada bir sürü potansiyel baba adayının listesi var.
Here's a list of loads and loads of potential daddies.
Ondan sonra bebeğin, minik minik pizzalar yapmak için çok çalışacak.
Your baby will then work really hard at making loads of teeny-weeny little pizzas.
Az insanla çok insan arasında seçim yapmam gerekirse ben kedimi seçerim.
Given a choice between a few people and loads of people,
- Pek çok insanın olduğu büyük açılış...
- Big opening with loads of people...
Bunlardan bende daha çok var.
I have loads of others.
Tonlarca ve tonlarca eğlence.
Loads and loads of fanny.
Para biriktirdiğini sanıyordum.
I thought you had loads saved up.
Bir neden var mıydı, veya siz ya da adamlarınız burayı dolduran insanlarla eğlenme amaçlı mıydı?
Was there a reason, or are you and your men just the sort to enjoy shooting off their loads while people watch?
Eğer oraya bir kız atmak istiyorsan, daha iyi bir yer biliyorum.
- If you want to bring a girl there, I know loads of better places.
İstemediğin kadar silahımız ve mühimmatımız var.
We have loads of... weapons and... stuff.
Ne yani, koca bir evim ve çuvalla param var diye moralim bozuk olamaz mı?
What, I can't be depressed'cause I've got a big house and loads of money?
- Biliyorum, defalarca anlattın.
- You've told me that loads of times.
Kendi maaşlarınızı düşürün!
Dropping loads all over your silly wages!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]