Loft traducir inglés
1,317 traducción paralela
Bileşenleri, binanın içindeki baskı makinasında kullanılan metal ile uyumlu.
Its components are consistent with the metal used in the press in your loft.
Tribeca'da beş milyon dolarlık bir çatı katında yaşadığım, ve...
I'm living in a five million-dollar loft in Tribeca, and...
Bollo, denizaltı çatıda değil mi?
Bollo, get the submarine out of the loft, will you?
Parlak, kırmızı bir Ferrari gibi. Ya da dairene asmak için bir Warhol tablosu.
Like... a shiny red Ferrari... or perhaps a Warhol to hang in the loft.
Pittsburgh'ta bunun gibi başka bir daire yok.
Top of the line appliances, hardwood floors, 18 foot ceilings - there's not another loft like it in Pittsburgh. there's not another loft like it in Pittsburgh.
Yeterince iyi, Güney Tribeca'daki çatı katı. Kolay iş.
Nice enough guy, great loft down in Tribeca, should be easy.
- Tavan arasında, Lana'yla.
In the loft with Lana.
Hayır, tavan arasındaki çizimlerden tanıdım.
No, I recognize it from the drawings in the loft.
Tavan arasına dönüp resimlere baksak iyi olacak belki.
Clark, maybe we should head back to the loft and take a closer look at the pictures.
Evime kendini ışınlamak yerine telefon açabilirdin.
You could've called, instead of teleporting into my loft.
Flamingo Park'ta, Espanola sokağında bir çatı katında oturuyor.
Got a loft down by Flamingo Park on Espanola Way.
Newberry'de her gün dersim var. İstediğin zaman uğrayabilirsin.
I work out of my loft on Berry, so anytime you...
Evet, batı yakası çok tozpembeymiş.
Him and Sela got a loft downtown.
Çatı katı mı?
It's not a loft, is it, sir?
Parson'ın evinin önünde kamp kurmuş, bir grup gazeteci var.
There's a group of, uh, reporters camped outside Parson's loft.
- Sadece çadırda.
- Just my loft.
Evine gitmek için taksi tutacağım.
I'm gonna take a cab to your loft.
Kevin'ın dairesindeyim.
I'm at Kevin's loft.
Paraları çatı arasında saklamasaydı...
If he hadn't been hiding away that money in the loft...
- Çatı arasındakileri.
- In the loft.
Çatıda para yok Bernie.
There are no savings in the loft, Bernie.
Çatı arasında para olsa bile onlar... sonrası için.
If there was any savings in the loft, well... they'd be a safety net.
Ama sen arabanı alıp SoHo'daki dairene geri döneceksin ve ben hala işsiz bir şekilde ve asla anlayamayacağın sorunlarla boğuşmak için burada olacağım.
But you're going to leave here, and you're going to take your Town Car back to your SoHo loft and I'm still gonna be here, out of work, and dealing with problems that you'II never understand.
Kulüp sabahın erken saatlerinde kapanır. Ben ve Jake tavan arasına giderdik.
Well, the club closes early morning, me and Jake, we go up to the loft.
Galeride gösteriye gideceğiz dediğinde, gerçek bir galeride olacağını düşündüm çatıkatı olacağını değil.
Well, when you said we were going to a gallery show, I assumed it would be in a gallery... not somebody's loft.
Oradan daha yeni kendime bir tavan arası daire aldım.
I just bought a loft there myself.
Senin egitimini karsilayan, bu isi bulmani saglayan evini almani saglayan para.
The money that paid for your degree, that got you this job, that bought you your loft.
- Eve yürüyordum.
- Walking home from a friend's loft.
- Dün gece, evinde.
- Last night at her loft.
Ben duruma müdahale etmeden önce tavan arasında yeteri kadar saklandın.
But there are only so many days you can hole yourself up in that loft before I pull an intervention.
Bu lanet Wall Street çifti tavanarasında ki daireye tekrar bakmak için geldiler.
This asshole Wall Street couple came back to look at this loft space.
Oprah'ta Lindsay Lohan'ın yeme bozukluğuyla ilgili bir şeyler var ama "E!" de Lindsay Lohan'ın Tribeca'daki yeni, harika çatı katı gösteriliyor.
On Oprah, there's a story about Lindsay Lohan's eating disorder, but on E! there's a story about Lindsay Lohan's fabulous new Tribeca loft.
Bilgin olsun, o çatı katı muhteşem Lindsay'in kaliteli tarafı.
FYI, that loft is Lohantastic. It's vintage Lindsay.
O yüzden onun çatı katına geri dönelim.
So let's just go back to his loft.
- Daha sana evimin en güzel odasını göstermedim.
You're hurting me. I didn't show you the best part of my loft.
Dairemin kirasını zor karşıladı.
It barely covered the rent on my loft.
Dairene gidip sana biraz kıyafet getireceğim.
I'll go to your loft and get you some clothes.
"Tahta kurusu ilacıyla ve çatı izolasyonuyla" "Ve dünya etrafında uçan diğer çöplerle birlikte."
Along with the woodworm treatment and loft insulation, and all the other crap floating round the world.
"Muzlu milkshakeler, çatı izolasyonları ve rastgele ayakkabılar."
It's made up of banana milkshakes, loft insulation and random shoes.
Dört tane yatak odası ve tavan arası var. - Aman Tanrım!
It has four bedrooms and a loft.
Resim atölyesindeydin.
You were in the loft.
- Siz çıktığında dairenizde miydi?
She was at your loft when you left?
Dün gece Lila'ya dairesini boyamada yardım ettim de.
- I was helping Lila paint her loft last night.
Sakin sabahları severdim, Ama Lila'daki yangından beri Çok sık uğramaya başladı.
i used to enjoy quiet mornings, but ever since the fire at lila's loft, she's been crashing here a bit too often.
Bu akşam senin tavan arasında görüşürüz.
i'll see you at your loft tonight.
Hayır, bana lazım olan tek şey bir çatı.
No, a loft is all I need.
- Çatı katı.
- It's a loft.
Bak, tavan arasında ne buldum.
Look what I got from the loft.
Lana, Clark'ın tavan arasında gördüklerin için özür dilerim.
Lana, I'm sorry for what you saw in Clark's loft.
Burada ayrılalım!
I live in a loft in Chelsea.
Çatı katındaki emlakçıyı aradım.
I called the realtor on the loft.