Luka traducir inglés
777 traducción paralela
Frida Luka'ya yaklaşır :
She looks tired, aged. She approaches him.
Luka, onuncu bölüm, yedinci satır.
Book of Luke, chapter ten, verse seven.
Luka, Raleigh, Ozark'lara gidiyorlar.
They all go to luka or Raleigh, the Ozarks.
Matta, Markos, Luka'dan bölümler okuyacağım... Yere yatın!
I shall now read from the books of Matthew, Mark, Luke and duck!
O neydi Luka?
What was that Luka?
Luka beni nereye getirdin?
Where did you bring me Luka?
Luka buradan kimsenin geçtiğini görüyor musun?
Do you see Luka that nobody passes around here anymore.
Luka'nın Jovana'sı.
Luka's Jovana.
Luka ne güzel de yapmış.
Luka made it splendidly.
Luka nasıl da iyi yapmış değil mi?
Was it Luka who made it?
Hayır, Luka değildi.
No, it was not Luka.
Evet, eminim Luka'ydı.
Yes, it was Luka. Sure, Luka.
Luka, Luka!
Luka, Luka!
Bu Luka Savich'in kafasını yaraladığı zamandı.
That was when Luka Savich bruised his head.
Hadi, Luka nasıl olmuştu anlat bize?
Come, Luka Savich, tell us however did you do it?
Şu pompalıyı al sadece, Luka anne! ( İngiliz Hiristiyan Misyoner )
Just grab the shotgun, mama Luka!
Saygıdeğer Luka ve Pelageya Zotov... 19 Kasım 1902
Respectfully for Luka and Pelageya Zotov, November 19, 1902
- Benimki de Luka.
- I'm Luka.
- Luka.
- Luka.
Bak, Luka, birkaç gün evvel, tavşanlara bakan kadın....Wagner'e biraz sertçe karşılık verdi...
Luka. Well, Luka the woman who tended the rabbits twisted her back a few days ago.
- Merhaba, ben Luka.
- Hello, I am Luka.
Luka, haydi gidelim.
Luka, let's go.
Hayır, Luka.
No, Luka.
Luka'cık, bak ben... asla kastetmedim...
Lukatshka, I... never intended...
Luka'cık!
Lukatshka!
Luka, bu çok güzel.
Luka, it is beautiful.
Luka Polonya'nın kırsal alanlarına vardıktan sonra ortadan kayboldu.
Luka vanished in the Polish countryside.
Luka'nın Sasha'ya uğur getirmesi için verdiği gömlek şu an 2. Dünya Savaşında özgürlük için çarpışan ve ölenlerin anısına, bir Rus müzesinde sergileniyor.
The good-luck shirt she gave to Sasha is now displayed in a Russian museum honouring those who fought and died for freedom during World War 2.
Dur Luka, bir tane daha al.
Stay Luka, you might get one too.
Musa peygamber benden nefret ediyor, Luka benden nefret ediyor havariler benden nefret ediyor.
Moses hates me, Luke hates me the apostles hate me.
Babam ise Abso luka.
My father is Abso luka.
- Evimin yakınında Banja Luka kaynağı var. Admir...
Admir...
Nazım...
- Near my house in Banja Luka is a fountain. Nazim...
O benim Matta'm. Mark'ım, Luka'm ve Yahanna'm.
He is my Matthew Mark, Luke and John.
- Luka, yardım edebilir misin?
- I could use help. - Luka, can you help him?
- Hey, Luka.
- Hey, Luka.
Luka, dur.
Luka, wait.
Luka, kalmanı isterdim.
Luka, I would like you to stay.
Benim adım Luka.
My name's Luka.
Luka.
Luka.
Yaranı diktikten sonra, umarım sen bana Luka diye hitap edersin.
I hope after I suture you you'll call me Luka.
Luka, Greene ve Weaver ne düşünürse düşünsün.
Luka, whatever Greene and Weaver think...
- Hadi Luka!
- Luka, come on!
Luka, yaralı boğayı Mukatan'a kadar izlemiş.
Luka tracked the wounded bull to the Mukatan.
- Luka tek başına gidemez mi?
- Luka can't go alone?
Bu gece ay yok Luka.
"There will be no moon tonight."
Luka nerede?
Where's Luka?
- Bırak, Luka.
- Leave it, Luka.
- Luka, bırak.
- Luka, leave them.
Biz Luka'yı istiyoruz.
It's Luka.
Ben Luka Kovac.
I'm Luka Kovac.