Madness traducir inglés
3,322 traducción paralela
Bu çılgınlığa engel olmamız için elimizden gelen her şeyi yapmalıyız.
We must do everything we can to stop this madness.
Hukuk bürosu çılgınlığını geride bıraktım. Ve evden çıkmayan baba olmayı seviyorum.
I put the law firm madness behind me, and I love being a stay-at-home dad.
Bu dört öğrenci için sıradan bir gün, tam bir eziyete dönüşüyor. Hepsi : Halatla Kaymaya Gitmemeliydim'de.
For four elementary school boys, an ordinary day becomes a descent into madness on tonight's episode of I Should Have Never Gone Ziplining.
Kötü geçen bir günü kurtarma çabaları tam bir eziyete dönüşüyor. Hepsi :
An attempt to make a bad day better becomes a descent into madness on...
Dört öğrenci için acı bir gün, tam bir eziyete dönüşüyor. Hepsi :
For four elementary school boys, an already tragic day becomes a descent into madness on...
Glaber'ın lafına güvenmek delilik.
It is madness to place trust in the words of Glaber.
Ve açlık ile cinnet onları yerlerinden ayrılmak zorunda bıraktığında hepsini öldürürüz.
And when hunger and madness drive them from their perch... We shall kill them all.
Beni aklımı yitirmekten kurtardın.
You drew me from the depths of madness.
- Gitmeme izin ver.
- Let me go. - It's madness!
Dediklerime dikkat et. Ya Adolf Hitler'in bu çılgınlığının sebebi köpeğinin ölümüyse?
What if the key to Adolf Hitler's madness was the death of his dog?
Bu tablo tamamen adamların içindeki şiddeti temsil ediyor.
This painting clearly causes madness in men.
Hitler'in şiddetinin anahtarı.
That's the key to Hitler's madness.
Korvac'ın gücü büyüyor, deliliği gibi.
Korvac's power grows, as does his madness.
* Kanıtlamak için çılgınlığımın nedenini *
♪ state of sadness ♪ ♪ To prove there's a method to my madness ♪
Ama bütün bu delice şeylerin ötesinde, hala biraz bilincim vardı.
But beyond madness samples I still had some awareness.
Partilerimin hızlanarak gerçek deliliğe dönüşmesi için vardı.
It was here that my parties would have crescendoed into true madness.
Deliliğe.
To madness. - To madness.
- Deliliğe. Deliliğe.
To madness.
Deliliğe!
To madness!
- Delilik bu.Burada kalmalıyız.
- It is madness. We must here.
"Music, madness fills the air."
Music, madness fills the air. "
Gece yarısı yapılan basketbol müsabakalarına katılıyor musun hâlâ?
Do you still play midnight madness basketball?
Amora, bu delilik.
Amora, this is madness!
Madness.
Madness.
! Bu ne biçim bir çılgınlıktır?
What madness is this?
Bu çılgınlığa son vermenin vakti gelmiştir belki de.
Maybe it's time we end this madness.
Bu mektubu size vermekle, umarım bu iğrenç kısır döngü burda sona erecek.
By handing you this letter, I hope this circle of madness will end here.
Bu nasıl bir çılgınlıktır?
What madness is this?
Çılgınlık bu.
It's madness.
Dizilmeyecek.
The madness begins.
Sonra ben de Suki'den ufak bir örnek aldım, ve bir anda bu saçmalıklar önemini yitirdi, çünkü bir kaç saat içinde, yeni barınağımın konforunda uzanacağımı biliyordum.
And then I decided to take a tip from Suki, and suddenly none of this madness seemed important,'cause I knew that in just a few short hours, I'd be relaxing in the comfort of my new sanctuary.
Bu delilik.
This is madness.
Lütfen bu saçmalık!
Please, this is madness!
Ve de bu adamın deliliklerinden!
And free of this man's madness!
Emma ve ben aylık satış çılgınlığı için ucuzluk mağazasına gidiyoruz.
Well, Emma and I are heading to the outlet mall for their monthly madness sale.
Doğru seçimi yaparsam tüm bu çılgınlık sona erer, hayatım da eski haline döner diye düşünüp duruyordum da.
I just keep thinking that if I make the right choice all this madness will end and my life will go back to normal.
Delilik.
It's madness.
Mesele şu ki, tatlım,... baştakilerin, bunun için bir sebepleri olmalı.
The thing is, darling, the powers that be must have some method to their madness.
Delilik!
Madness!
"Jenerasyonumun en iyi beyinlerinin..." "... çılgınlıkla yıkıldığını gördüm... "
"I saw the best minds of my generation destroyed by madness".
Bu yüzden bunun anlık bir çılgınlık olduğuna inanmak istiyorum.
So I'd like to believe that it was a moment of madness.
Delilik, iyi bir gazeteci olmanın ön koşuludur.
Madness is a prerequisite for any good journalist.
90'ların başlarında bile herkesin kendi arabası olması fikri tam anlamıyla çılgınlıktı çünkü kimsenin buna ekonomik gücü yetmezdi ve yetse bile, birini almak için izin alamazdınız.
Even in the early'90s, the idea that you would own a car was complete madness, because you'd never have been able to afford it, and even if you could afford it, you weren't allowed to have one.
Bu aşk değil, bu delilik.
This isn't love, its madness.
Kabir, bu çılgınlıkta neyin nesi?
Kabir, what is this madness?
Ama bu gözükaralık boşuna değil. Çünkü yuvalarını bu kayalara kuruyorlar.
There's method in their madness, for this is where they build their nests.
Ben film delisi Alex.
This Movie Madness by Alex.
- Deliliğe.
- To madness.
Bu March Madness *'mı?
Is this March Madness?
March Madness'ı çok severim.
I love March Madness.
Bu delilikten başka bir şey değil.
That way, madness lies.