English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ M ] / Makineler

Makineler traducir inglés

1,104 traducción paralela
Buharlı makineler su olmadan dönmez.
Them steam engines can't roll without water.
Makineler tarafından yapılan plastik yumurtalar, bildiğim kadarıyla.
Plastic eggs laid by computers, as far as I'm concerned.
Artık insanlar üretmiyor. Her şey makineler tarafından üretilmeye başlandı.
There's no production in us anymore... just sordid and foul mechanicalness.
Umalım da makineler büyük hayalkırıklığına uğramasınlar.
I think we just have to hope the two machines aren't too disappointed.
Makineler tam yol ileri.
Put? now the same machinery in motion.
Yerlerini makineler, otomasyon ve sibernetik aldı.
They've been replaced by machines, automation and cybernetics.
Bilgisayarlar işçi sınıfının bir parçası değildir. Ancak işçi sınıfı adına konuştuklarını iddia eden ve özellikle belirli "Marksist-Leninistler" in makineler ya da bilgisayarlar gibi davrandıkları görülüyor.
Computers are not part... of the working class, even if some who claim to speak for the working class, and especially certain "Marxist-Leninists"
Tüm önemli laboratuvarlarımızda çalışmalar makineler sayesinde yapılır.
All our key lab studies are done on automated machines.
Makineler benden nefret ediyor.
Machines hate me.
Benim hayatımı biliyorsun : kollu makineler... alışveriş merkezleri.
You know my life : machines the arcades.
Ama silahlarla değil, makineler ve yasaklanmış olan şeytani şeylerle değil... Dünya'yı, aletler yok etti.
But not by guns, not by machines, not by the evil forbidden things... the tools that destroyed the world.
- Tüm makineler son süratle geri.
Signal all units to reverse course.
- Tüm makineler son süratle ileri.
All units resume original course.
Makineler çalışmaya başladı bile.
The machinery's already set in motion.
Makineler pes edecek.
Machines are gonna fail.
Makineler mi?
Machines?
- Makineler.
Machines.
Buharla, petrolle ve elektrikle çalışan makineler.
Run by steam and oil and electric.
Düşünceleri soğuktur, ruhu buruş buruş. Gözleri küçük makineler gibidir. Ve geçtiği yerlerde ot bitmez.
His thoughts are cold, his soul shriveled... his eyes are little machines... and where he walks, the earth is blighted.
Bir düğmeye basınca çalışan makineler çağında milyonlarca insan tembelleşti.
In this era of machines which respond to the push of a button, thousands of people are growing lazier...
Depoları boşalttığımızda makineler geldi.
When we empty the warehouses, the machinery arrived.
Operasyon subayımız kollu kumar makinesine viski döküyordu. Bilirsiniz kışlada bulunan türde makineler. Makinenin ikramiye vermesi için onu ikna etmeye çalışıyordu.
Our operations officer was pouring Scotch into a one-armed bandit, you know, these things that you put quarters in, trying to persuade the machine to deliver a jackpot.
Yaşantımızda, gelgitler ve mevsimler yerine saatler ve makineler kullanıyoruz.
We live by clocks and machines... instead of tides and seasons.
Makineler gecikirse beklerim demişti.
He said he'd wait when the machine came in late.
Genel masraflar... $ 10,500 makineler dâhil... $ 17,500 Sosyal Güvenlik Kurumuna borcumuz...
Overhead... $ 10,500... Including equipment. $ 17,500 owed to Social Security...
Makineler dursun.
Stop both engines.
Evet, yeni makineler tesis edeceğiz.
Yes, we're installing new machines.
Bay Borowiecki yeni makineler nasıl?
Mr. Borowiecki... how are the new machines?
Şimdi tüm makineler işlemeye başlamıştır tüm işkenceler bir seferde, son derece korkunç çığlıklar çıkarttırarak.
Now all the machines have begun to function all tortures at once, with terrifyingly loud screeching
makineler ve alet edevat,
the machinery and the tools
Bu da çocuklarımızın ürünü temin etmek için sisteme oturtulan makineler yapar.
And this includes our children as machines to be systemized in order to ensure product.
Kahrolası makineler.
Damn these wretched machines.
Uçan makineler hakkında konuşulacak çok şey var. Ancak şu ana kadar hiç kimse yerin altına birkaç metreden fazla inmeyi başaramadı.
There's been a great deal of talk about flying machines, although so far no one's been able to get more than a few feet off the ground.
Piyasayla rekabet edebilmek için yeni makineler almam lazım.
I have to buy new machines to stay competitive.
Makineler non-stop çalışsın.
The machines are up and running.
Bazen fabrika düzgün çalışmayan makineler üretir.
Sometimes the factory makes bad machines that don't work.
Kötü makineler, kötü olduklarının farkında değildirler.
The bad machines don't know they're bad machines.
Çamaşırhanelerde daha iyi makineler olduğunu söyledi.
He said the laundry room had better machines.
Yarın, yeni makineler gelmeye başlayacak...
Tomorrow, the new machines will start to come in.
- Makineler neden yağmurun altında bekliyor? - Efendim!
Why are these machines standing in the rain?
Bu makineler beyinlerimizde canavarların görünümlerini oluşturuyor.
These machines discharged mental projections of monsters in our brains
Makineler onu kendilerine yakın bulmuşlardır.
The machine inhabiters found it to be one of their own kind.
Makineler bunu kelime kelimesine yorumlamıştır.
The machines interpreted it literally.
Bu moleküler makineler yaşayan her canlının içinde, nükleik asitlerin doğru çoğalmalarını denetler.
Within every living thing, the molecular machines are busy making sure that nucleic acids will continue to reproduce.
Bu makineler korkunç şeyler.
Abominable things these machines.
Bu yüzden şehirler, yollar, araçlar ve makineler kurmuştur.
So he built cities, roads, vehicles, machinery.
Binlerce asker ve makineler hepsi Kufra'ya gidiyor.
Thousands of soldiers and machines, all going to Kufra.
Terra, canlılar için yaratılmış makineler için değil.
Terra was meant for living things. It was never meant for machines.
Kız cansızlaşıp, uyuduğu vakit... bir zamanlar Atinada ekmek yapmak için çalışan... hantal makineler ve bazı sistem eklerinin orada... prova için biraraya gelip, buluştular...
"while she was in her dull and sleeping hour... " a crew of patches, rude mechanicals... " that work for bread upon Athenian stalls...
Makineler çok zeki.
The machines are very clever.
Makineler çıldırdı.
Look, everything's broken down.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]