Malesef traducir inglés
957 traducción paralela
Oyunculuğuysa malesef...
"Of her acting, it is absolutely impossible to...."
Oyunculuğuysa malesef bu eleştirmene göre eşi benzeri rastlanmamış bir kötülükte.
Of her acting it is absolutely impossible to say anything except that, in the opinion of this reviewer, it represents a new low.
Malesef bu kahramanların başına hep gelen şeyler.
Well, it's what often happens to heroes, unfortunately.
Malesef bu kadar enerjik bir adamın kısıtlanmasının sonuçları aklının kaldırabileceğinden fazlaydı.
Unfortunately, the effects of such constraint on a man of his enormous energy were more than his mind could endure.
Bay Walters, eğer hakim olsaydınız ve bu adam, genç bir kızın kendisine malesef aşık olduğunu farketseydi ve kızın onu unutması için, yardım etmeyi kabul etseydi hoşgörülüğe meğilli birisi olmaz mıydınız?
Mr. Walters, if you were a judge and this man realized this young girl was unfortunately in love with him and agreed to help her get over him... -... wouldn't you be inclined to be lenient? - l would.
- Hayır, malesef.
No, I'm afraid not.
Malesef, bildireceğim bir şey yok.
Unfortunately, I have nothing to declare.
- Malesef alamadım.
Well, unfortunately not.
Malesef geciktik ve dansınızı izleyemedik.
Sorry we got here too late to see you dance
Malesef, gece öldü efendimiz.
Unfortunately, he died during the night, sire.
Malesef ona zaman yok, Bay Egerman.
Regrettably, there is no time for that, Mr Egerman.
Malesef kocamın burnunda onu kontrol edebileceğim bir halka yok.
Unfortunately my husband has no ring in his nose, to be tethered by.
Malesef, o bilmiyor. Hakikat, doğruluğun olduğu bir dünyada işe yarar.
Unfortunately, she is not aware that truth serves only a world that lives by it.
Malesef efendim, hiç vermedim.
Yes, sir, I've not delivered no lecture.
- Malesef, hiç.
- No, just none.
İnsan ırkının dejenere olduğunu anlamam bana bir savaşa mal oldu, malesef.
It's a sad thing it took a war to convince me that most of the human race is degenerate.
Malesef, kırdık efendim.
Oh, yes, I have.
- Malesef, orada değiller.
- Nope, they're not there.
Sizin içinizdeki iyiye bakmalıydım, şimdi malesef sizi kaybettim.
I should have been looking for the good in you, and I... I failed you.
Zaman yok malesef.
There is no time.
Malesef!
My sympathy!
Malesef o konuda biraz hile yaptım.
Yes, I'm afraid I cheated a little on that.
- Malesef, başka planlarımız var.
Sorry, we got other plans.
- Malesef hanımefendi
- Not this season, lady.
Hiçbirşey beni daha fazla memnun edemezdi ama malesef bir şey var... iş görüşmesi.
Nothing would give me greater pleasure but unfortunately I do have a... business appointment.
Evet efendim, malesef var.
Yes, sir, I sure as hell do.
Malesef, savaşta böyle bir lüks yoktur.
Unfortunately, there's no luxury in war.
Malesef hayır.
Unfortunately not.
malesef, bu sürede bir randevum var.
Unfortunately, I have an engagement at that time.
Malesef ikinci hata :
Unfortunately, second mistake :
Ama herkesin böyle bir kurali yok malesef.
Though, most folks find it hard to live by.
Evet. Malesef arama suresi yeterince uzun degildi.
Yeah, the call just not long enough.
- Seni bir gece gözetimde tutmalıyım, malesef kanunlar böyle
I must detain you overnight. That is the law, unfortunately.
Malesef babamın iyileşeceğini pek sanmıyorum.
Unfortunately, I don't think so my Dad is gonna recover.
Malesef, sadece yapmış oldukları şeylerden ötürü temize çıkmak isteyenleri aklayabilirim.
I can only help people who are willing to clear up what they've done.
Malesef mesele bu değil.
Unhappily, that's quite beside the point.
Buna bir çare yok malesef.
There's no reason to resort to that.
Malesef, rahibim de öyle söylüyor.
I know, that's what my priest always says.
Ama malesef oldukça çirkin ve üstelik kekemeydi.
But unfortunately he was ugly and stammered.
Malesef, bilimci meslektaşları arasındaki genel kanı buydu.
Unfortunately, that was the prevailing view among his fellow scientists.
Farkında olduğunuz üzere, Galaksinin Batı Sarmal'ının planları doğrultusunda sizin yıldız sisteminizden geçen bir üstuzay yoluna ihtiyaç var, malesef yıkılacak gezegenler arasında sizinki de var.
As you are probably aware, the plans for the outlying regions of the Western Spiral arm of the Galaxy require a hyperspace express route to be built through your star system, and, regrettably, your planet is one of those scheduled for demolition.
Malesef, telefonla kimseye haber veremeden, dünya üstuzay yanyolu yapımı sebebiyle yıkıldı ve fikri de sonsuza kadar kayboldu.
'Sadly, however, before she could get to a phone to tell anyone,'the Earth was demolished to make way for a hyperspace by-pass'and so the idea was lost forever.
Malesef, bu lombar ağzının diğer tarafında olmayı gerektiriyor.
Unfortunately, it involved being on the other side of this hatchway.
Bu kaydedilmiş bir duyurudur, malesef hepimiz dışarıdayız.
This is a recorded announcement as I'm afraid we're all out at the moment.
Eee, malesef kaçamayız.
- Er, none, I'm afraid, guys.
Malesef, VI'hurg dilinde bu hayal edilebilecek en büyük hakarete denk geliyordu, ve bunun karşılığı sadece çok büyük bir savaştı!
'Unfortunately, in the VI'hurg tongue,'this was the most dreadful insult imaginable'and there was nothing for it but to fight terrible war! '
Binlerce yıl boyunca, kudretli gemiler uzayın boşluğunda ilerlediler, ve sonunda Dünya gezegenine doğru dalışa geçtiler, malesef boyutları hesaplamadaki felaket bir hata sonucu, tüm savaş filosu bir köpek tarafından yutuldu.
'For thousands more years, the mighty ships'tore across the empty wastes of space'and finally dived, streaming onto the planet Earth'where, due to a terrible miscalculation of scale,'the entire battle fleet was accidently swallowed by a small dog.
Malesef, Büyük Yeşil Arkleseizure teorisi Viltvodle VI dışında pek kabul edilen bir teori değildi, ve bir gün, boyutlararası süper zeki bir ırk, Hayat, Evren ve Her şey hakkındaki evrensel sorunun cevabını bulabilmek için
'However, the Great Green Arkleseizure theory'was not widely accepted'outside Viltvodle VI,'and so one day, a race of hyperintelligent'pan-dimensional beings'built themselves a gigantic super-computer called Deep Thought'to calculate, once and for all,
Malesef, programın bitmesine çok az bir süre kala, Dünya, beklenmedik bir şekilde, üstuzay yanyolu yapmak için yıkılmış, ve yıkımdan kurtulan yegane Dünyalılar ise şu anda, kayıp gezegen Magrathea'da, bir bilgisayar diskinin arkasında,
'However, at the critical moment of read-out,'the Earth was unexpectedly demolished'to make way for a new hyperspace by-pass,'and the only native Earth people who survived the demolition'are now being shot at'behind a computer bank
Malesef getiremiyor.
Esther's not.
Malesef bütün resimler çalınmıştı.
It was thrilling.