English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ M ] / Malık

Malık traducir inglés

1,488 traducción paralela
Saç - saç-malık saç-malık.
Bull.. Bull.. shit Bull.. shit
Ve bu öyle bir şey ki. Sanki ortalık malı gibiyim.
Like I'm on public.
Oğlum, bu kızın malı kesin defolu çıkacak.
- Jesus, man. This girl's obviously damaged goods.
Wallenquist'in baktığında eski kentin kızlarına bulaşmanın nelere mal olacağını görmesi için bir sürü kanlı cesede ihtiyacımız var.
We need a heap of bloody bodies so when mob boss Wallenquist looks over his charts of profits and losses, he'll see what it cost him to mess with the girls of Old Town.
Kıskançlık nedir bilmeden mal-mülk sevdasından uzak yaşıyorlar.
They have no jealousy, no sense of possession.
Sana zinciri vurup, kapıyı da kapattıkları zaman... artık bir sayıdan ibaretsin, eyaletin malısın.
Once they put them shackles on you... and they close that gate... you ain't nothin'but a number. Man, you're state property.
Kızın babasını göremeyecek... çünkü sen eyaletin malısın.
Your daughter's not gonna get to see her father... because you're state property.
Kimin malını çaldık bilmiyor muyum sandın? Lanet Şemsiye'nindi onlar!
You don't think I know who work we robbed... the nigga ass Umbrella?
Bu kadarcık serbestlik tanımalıydım.
I gotta give her the space.
Malımın reklamını yaparsın artık.
Nigga, you advertising my shit right now.
Şeftali kıçlı, kabzımal gel de gör beni.
Oh, fruit stocker, with an ass like a peach, come and see me, please.
O kız benim hem malım, hem karım.
The girl's mine. My property and my wife.
Bu amcık benim malım.
She's my cunt.
Zenginleştirilmiş mal her gün çamaşırhane kamyonlarıyla çıkıyor.
The cut dope goes out in laundry trucks... every day.
Azıcık kafa bulmak için bir kilo mal kullanmaları gerekir.
They'll have to cook up a whole kilo just to catch a buzz.
Malı torbaya koy, sokağa çık Malın satılmasını izle Müşterilerim birinci sınıf O yüzden satış üstüne satış
Bag it up, hit the block Watch the product go I got supreme clientele So it's sale after sale
Üyelerin yeni mal sahibinin beyaz olmamasından... Hoşlanmamaları canımı sıkıyor.
It bothers me that the members'd dislike a new owner who isn't white.
"64.000 Dolarlık Soru", 90.000 dolarlık sponsor getiriyor ve sizin yaptığınızın 3'te 1'ine mal oluyor.
"64,000 Dollar Question" brings in over 90,000 in sponsors and it costs one-third of what youdo.
Hiç malın yok, bir banka hesabın ya da tasarruf hesabın, sağlık sigortan yok.
You don't own any property, you don't have a bank account, or savings account, health insurance...
- Hayır. Sen orman malına hasar vermekten suçlusun. Hepimizin "evimiz" dediği kızıl çamları kestin.
- Oh, no, you were just out damaging forest property, cutting down the redwoods we all call home.
Duymak istemiyorsan benim malı çekmeyi bırak ve çık git.
And if you don't wanna hear it stop snorting my shit and get the fuck out of the bathroom.
Bir aylık maaşıma mal olmuştu.
Cost me a month's wages, but...
Bu tüm sizin veya geri kalanların olduğu, kızınız 4400'e ne oluğunu anlamak için en önemli ipucu, hala siz onun anaokuluna gideceği hayalini görmeye devam ediyorsunuz, İlk dini tören, balo... o halkın malı değil.
That's all you or anyone else your daughter is the rosetta stone for understanding what happened to the 4400, yet you both cling to the illusion that she's going to go to preschool, first communion, the prom... she's not communal property.
Bir çırpıda denizci kıyafetini geçiriverdi üstüne çünkü o hasarlı mal değil.
He couldn't wait to swoop in and throw on that sailor suit, because he's not damaged goods.
Senin yaşında çocuk sahibi olabilecek genç kadınlar Direniş'in birinci önceliği ve bizim için çok kıymetli ticari bir mal olduğunu duymak çok hoşuna gidecek.
Finding healthy, child-bearing women your age... is a top priority for the Resistance... and you'll be happy to know that you are a very precious commodity to us.
Kızlar sizin için tam bir mal güvenlikleri yok gidecekleri yer yok.
Hot chicks getting trashed with no security and... nowhere to go.
Ona bir daha beni kızdırırsa hiçbir yerden mal alamayacağını söyledim.
That's his right. But I told him : "If you stiff me again, you can find a new supply line."
Sık sık dükkânı boşalttığımdan, satacak malın kaldığına şaşırdım.
Surprised you have any trade left, often as I clear the joint.
Mal sahipleri kızgınlığınızı tapularından çıkaracağınızdan mı korkuyor sizce?
You suppose the owners fear you might visit your ire on their titles?
Kaptan Archer... gemileriniz artık Klingon İmparatorluğunun malıdır.
Captain Archer... your ships are now the property of the Klingon Empire.
Bana çok şeye mal oldu ama kızımı götürdükleri yeri... bulmayı başardım.
It cost me everything I had, but I managed to find out... where they've taken her.
Bak, açık arttırmada uzman olabilirim, ama bu çok pahalıya mal olacak.
Look, i can get a pro to do the auction, but it's gonna cost us so much.
Bacaklarımı yukarı kaldırıp mal varlığımı tüm dünyaya gösterecekler. Prostatımı ve sinirlerimi alarak pratikte beni kısırlaştıracaklar.
And they're gonna lift up my legs and expose me to the world and cut out my prostate and my nerves, effectively neuter me.
Akciğer nakli yaklaşık yarım milyon dolara mal olur fakat fakir enayinin sigortası bile yok.
Lung transplant's about $ 500,000, but this poor sucker's got no insurance.
Artık böyle desenler bulunmuyor... gerçek Çin malı, şu sentetik ürünlerden değil.
Doubt you can find this pattern anymore. It's real china, not that synthetic stuff.
Mal sayımı yaptığımız bir gece, çıkışta park yerinde konuşmaya başladık.
One night after inventory, we stopped in the parking lot to talk.
Çocukların kulaklarını örtün ve köpeğe karşılık veremeyeceği kadar ilaç verin. Çünkü, bu gecenin dansçısında sallayacak çok mal var. Kimsenin incinmesini istemeyiz.
So cover the kids'ears and drug the dog till he can't fight back...'cause tonight's dancer has a whole lot of shakin'going on and we don't want anyone to get hurt.
Karım hayattayken geçimimizi onu mütevelli fonundan sağlardık. O öldükten sonra, tüm mal varlığı oğlum Jason'a kaldı.
While my wife was alive, we lived off of her trust fund, and after my wife passed, all of the assets were transferred to my son Jason.
İlk olarak mektupla dolandırıcılık ve çalıntı malı almaktan.
First time for mail fraud and receiving stolen property.
- Ona "varille balık vurmak" denir. Bu bir deyim, mal herif.
It's "shooting fish in a barrel" is the expression, you dumb-ass.
Bu kızın benim malım olduğunu biliyor musun?
Do you know that this girl is my property?
Esas kızınızın bir One Niner malı olduğunu biliyor muydunuz?
You know your, uh, leading lady is One-niner property?
Mal kayıpları ve el koymaları zorlamak zaten büyük bir kısmı yok olmuş bir toplumda ne derece doğru?
Forcing property forfeitures and seizures on a community that's already decimated?
Yaşlı adama biraz mal satmıştık. O da ortalıkta dolaşıp bunu beş kat paraya satmıştı.
We sell some to Pops, he turns around and sells it for five times the money.
Profesyonel Mal Homer Simpsons'a Teşekkürler, Oyuncular Gecenin En İyi Hareketini Yapmak İçin Artık Çok Daha Zorlular.
Thanks to professional jerk-ass Homer Simpson, athletes are now taunting and boasting just to get on our highlight reel.
Artık çok geç Bay Kim, artık karınız bizim malımız oldu.
It's too late for that, Mr. Kim. Your wife is now our property.
Azıcık ısı bana 40 dakikaya mı mal oluyor?
A little heat is going to cost me 40 minutes?
Çünkü artık malını satamıyor.
Because he can't sell his shit no more.
Şu 14.000 dolarlık mal var ya yine o kadar lazım.
That $ 14,000 supply I just picked up... -... I need a refill.
Artık benim mal satılmıyor.
I can't push my ditch weed anymore.
Tanıdıktan fazlası olsa iyi olur çünkü seni posta çalmaktan ve çalıntı mal bulundurmaktan yakaladık.
He better start looking a lot more than sort of familiar because we got you for tampering with U.S. Mail and possession of stolen property.
malik 103

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]