Maserati traducir inglés
222 traducción paralela
Ferrari, Maserati...
Ferrari, Maserati.
Ferrari ya da Maserati isteyen bir müşterim var...
I have a client who wants a Ferrari or a Maserati.
Ferrari ya da Maserati istiyor, ha?
He wants a Ferrari or a Maserati?
Maserati buraya kadarmış demek.
The Maserati looks done for.
O zaman neden bir Maserati istiyorsun?
Then why do you need a Maserati?
Şimdi bir müşterim olsa, kim Maserati verir bana artık?
Who'll give me a Maserati now if I get a client?
Maserati!
The Maserati!
Maserati anahtarı!
The keys to the Maserati!
Ama Maserati değil!
But it's not the Maserati!
Bir Maserati olmadığı belli.
It's obviously not a Maserati.
Rolls Royce'lar, Maserati'ler çıplak kadınlar.
Rolls Royces, Maseratis... women who get undressed.
Bir Maserati istiyorum.
I want a Maserati.
Şu anda umurumda olan tek şey önce sen sonra da siparişi verilecek Maserati.
The only thing I care about right now is you... and a Maserati, in that order.
Başlangıç olarak ; Maserati Cabrio, 14 bin artı vergi ve ruhsat.
For openers, the Maserati convertible, 14 grand plus tax and license.
Maserati almak için onları çabucak satmak istediğini söyledi.
Said he wanted to get rid of it fast to buy a Maserati.
Cobra, Ferrari, Maserati Cooper, Lotus gibi en iyi markalardan bazılarını izleyeceğiz.
'We've got Cobras, Ferraris, Maseratis, 'Coopers, Lotuses. 'Some of the finest cars.'
Ve çok pahalı bir Maserati'yi haşat etmelisin.
And write off a very expensive Maserati.
Her yere bir Maserati kadar hızlı varamam.
I may not get to places as fast as a Maserati.
Maserati.
The Maserati.
Maserati'sinde metresiyle ölen bir İtalyan kontuyla.
An Italian count who died in a Maserati with one of his mistresses.
Her biri bir Maserati!
Boom, boom. Everyone a Maserati!
Maserati'me dokunma.
Don't you take my Maserati.
Maseraticiler 21'de bir parti veriyorlar. Ve hani bizden daha iyi kokan şu adam var ya? Giorgio?
The Maserati people are throwing a small party upstairs at 21 and that guy, Giorgio, you know the one that smells better than us?
Sen benim Maserati'mde hamburger yemişsin.
You ate Fatburger in my Maserati.
- Maserati 30,000 doların üzerinde ve daha hoş görünüyor.
The Maserati's over 30,000, and it looks nicer.
Seni dört-beş çocuğunla birlikte tek kapılı bir Maserati'ye sıkışmış halde düşünüyorum da.
You can't get four or five winter lambs into the back of a Maserati.
Bagaj alanında Maserati'yi bulacak.
He's gonna look for the Maserati at the baggage area.
Beverly Hills'deki bir Masarati'nin içindeydi.
Found it in a Maserati in Beverly Hills.
Larry Wildman uçurumdan atlıyormuş gibi... yeni Maserati'mle!
Like Larry Wildman going off a cliff... in my new Maserati!
Al. Maserati'nin anahtarları.
Keys to the Maserati.
Ben Mazzarati istiyordum!
- I want a Maserati.
Gümüş rengi bir Maserati'si ve 24 saat özel şoförü var.
He's got a silver Maserati with a 24-hour-a-day driver.
Eğer siyaha boyalı gelecekse Maseratiyi istiyorum.
No, I only want the Maserati if it comes in that jet black.
Hey, Bernie, Maserati- -
Hey, Bernie. The Maserati. I painted it black for you.
Ama böylece burs parasıyla bir Maserati'yle dönebilirim.
But this way I have the fellowship money to bring back a Maserati.
Maserati.
Maserati.
Eğer değeri 10 sent ise hissesi 10 papel yapar. Olmuş meyve gibiler. Karışık duygular, Buddy.
Mixed emotions, Buddy, like Larry Wildman going off a cliff in my new Maserati.
Kadının oğlu babasının ona aldığı Maserati'yi kazada parçalamış.
This mama's boy wrecks a Maserati his dad gave him.
Kazadan sonra yerde yatıyormuş. "Maserati'm!" diye bağırıyormuş.
He's lying in the road, and he yells, "My Maserati!"
Pekâlâ. Sigorta raporu için bir bowling tişörtü, bir Maserati birde Picasso yazıyorum.
For your insurance report, we got you down for a bowling shirt a Maserati and a Picasso.
Siyah bir Maserati.
It's a black Maserati.
Maserati... "bir İtalyan arabasıdır".
Maserati is an Italian car.
- Evet, bu bir Maserati.
- Yes, it's a Maserati.
Evet, çünkü Maserati'yi satacağım.
Yes, because I'm going to sell the Maserati.
Neden belki garajın önündeki Porsche'ler, Maserati'lerdi belki de Kolombiyalılardan oluşan davetli listesi ya da kokain büfesiydi.
Maybe it was the Porsches and the Maseratis in the driveway... my Colombian guest list or the cocaine buffet.
- Matush, Maserati yok mu?
- Matush, you don't got the Maseratis?
Hayır, Maserati'yi seviyorum.
No, I liked the Maserati.
O sıradan bir araba değil, bir Maserati.
It's not just a car. It's a Maserati. Oh.
Maserati'nin göstergesinde 228 km yapıldığı yazıyordu.
The odometer of the Maserati had 142 miles on it.
Senin için siyaha boyadım.
The Maserati!
Larry Wildman uçurumdan atlıyormuş gibi... yeni Maserati'mle!
Hey, guys like me have had their asses hung with the airlines.