English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ M ] / Mavi gözlü

Mavi gözlü traducir inglés

521 traducción paralela
Büyük mavi gözlü tatlı bir kızla birlikteysem ve elektriklenme hissediyorsam farkında olsa da olmasa da sinyali gönderen odur.
When I'm with a girl that's cute and appealing with big, blue eyes... ... and I feel electric waves running through me... ... I can be pretty sure she's the one doing the sending, whether she knows it or not.
Sarı saçlı, mavi gözlü benim tipimde ve yabancı bir aksanla konuştuğunu söyledi.
He said she had blonde hair, blue eyes, my figure and a slight foreign accent.
Ama Yüzbaşı Butler, çoğu bebek doğduğunda mavi gözlü olur.
Most babies have blue eyes when they're born.
Sonuçta, mavi gözlü ve öyle kalacak.
Nevertheless, her eyes are blue and they'll stay blue.
Bana onun mavi gözlü olduğunu bile söylemedin, hemde koyu mavi.!
You didn't even tell me she had blue eyes. And deep blue eyes at that.!
Tomanya, mavi gözlü sarışınlar ülkesi.
Tomainia, a nation of blue-eyed blonds.
Koyu kahverengi saçlı, mavi gözlü, 1.80 boylarında, yaklaşık 25 yaşlarında. "
He has dark brown hair, blue eyes, height about six feet two, no hat, around 25 years old. "
Binbaşı John Morrison, yaklaşık 28 yaşında, 70 kilo ağırlığında açık kahverengi saçlı, açık kahverengi veya mavi gözlü olarak tarif ediliyor.
Lieutenant Commander Morrison is described as about 28 years old, weight 160 pounds, light brown hair, light brown or blue eyes.
1.80 boylarında, geniş omuzlu, mavi gözlü.
About 6 feet, broad shoulders, blue eyes.
1.60 boyunda, sarışın, balıketi, mavi gözlü.
Must be about 5'4 ", blond, buxom, blue-eyed.
İri, güçlü, sarışın,... mavi gözlü ve sağ yanağında bir yara izi.
Big, strong, yellow hair, blue eyes and a scar on his right cheek?
İri, güçlü,... sarışın, mavi gözlü,... sağ yanağında yara izi.
'Big, strong, yellow hair, blue eyes, and a scar on his right cheek.'
Hastanede resepsiyonist, sarı saçlı, mavi gözlü, çıplakken 47 kilo, pijamalarıyla uyur, birinci sınıf bir aşçı ve o soru sormaz! O da soruyordur.
She's a receptionist at the hospital, she has blonde hair, blue eyes, she weights 105 pounds stripped, she sleeps in pyjamas, she's a first rate cook and she doesn't ask questions!
70 Kg., sarı saçlı, mavi gözlü.
6', 160 pounds. Blonde hair, blue eyes.
Beyaz, Amerikalı erkek, 32 yaşında ve genç görünümlü 70 Kg., sarı saçlı, mavi gözlü.
White, male American. Age 32, looks younger. 6', 160 pounds.
Ah, benim mavi gözlü budalam!
Oh, my poor blue-eyed fool!
Mavi gözlü budala!
You blue-eyed fool!
Mavi gözlü sarışın bir kız mıydı?
A little blonde with blue eyes?
Adım Marijane Hamilton, 15 yaşındayım. Mavi gözlü, kahverengi saçlıyım.
" My name is Marijane Hamilton, and I'm 15 with blue eyes and brown hair.
Yaşlı adam onun mavi gözlü harika olduğunu düşünüyor.
The old man thinks he's the blue-eyed wonder.
- Sarışın, minyon, mavi gözlü... - Nereden biliyorsun?
Blonde, petite, blue eyes...
Şu mavi gözlü aygır şu elimle yetiştirilmiş ve seçilmiş Quick adındaki adam.
That prize blue-ribbon bull... that hand-grown, handpicked, hand-selected-by-me fellow name of Quick.
O, ve de sarışın, onlar, şu büyük mavi gözlü sarışın.
Him, and that blonde, they... That big blue-eyed blonde.
Yine şu mavi gözlü kızlardan.
The same series of blue-eyed girls.
Mavi gözlü kızlar demişken,.. ... benimkini ne yapayım?
Speaking of blue-eyed girls, what do I do with mine?
Şimdi hatırladım. Mavi gözlü bir kız.
I remember now : a girl with blue eyes.
Mavi gözlü sevgilim uzaklara gitti
My blue-eyed beloved went far away.
Mavi gözlü, sarı saçlı...
Blue eyes, gold hair...
Savaşı biz kazansaydık mavi gözlü Amerikanlar bizim kızların saçlarından yaptırıp şamisen çalarken bizim çikletlerden çiğneyeceklerdi.
If we won, if we won. Make the blue-eyes guys, became warrior head. Chawing the gums.
Sen dönene kadar mavi gözlü bayan ona bakar.
Blue Eyes can take care of her until you come back.
Sen de Mavi Gözlü!
You, too, Blue Eyes!
Uzun boylu, mavi gözlü, zayıf, yakışıklı yabani bir adam. Baba, korkunç bir adamdı.
Tall, blue eyes, slim, quite good-looking in a brutal, mean way.
Bir gün mavi gözlü malum çoban geldiğinde şöyle buyuracak :
One day a man with blue eyes come and say :
Poltroni, 1,80 boylarında, 80 kilo ağırlığında, mavi gözlü ve sarı saçlı.
Poltroni is six feet two, 175 pounds, has blue eyes and blond hair.
Sarı saçlı ve mavi gözlü bir kadınla birlikte olabilir. Üzerlerinde...
He may be accompanied by the woman, blond hair and blue eyes, wearing...
Eee, o sarışın kız kimdi? Büyük mavi gözlü ve büyük kalçalı olan.
Who was the little blonde girl with the big blue eyes and the big bazoom?
Ben de kıvırcık saçlı, mavi gözlü bir meleğim.
I'm a curly-haired, blue-eyed angel.
- Evet. Mavi gözlü.
- Yeah, blue eyes.
Onun, katil-ananın itaatkâr ve mavi gözlü çocukları vardı. Derin, umutsuz bir aşkla doluydu hepsi.
So, she, the killer-mother had obedient, blue-eyed children full of great desperate love.
Boon Hogganbeck'le mavi gözlü küçük bir çocuk.
Why, it's Boon Hogganbeck, with a little blue-eyed child in tow.
Mavi gözlü olanı istiyor.
He wants the one with baby-blue eyes.
O peruk mavi gözlü bir mankene hiç uymuyor.
That wig doesn't go with a blue-eyed mannequin.
Çocuğumun da mavi gözlü olmasını isterim.
I want a kid with blue eyes.
Çünkü dikkat çeken mavi gözlü bir makarnacısın ve benden biri değilsin!
I'm amazed you have to ask.
Mavi gözlü.
Blue eyes.
Siyah saçlı, mavi gözlü, boyu 1,80 civarında tıpkı pithecanthropus erectus heykeline benziyor.
I'll never forget him.
Beyaz, bir amerikalı erkek 32 yaşında, genç görünümlü 70 kg., sarı saçlı ve mavi gözlü Steve Lacey.
Steve Lacey.
Hoşlanmadıklarım mavi gözlü sarışınlar.
What I don't like is blue-eyed blondes.
Slater'n devriyesi, güneye.. Wallingham konvoyu istikametine doğru devam ediyordu, ve büyük şef Beş Fıçı ile mavi gözleri yüzünden kızılderililer arasında ayrıca Gökyüzü Gözlü olarak da bilinen, kalıtımsal olarak daha doğrusu soyu bozuk olduğundan, küçük görünüşü sebebiyle Eğilerek Yürüyen de....... denen şef yardımcısı liderliğindeki... bir grup Sioux savaşçısı hareket halindeydi,
The Slater patrol was turning south towards the course of the Wallingham train, and a band of Sioux warriors was on the move, led by the great Chief 5 Barrels and his sub-chief, Walks-Stooped-Over, who was also known in certain Indian circles as Sky Eyes,
Emin olduğum birkaç şey var, ama bir tanesi, bu batan dünyada emin olduğum şey benim ortaklığım, kromozomsal ortaklığım "sarı gözlü", "mavi saçlı" doğan oğlumuz için.
There are few things I am certain of, but the one thing in this sinking world that I am sure of is my partnership, my chromosomoligical partnership in the creation of our blond-eyed, blue-haired son.
Dur bakalım, "Mavi Gözlü".
Hold on, Blue Eyes. Have you heard of me?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]