Mayor traducir inglés
10,891 traducción paralela
Başkanlığa aday olmak istemediğimi.
That I don't have to run for mayor.
Başkanlık için akla ilk gelen isim değilim biliyorum.
Now, I know that I'm not the obvious choice for mayor.
Belediye başkanlığına adaylığımı koyacağım.
I'm going to run for mayor.
Star City tarihindeki bütün başkanlar PHD'ye katıldı.
Every mayor in the history of Star City has attended the PBA.
Aynı anda hem etkili bir başkan adayı hem de Darkh'ın maşası olamazsın.
You cannot be an effective candidate for mayor and Darhk's undercover stooge.
İkinci olarak, sen başkanlığa Darkh'ı indirmek için aday olmadın.
Second, you didn't decide to run for mayor to take down Darhk.
Ben de belediye başkanlığına adaylığımı koymaya karar verdim.
So, I've decided to run for mayor.
Başkanlığa aday oldun, annen öldürüldü.
you're running for mayor, your mother was killed.
Kendimi koruyabildiğim ve sizin de kendinizi koruyabildiğinizi... -... düşündüğüm için başkanlığa aday oldum.
I ran for mayor because I can protect myself and I thought that all of you could, too.
Biz seni belediye başkanı yaptıktan sonra yardımcı olacağın projenin bir sunumu.
A demonstration of the project that you're gonna help us with once we install you as mayor.
Belediye başkanı, seni sadece yerel ve organik yiyeceklerle beslememizi emretti.
I'm under strict orders from the mayor to only feed you local, organically grown produce.
Olur da annemi görürsen, ona Başkan'ın onu affettiğini ama benim affetmediğimi söyleyebilirsin.
If you do happen to see my mother, you can tell her that the mayor may have pardoned her, but I haven't.
Eğer o Omec'leri yenmek istiyorsak, ki onları yeneceğiz bu şehrin başkanına ihtiyacı olacak.
Now, if we're gonna beat the Omec, and we are gonna beat the Omec, then this town is gonna need our mayor.
Belediye ve LAPD şehir çapında alarm verdi, hepimiz polis şefinin basın konferansını bekliyoruz.
The mayor's office and lapd have issued a citywide tactical alert, As we are awaiting a press conference with the police chief.
Belediye yönetimi, okulun yemekhanesinde neler verildiğiyle neden bu kadar ilgileniyor?
Why is the mayor's office concerned with what is being served in the school cafeteria?
Başkent Reykjavik'in belediye başkanlığına şaka olsun diye aday olmaya karar verdi.
He decided to run for mayor of its capital city, Reykjavik, as a joke.
Portland Başkanlığı için aday olduğunu açıklayacak.
He's gonna announce that he's running for mayor of Portland.
Belediye Başkanı, seni içeri almamamı özellikle emretti.
The mayor told me explicitly not to let you through.
Başkan çok iyi biri.
The Mayor is too kind.
Merhaba, ben Andrew Dixon değilim, ve ben kaçıyorum Bu büyük şehrin belediye başkanı.
Hi, I'm Andrew Dixon, and I'm running for mayor of this great city.
İnsanın aklını çelen, parka doğru koşmak ta ki belediye başkanının Union Meydanındaki devriye polislerini iki katına çıkardığını hatırlayana kadar.
It's tempting to head into the park until you remember the mayor just doubled the foot patrols in Union Square.
İnsan başkan beni vurduğunda, bana kibar davranmıştı. Isınmam için bana bir ceket vermişti.
He was kind to me when the human mayor shot me.
- İnsan belediye başkanı Yosemite Kasabı'nın tarafında yer alıyor.
- Human mayor... sympathetic to the Butcher of Yosemite.
İyi dostum belediye başkanını aramama ne dersin?
So what do you say we call my good buddy the mayor?
Belediye başkanının onu tanıdığından şüpheliyim.
I sincerely doubt he was on the mayor's radar.
Belediye başkanın en yakın arkadaşı gibi mi?
Someone who's best friends with the mayor?
Bütün bütçeye erişimi olanlar denetmen, personellerden sorumlu başkan yardımcısı ve başkan yardımcısı.
The only people with access to the entire budget are the comptroller, the mayor's chief of staff, and the deputy chief. Stephen Reed...
Benim tanıdığım personel müdürü başkanla birlikte Londra'da.
I know for a fact that the chief of staff is in London with the mayor.
Başkan olarak, benim Şahingöz sistemim her şeyi değiştirecek.
As mayor, my Hawk-Eye system will change all of that.
Başkanlık için Peter Van Eyck'e oy verin.
Vote Peter Van Eyck for mayor.
Ve şimdi, Washington Red Clouds için Super Bowl'da eski en değerli oyuncusu ve bu mükemmel şehrin gelecekteki başkanı...
And now, former Most Valuable Player of Super Bowl LXXXVII for the Washington Red Clouds and future mayor of this great city,
Başkanlık için Van Eyck.
Van Eyck for mayor!
Sıradaki durak belediye başkanlığı ofisi olacak.
Next stop, mayor's office.
Başkan beni isterse tabii.
If the Mayor will have me.
O Portland'ın belediye başkanlığı için adaylığını açıklayacak.
He's gonna announce that he's running for Mayor of Portland.
Dah önce hiçbir politikacı adayı desteklememiştim,... ama bu seçimde, bir istisna yapacağım....... çünkü belediye başkanlığı için olağanüstü bir adayımız var.
Now, I've never endorsed a political candidate before but this election, I'm making an exception because we have an exceptional candidate running for mayor.
Belediye başkanımız Rahm Emanuel.
Our Mayor, Rahm Emanuel.
Belediye Başkanım?
! Mayor?
Teşekkür ederim, başkanım.
Thank you, Mayor.
Anlaşılan vali, belediye başkanı, iki de senatör gelmiş.
Looks like the governor, the mayor, a couple state senators.
Başkanım, içeride suikastçi veya bombacı olduğunu bilemezdim.
Mayor, I didn't know if there was a gunman or a bomb...
Hayır, Başkanım, lütfen.
No, Mayor, please.
Sayın Başkan, burası evsiz insanla dolup taşsın diye burayı burjuvalaştırmak için götümü yırtmadım ben.
Mayor, I didn't bust my ass to gentrify this part of town to have it overrun with homeless people.
Başkanım, bu konu hakkında bir planınız var mı?
Mayor, what are you going to do about this?
Ve Vali'nin elinde, Rhodesian Ridgeback yapımı nefis bir pompalı tüfek ve tüfek kırması var.
And there's the Mayor with her delightful Rhodesian Ridgeback shotgun / rifle mix.
Lord Mayer ve eşiyle yemek yemiyor musun?
Not dining with the Lord Mayor and his wife?
Çocuklarımızın azıtması hoşuna gidiyor çünkü onların Şeker Kasabası'nın belediye başkanı olan yavan babaları İyilik Timsali Bey gibi olmasından çok korkuyorsun.
You like our kids running wild'cause you're worried they're too much like their namby-pamby dad, Mr. Goody-Goody, Mayor of Vanillatown.
- Alak mı düzenlemiş? - Hayır, Başkan.
No, the mayor.
- Başkan Rosewater sanırım?
Mayor Rosewater I take it?
- Sayın Başkan.
Madam Mayor.
Sayın Başkan.
Madam Mayor.