Media traducir inglés
5,884 traducción paralela
Sosyal medyanın sosyolojik ve antropolojik etkileri...
The sociological and anthropological effects of social media can be quite positive.
Bu olayın medyaya sızmasına izin vermeyin.
Don't let this get to the media.
Medya sizi soruyor.
The media is asking for you.
- Sosyal medyada yayılır bunlar.
- It comes out in the media.
Ama fotoğrafını internette arattım çünkü herkes internette gösteriş yapmayı sever.
- No, but I cross-referenced her image on social media because everybody wants to be noticed.
Şu an son istediğim şey canlı yayın araçlarının şehri sirke çevirmesi.
The last thing we need are satellite vans and media people turning this town into a circus.
Ben bir sosyal medyada nabız yoklayalım diye söylüyorum.
I'm saying let's sound him out on social media.
Sosyal medyadaki büyük kaçırılma haberlerine rağmen herhangi bir fotoğraf yok.
And for all the social media posts about a big attempted abduction, there were no photos attached.
Sosyal medyada daha ulaşılabilir olmaya çalışıyorum.
I'm trying to become more accessible on social media.
Çevirmen : Erkin Egemen
Captioned by Media Access Group at WGBH access.wgbh.org
Sue'nun çok geniş bir sosyal medya kullanımı var.
Sue has a pretty expansive social-media presence.
Geçen her gün Medya başka başka şeyler söyledi. 24 saat boyunca kafamı şişirdi.
Every day that goes by gives the media another 24 hours to beat the drum.
- Hepsi hastalanacak. Bunu sosyal media kampanyası ile güçlendireceğiz.
We'll stir the pot with a social-media campaign.
Geri dönüp patronuna ve gazetecilere sosyopatın birinin savcı yardımcısının beynini ormana saçmasına engel olamadığını... söylemek ister misin?
You really want to go home and tell your bosses and the media that you couldn't stop a sociopath from spraying the brains of an assistant U.S. Attorney all over the woods? !
Ne yapacaksınız? Ne zamandan beri gazetecilerin ne yazacağına karışır oldunuz? Karıştığımız yok.
And that premiere secretary calls me and tries to put pressure on the media...
Gazeteniz halkı aydınlatmak ve demokrasiye hizmet etmek için kamu fonundan milyonlar alıyor, aksini yapmak için değil.
Norwegian media, your newspaper, get a million to work for democracy. You are doing quite the opposite.
Ardından internette aile fotoğraflarını buldum. Sosyal medyada.
Then I got their family photos from the Internet- - social media sites.
Burada tam bir basın sirki olacak.
It's going to be a media circus there.
Yani, sonuç olarak, kubbe uluslararası bir medya olayıydı.
I mean, after all, the dome was an international media sensation.
Şimdi kendi istediğim gibi anlatabileceğim. ve eğer medyada yansıtılanların dışında bir hikayeye ya da duruma makul bir şekilde hazır olan birileri varsa artık buna inanmak için bir alternatifleri olacak.
Um, I will be able to tell it my way, and if somebody is reasonably open to a different story or a different, um, situation than what has been put in the media, then they'll have an opportunity to believe it.
# Bir sürü küçük isim görünür #
♪ Lots of little names, nyah nyah nyah nyah guy! ♪ Captioned by Media Access Group at WGBH access.wgbh.org
Kathie kaybolduğunda basın beni aramaya başladı.
When Kathie disappeared, I saw the media was calling.
Ülke çapındaki bir çok medya kuruluşundan talepler alıyorduk...
We were getting requests from so many media from around the country...
People dergisi... New York gazeteleri ve televizyonları... ve elbette yerel basın var...
People magazine and the New York papers and television stations, and, of course, you have your local media,
Eğer öğrenirlerse New York'taki basının hemen ilgisini çekecekti.
They're going to find out there's all this media attention on him back in New York.
Arkamda LeMarchal Medya'nın tam desteği var, ve bu çöpü 2 saat içinde çürütebilirim, çünkü oğlumun ölümü hakkındaki olayların çok fazla abartıldığına inanıyorum.
I have the full support of LeMarchal Media behind me, and I can rebut this trash in two hours, since I believe that the events surrounding my son's death have been highly exaggerated.
Medya zalim olabiliyor.
The media can be cruel.
Sosyal medya ve epostalar aracılığıyla tüm ülkeye ulaştı.
Media and postal accounts across the country!
Çok üzgünüm Hilde. Polis savcısı kirli oyununa medyayı dahil ediyor.
- Why is it you vybachayeshsya for what that the prosecutor uses Media dirty for dirty tricks?
Basının üzerimizde etkisi olmamalı evet. Lakin bu davanın sana zarar getireceğini düşünüyorum.
Of course the media should not affect our decisions, but I'm not sure that this case is right for you.
Ortada iddiaları destekleyecek kanıt yok. Norveç polisindeki direniş yanlıları basını manipüle ediyor.
Media undergone opposition to the cynical manipulation in the ranks of the Norwegian police.
Alkışlayın.
Thank you. Captioned by Media Access Group at WGBH access.wgbh.org
Medya sadece her zaman yaptığı şeyi yapıyor.
The media is just going to do its thing.
Yani, Ligde benim zamanımda Televizyonda kirli çekmeceleri değil futbolu konuşurduk.
I mean, back when we were in the league, we talked to the media about football instead of airing our dirty drawers.
– Muhabirlerden makalelerini geri çekmelerini talep ettik.
We have strongly demanded for the withdrawal of any related news from each media company.
Önceki Başkan'ın sağlığıyla ilgili haberler tüm görsel basında yer almış bu sabah.
Early this morning, news about former Chairman Cha Joon Pyo's recent health condition has been reported in all mass media.
Otopsi raporlarına bir göz attım, ortama çıkarıyorlar.
I got a look at the autopsy results They're releasing to the media.
"bir şey yapamazsın" diyen New York medya tipleri.
"you can't do something" by those media types in New York.
Düşündüm de rakiplerinin Amanda Clarke'ın etrafında kurduğu hayali hikayeyi bozmak için her yardıma ihtiyacın vardır.
I assumed that you would have all hands on deck trying to pierce the media myth your competitors are building around Amanda Clarke.
Basına pek düşkünüm diyemem.
I'm not usually a fan of the media.
Medyada kendim hakkında çıkanları görseydim, büyük ihtimalle ben de bu şekilde düşünürdüm.
That is what I would think if I was as familiar with the media as I am about me.
Basın şimdiden bir şeylerin konusunu aldı.
The media already has wind that something's up.
Bentley'in sosyal medya yapısını araştırdım.
I searched Bentley's social media presence.
Sosyal medya Jethro, şüpheli insan davranışlarından oluşan bir lağım gibidir.
Social media, Jethro, is a cesspool of questionable human behavior.
Dubai'deki ekibimiz geçen yıldan beri terör gruplarının sosyal medya hareketlerini izliyor.
Our task force in Dubai has been tracking the social media activity of terror groups for the last year.
- Hazırladığınız dava raporuna göre hırsız hedefini sosyal medyadan buluyor.
According to your case report, a thief used social media to find her target.
Malik bu kasetleri internetten yayınlarsa bir sürü şeyle uğraşmamız gerekecek. Medya çıldıracak, halk panikleyecek.
If Malik digitizes these tapes and releases them, we're gonna be dealing with... media frenzy, public panic.
Sosyal medya ve terörle ilgili yeni haber geldiğinde beni uyarması için ayarladım.
Oh, yeah, I set it to alert me on breaking news stories involving social media and terrorism.
Git üstümden.
Captioned by Media Access Group at WGBH access.wgbh.org
Dava yerel basında geniş yankı uyandırmış.
The case got a lot of local media attention, and in every interview... his family, coworkers...
- Sen bir dinozorsun.
On social media has an attention span of eight seconds.