Metal traducir inglés
7,746 traducción paralela
Hatırlayın, kırmızı ışık ne kadar yoğun olursa olsun metalde elektronları yerinden oynatmamıştı.
Remember, no matter how intense the red light was, it still didn't budge electrons from the metal.
Şuradaki teneke kutularsa metalde yüklü elektriği temsil ediyor.
'And those cans over there are the electricity held in the metal.'
Asıl deneyde metale ışık vererek yüzeyinden elektrik akışı sağlanıyor.
Now, in the original experiment, they made electricity flow from the surface of the metal by shining light on it.
Yani, çok sayıda kırmızı ışık parçacığına sahip çok parlak bir kırmızı ışık bile tıpkı kırmızı toplar gibi metal plakadaki elektronları hiç yerinden oynatamıyor.
'So even a very bright red light with many red light particles'can't dislodge any electrons from the metal plates,'just like the red balls.'
Loş ultraviyole ışık gibi yalnızca birkaç tanesi elektronları metal plakadan harekete geçirmek ve altın varağı çökertmek için yeterli.
Just a few of them, like a dim ultraviolet light, are enough to knock the electrons out of the metal plate and collapse the gold leaf.
Girmek için x-ray cihazı, metal detektörler ve ses tanımlamasını geçmek gerekiyor.
X-rays, metal detectors and voice recognition just to enter.
Sıvı metal.
Liquid metal.
O sıvı metal şey yolumu nerede keseceğini nasıl bildi?
How'd that liquid metal thing know where to intercept me? Huh?
Botun battığını sandım ama ama aşağıdan gelen su değildi, sıvı metaldi.
I thought the boat was sinking, you know, but it wasn't water coming up from below, it was liquid metal.
Sıvı metal alaşımı için potansiyel uygulamalar sayısız.
The potential applications for polyalloy are countless.
Sıvı metal alaşımının, kalıcı şekil alması için programlanması gerekiyor.
Polyalloy requires programming to take permanent form.
Satın almak üzere hurda metal parça arıyordu.
He was looking for scrap metal, buying parts.
Muğlak surette şuradaki kare metale arada sırada ayağınla dokunmak isteyebilirsin.
Equivocally, you might wanna consider occasional... tapping that square metal by your foot.
- Metal kepçe makinesi olan yer mi?
- The place with the metal claw game?
Metal kepçe makinesi olan yer mi?
The place with the metal claw game?
Metal kafes, yerin 700 metre altından 33 madenciyi teker teker alıp 62 gündür görmedikleri güneşe kavuşturacak.
The metal cage is designed to haul the 33 miners, one by one, from 700 meters below ground to the sunlight they haven't seen now for 62 days.
Ambulans geldiginde sana ulasamazlar, cunku parcalanmis metal parcalarinin ve diger olulerin arasinda, sikisip kalmissindir ve yolun her yerinde benzin vardir!
But the paramedics can't get to you, because you're trapped, under all the twisted metal, and the other dead passengers, and then there's gas, all over the road!
Sanırım hızlı metal seviyoruz.
- Um, we like speed metal, I guess.
Bütün metal dolgularınız çıkarıldı mı?
Have all your metal fillings been removed?
Herhangi bir metal işlemi bozabilir.
Any metal will disrupt the process.
Küçük bir metal.
A little metal.
Bazen de metal bir zincir. "
Sometimes a metal chain. "
Metal talaşı satıyorum.
Selling swarf.
meta talaşı ( isim ) kesici bir aletle çıkarılan metal dolgu ya da yongalar. Büyük yapıların inşaatından sonra kalan metal döküntüler... Golden Gate gibi...
That's metal residue left over after the construction of large objects... like the Golden Gate...
Bu iyi bir şey çünkü metal talaşı açısından durgun bir yıldı.
Which is good, because it's been a down year, swarf-wise.
Gevşek metal talaşı zirve yaparsa, o zaman...
If a loose swarf goes around in an apex, then what happens in a...
Toptan metal talaşı kalıntısı maliyeti ve alımları.
Wholesale swarf residue bargain cost-buys.
- "Metal talaşı" gerçek bir şey mi?
"Swarf," is that a real thing?
Sistem, ağızdan herhangi bir metal cisim girdiğinde otomatik olarak kapanmak üzere tasarlanmıştır.
And before you ask. The system is designed to shut down automatically if any metal enters the intake.
Onu metale dolamamızın bi yardımı yok.
The metal we fucking wrapped him in doesn't help.
Trenin üzerinde gittiği, uzun metal parçasında kaybolmayız, değil mi?
That's the long metal thing that the train goes on, is it, boss?
İşe yaramaz metal zırhın toprağa karışıp gidecek.
Your clunky metal suits are gonna be left in the dust.
Robot bir adamın, yani adamların mekanlara girip yağmalama ihbarları yağıyor.
Reports of a metal man, or men, coming in and emptying the place.
Dünyadaki en güçlü metali.
The strongest metal on Earth.
Ortalık durulduğunda dünyada yaşayan tek şey metal olacak.
When the dust settles, the only thing living in this world will be metal.
Anne, Ben aynı kendi metal posterlerinde bulunan hortlaklara benziyor.
Mom, Ben looks like some ghoul from one of his metal band posters.
Ağır metal müzikleriyle baştan çıkarılıyor, hatta çoğu albüm ve müziklerinde şeytani şeyler kullanıyor.
They are seduced by heavy metal heroes, many of whom feature satanic imagery in their songs and album covers.
Değişik suçlulular var. Şehirdeki kimsenin sevmediği tuhaf gençler, ağır metal dinleyenler.
They had the perfect culprit, a strange teenage boy that no one in town liked much and listened to heavy metal.
- Metal dedektörü.
- That's a metal detector.
O kadar kolay ki, yapman gereken sadece tek bir parmağınla metalden kıvrımı bükmek.
So easy, you could do it with no more than one finger pressed in a small metal curve.
Bu nikel-metal hidrojen bileşimi.
It's nickel-metal hydride.
Silikon yarı metal sınıfındadır..
Silicon's classification is semi-metallic.
Joy'un hayali babasının tamirhanesinde başladı.
Joy's dream started at this metal garage her father ran.
Henüz elime geçmemiş metalin parasını ödemem.
I'm not paying for metal that I haven't gotten.
Hem fatura göndermiyor hem metali göndermiyor.
He doesn't send an invoice, and he hasn't even sent the metal.
Metal ve plastik enjeksiyon kalıp fabrikası.
A metal and plastic injection mold factory.
Hip-hop olsun, trance müzik olsun ya da koyun mesanesiyle çalınan Bulgar heavy metal'i olsun.
Hip-hop, trance, Bulgarian heavy metal played on sheep's bladders.
Metal işçisinin çırağı kılığına girmişti. Yeni bir kimliği vardı.
He's working as a metal worker's apprentice and has an entirely new identity.
Bir metal parçası kimin umurunda olur ki?
Who cares about a piece of metal?
- [Metal bir birine çarpar ] - [ Üfürümleri]
- [Metal Clinking ] - [ Murmurs]
[Metal bir birine çarpar]
[Metal Clinking]