English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ M ] / Meşale

Meşale traducir inglés

424 traducción paralela
"Görülmez Meşale" yi söyle!
Sing "The Invisible Torch"!
Meşale yapın, onları arabanın içine koyacağız.
Torch some brush, and we'll put it on the wagon.
- Goluck'u meşale sallarken gördügünde saldır.
And when you see Gorlock wave the torch, attack!
- Kule üzerinde sallanan meşale ne anlama gelecek.
A torch waved from the top of the tower.
Daha üç meşale var, ama silahınız boşaldı.
Three torches left. A pity your gun is empty.
# Ama bulduğum şu meşale söndürülmeli
But this torch that I found must be drowned
- Bekle, bir meşale yaptım. - Tamam, ilk sen gir!
Wait a sec, I have a torch.
Komutan, daha iyi görebilmesi için bir meşale getir.
Captain, bring a torch, that she may see the better.
Binbaşı, General kendisini aşağılarken çok küçük bir meşale alıyor ve daha büyük bir tane istiyor.
The Major takes a very small torch as the General insults him and asks for a larger one.
Tapınağın yanması o gün, tüm dünyayı yakıp kavuracak bir meşalenin tutuştuğuna işaret bu meşale, senin oğlun.
The burning of the temple... that a torch was kindled that day that would one day consume all the world, and this torch, your son.
Elinde bir meşale vardı ve her yeri yakmaya çalışıyordu. Ama arkasından yaklaştım, gizlice sokuldum ve tabancayı doğrulttum ve onu kendim yakaladım.
He had a flame in his hand, and he was burning up the whole place, but I walked behind him, I stalked him and I held the gun on him, and I caught him myself!
Onu yakaladım çünkü elinde meşale tutuyordu.
I grabbed him because he had the flame.
- Meşale yanıyordu ve de...
- The torch was burning and so what...
" Bir meşale gibi... yanarken sen... sarar etrafını kızgın alevler
" So often are you as a blazing torch with flakes of burning hemp falling about you.
Meşale!
The torch!
Ve lamba ya da bir meşale getir, ışığa ihtiyacımız olacak.
And bring a lamp or a torch, we shall need light.
- Meşale, hazırol!
Present, torch!
Bu ayrımın orta noktasından, yanan bir meşale oldukça uzun bir mesafeye alev, kor ve kıvılcım fışkırtarak fırladı.
From the midpoint of this division, a flaming torch sprang up spewing out over a considerable distance fire, hot coals and sparks.
Dört meşale yapacağız. Çubukları bulalım. Etteki yağı kullanacağız.
We're going to make four torches - we'll find the sticks and we'll use the fat from the meat, and then...
Keski, kazayağı, meşale.
Chisel, crowbar, cutting torch.
Babam Marcus Aurelius, öldüğü zaman, bana bir meşale verip, beni şüphesiz bir Sezar olarak selamlamıştın.
When my father, Marcus Aurelius, died, you brought me a torch and hailed me undoubted Caesar!
İşte küçük meşale tutucum, Louise.
Here's my little torch holder, Louise.
Bu ne şimdi? Yaramıza tuz mu basıyorsun, yoksa üzerinde meşale mi söndürüyorsun?
Is that for quenching a torch or washing a wound?
Biliyor musun, Harry? Daha önce meşale taşıyan adamlar görmüştüm ama sen bir şampiyonsun.
You know, Harry, I've seen guys carry a torch before, but you're the champ.
O yüzden bana meşale falan verme.
Don't give me with that torch.
Sizi yakmak için, ellerinde meşale ile karşılayacaklardır.
They'd meet you with fire.
Yoksa, bir sopa ya da meşale ile onlara vurun, ya da yakın, çok dayanıksızlar.
That's a sure way to kill'em. If you don't, get yourself a club or a torch. Beat'em or burn'em.
Meşale mi onlar?
Torches you think?
Bean, Rowdy, meşale getirin!
Bean, Rowdy, bring torches!
Meşale getirin!
Get some torches!
Körükler rüzgar etkisi yaratırken, meşale ona güneşe yaklaştığını düşündürüyor.
The bellows create the illusion of wind, while the torch makes him think - - He's nearing the sun. - That's right.
- Meşale yakarız.
- We'll make some torches.
- Meşale.
- Torches.
Sana bu yüzden meşale verdim ; boynunu kırmayasın diye.
That's why I gave you the torch - so you wouldn't break your neck.
Meşale ışığında mı?
In that torchlight?
Meşale!
Torch!
Kasım, 1942. Asker ve silah yüklü 600 gemi Kuzey Afrika'ya doğru demir aldı. Meşale Harekatı.
November of 1942 : 600 ships full of men and equipment they leave northward of Africa, in the Operation Torch.
Birkaç meşale getirin, çabuk.
Get some torches, quick!
"Yanıp hareket eden bir meşale gibi görünen şey, gerçek bir çocuk." dedim.
"That is a real child, that burning torch running across a field."
Meşale Operasyonu, Fas ve Cezayir'deki Fransız Afrika kolonilerine yapılan Anglo Amerikan çıkartmalarına verilen isimdi.
Operation Torch - codename for the Anglo-American landings in the French North African colonies of Morocco and Algeria.
Birçok insanın üstü başı tutuşmuş, yanan bir meşale gibi ortalıkta koşturuyordu.
Many people actually caught fire, running around like living torches.
Niagara Şelalerini bile görmedim zira sen, meşale cinayeti haberi için beni trenden indirttin.
I never even got to Niagara Falls'cause you made me get off the train to cover the torch murder.
Tek yapabildiğim gözlerini kapatmaktı. Meşale gibi yanan insanlar görmeyesin diye.
All I tried to do was hide your eyes so you couldn't see people burning like torches.
Bazıları meşale gibi yanıyor.
Some burn like a torch
Onu elimdeki meşale ile azıcık dürttüm, ve işte önümde dikiliyor... beni bekliyor.
I shove in my dim little torch, and there he stands... waiting for me.
Ağaçlar ise meşale gibi parlıyordu.
The trees like torches biased with light,
Meşale yap.
Here, take a torch.
Ve bir ışık mucizesi yarattılar çünkü gerçekten yüzlerce mum ve meşale yakmışlardı.
And it was just a miracle of light... because they had literally set up hundreds of candles and torches.
Meşale taşıyıcıları!
Torch bearers!
Ayrıca atalarınızdan birinin M.S 270 yılında Alexandria, Mısır'daki bir kütüphaneyi bu meşale ile ateşe verdiğini saptadım.
I'm going to turn this whole thing over to a lawyer. - A lawyer? - Yes.
Bana bir meşale ve bir düzine tüfek lâzım.
I need a torch and a dozen rifles.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]