English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ M ] / Miners

Miners traducir inglés

816 traducción paralela
Reg ile bütün yazlarımız birlikte geçerdi parklarda, Wendouree'nin dışında, kaleler yapar, askercilik oynar, madencilik yapar, altın arardık.
Reg and I would spend entire summers together in the parklands, out past Wendouree, building forts, playing soldiers and miners, panning for gold.
Yöntemi, Viktoryen kömür madencilerinin deneyimlerini esas alan bir yöntemdi.
His method was based on the experience of Victorian coal miners.
Ne kadar derine inerlerse insinler, madencileri bekleyen ortak bir tehdit vardı.
However deep they go, all miners face a common hazard.
19. yüzyıl madencilerinin hâlihazırda keşfettiği üzere Dünya'nın içi sıcaktı.
As 19th-century miners had already discovered, the interior of the Earth is hot.
5 yıllık kalkınma planının 3'üncü yılında ki mücadelede Donbass'lı madenciler anladılar ki diğer sosyalist ülkelerdeki endüstürilerin geleceği kendi eforlarına bağlı.
In the Five-Year Plan's third year of struggle, the Donbass'miners must bear in mind that their socialist country's primary industries depend on their efforts.
Madenciler isyanda, Ambridge, Pennsylvania, 1933.
Miners revolt, Ambridge, Pennsylvania, 1933.
Borinage'da... 1932'de Borinage'daki madenciler şöyle haykırdılar :
In the Borinage, We've had enough! So cry the miners of the Borinage in 1932.
Madencilerin başarısı için, emekçi sınıfın başarısı için...
For the miners victory, for the victory of the working class...
Hornu'da, iki madenci havasızlıktan öldü.
Two miners asphyxiated at Hornu.
Madencilerin dayanışması, en azından o anlığına tahliyeyi engelledi.
The miners solidarity has prevented the eviction at least for the moment.
Boş kalan kullanışlı işçi lojmanları terk edilince madenciler, "Kral Albert Fonu" gibi, hasarlı barakalarda kalmak zorunda kaldılar
Abandoning usable workers'homes, which stay empty the miners must stay in ruined barracks like those of the Fonds du Roi Albert.
İşsizliğin etkisi tüm madencileri aynı derece yıkımla tehdit ediyor.
The effects of unemployment threaten all miners with the same degradation.
Germinal, maden işçileri arasında huzursuzluğa ve taşkınlığa sebebiyet verdiniz.
Germinal caused a furor and unrest among the miners that lasted for years.
Babam ve bütün ağabeylerim kömür madencileriydi ve yaptıkları işten... -... gurur duyarlardı.
Coal miners were my father and all my brothers, and proud of their trade.
Hakim, öfkeli altin arayicilari hapishanenin önünde toplandi.
Judge, quite a mob of miners down at the jail.
Bizim yöntemimizle para kazanmak altin arayicisi olarak çabalamaktan çok daha kolay.
It's so much more fun making money the way we do, instead of slaving for it like miners.
Altin arayicilari da bankadaki gibi yaparlarsa, ne olur
But suppose the miners do revolt? They blew out the front of the bank.
Hepsi Venezuelalı altın madencileri.
They are gold miners from Venezuela.
- Sizler madenci misiniz acaba? - Hayır.
- Say, you fellows miners?
Madenciler hakkındaki kitabesi :
He borrowed a miners saying for his epigraph :
Avcılara evet, altın arayıcılarına değil.
That holds for hunters, but not for gold miners.
Savaştan önce burada maden açan madencilerle ilgili yasayı ileri sürüyorsunuz.
Now that's on the basis of miners'law a local agreement among miners who prospected here before the war.
Yasayı altını bulan insandan başka kim yapabilir ki? O da biziz.
Who better to make miners'laws than the men that found the gold?
Savaştan önce kardeşim Jericho'yla bir madenimiz vardı. Madenci yasasına göre orası bize aitti.
My brother Jericho and me had a claim before the war that we found and staked out according to miners'law.
Federal yasa kabul edilince madenci yasası geçersiz oldu.
Miners'law went out when federal law came in.
Pedro'nun madencileri, hayvanları o tehlikeli çıkıntıya sürmüş... gizli madene koymak üzere... sert altın cevheri topaklarını ayıklayıp saf altın parçalarını... alelacele çuvallara doldurmuş.
Pedro's miners led their animals to the dangerous ledge... where the rough ore was separated from that which had been crushed... and the pure gold nuggets were hurriedly poured into sacks... for storage in the hidden mine.
Bu adam dün Apache'ler tarafından pusuya düşürülen bir madenci grubundaydı.
This man was in a party of miners ambushed yesterday by Apaches.
Hızla kalkınıp gelişen bir kasabayı kaç madenci terk etmek ister?
How many miners leave a boomtown richer than when they showed up?
1952'de bir koyun sürüsünü 8900 tanesini California'ya götürüp açlıktan bitkin düşmüş maden işçilerine sattım.
Back in'52, I drove a herd of sheep 8900 of them, up to California and sold them out to the starving miners.
Yeraltında çalışan madencilerin yeri.
A place where miners live, who labor in the bowels of the earth.
Bir avuç çılgın madenciyi doyurasın diye açlıktan ölmelerini mi bekliyorsun?
Do you expect them to starve while you feed miners?
Bakalım bir düzine aç madenciye karşı ne yapacak.
Let's see him against hungry miners.
Serra Pelada altın madeninde ki madencilerle haftalar geçirdikçe tamamen batmıştı.
As the weeks passed with miners in the gold mines of Serra Pelada.
Süslü kadınlar ve berbat viskinizle madencileri kandırdınız.
Robbing and cheating miners with your bad whiskey and fancy women.
Güney sınırında bazı madencilerin dün gece yine çatıştığını duydum.
I heard some miners had another fight in the south-end last night.
Madenciler işlerinin başına dönecek. Herkes sevinecek.
The miners go back to work, big times for all.
Madencilerle serseriler etrafı istila etmişler.
Miners and riffraff are overrunning the town.
Tüm dünyada, orada yaşayan madenciler kadar sefil insan yoktur.
There exists no more miserable people on the face of the earth... than the miners who live there.
O giysilerinizi ölen madencilerin kanı ve teriyle kirletin sonra gelip bana Hristiyanlık'la ilgili ders verin.
Get those clothes dirty with the blood and sweat of dying miners... then come here and lecture me about Christianity.
Madencilerin hepsi Boston'da büyüdüğü için daha çok fasulye yiyebilirler.
Them miners can eat more beans than they raise in all of Boston.
Onlar çılgın madenciler!
Them crazy miners!
Bir kamp dolusu hödük madencinin ve senden nefret eden bir babanın arasında yalnız kalmak nasıl bir şeydir, biliyor musun? Çünkü sen onun hep beklediği oğlu değilsin.
Do you know what it's like to be alone in a camp full of rough-neck miners, a father who holds a quiet hatred for you because you're not the son he's always wanted?
Madencilerim korku içinde verimli çalışamıyorlar.
Yet my miners are terrorised, my wagons wrecked.
Orada hasta yatan bitkin durumda... madenciler vardı...
There were the injured miners... It's strange...
Madencilerin meleğisin.
You're the miners'angel.
Bonanza adresine gönderiliyor.
Miners Exchange, Bonanza.
Sanırım madenci kafilesinden ayrılmıştı.
A split among miners, I suppose.
Madenci grubundan ayrılmıştı.
Split... among... miners, eh?
Birbirine bağlı madenciler olarak bu bizim için çok zor oldu.
It was really tough... as fellow miners.
Kendi altınlarını bize ulaştırmak isteyen 6 madenci öldürüldü.
Six miners have been killed trying to get their gold to us.
İnsanlar bir gün buraya gelecek.
Miners will excavate it one day.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]