Minimum traducir inglés
2,754 traducción paralela
Anlaşma minimum güvenlikti.
The deal was minimum security.
Maybelle Minimum Güvenlik.
Maybelle Minimum Security.
Mösyö, minimum bahis "deux".
Monsieur, the minimum c'est deux.
Minimum bahis iki mi?
The minimum is two?
Büyük gelgitler ve elektriksel bozulmalar alt seviyede olacak.
Extreme tides, electrical disturbances at a minimum.
Yörüngeye odaklanmak için 5 dakika var.
You have five minutes to get to minimum safe orbital distance.
En az 20 yıl hapiste kalması gerektiğini söyledi.
He said he thought she should be in jail for 20 years, minimum.
Minimum teklif ikiye katlandı.
Minimum bid just doubled.
En düşük bahisler... 50,000, 100,000 hatta bir milyon.
Minimum bets... 50,000, 1 00,000... even a million.
Minimum, 3 milyon.
The minimum's 3 million.
Esnafın narhını da düşürün biraz.
And lower the merchants'minimum price.
5 bin, en düşük bahis miktarı.
5 grand's the minimum bet.
O'Leary hâla minimum bahis yapıyor.
O'Leary's still betting the minimum.
Bu herifi minimum bahisle çökertemezsin.
You can't take this guy down with a minimum bet.
Karanlıkta resim çektiğinizde ışık minimum olmalıdır ya kamera hareket etmeyecek ya da bulanık bir resim çekeceğiz.
If you take a picture in the dark, you need as much light as possible, which means you can't move the camera or you'll get a blurry image.
Bu daha ne ki.
This is bare minimum.
Tamam, şu komutları mümkün olduğunca minimumda tutalım.
Okay, let's keep those comments maybe to a minimum if we can.
Minimum ücret, maksimum başarı.
Minimum fee, maximum satisfaction
Aksi takdirde, kaybımız fazla olur.
So we can gain control with minimum casualties.
Asgari katkı 2 avro, bu kişiselleştirilmiş bir yapımcı sertifikası ile bir kozmonot takımı kazanmak için piyango numarası içeriyor.
The minimum contribution is 2 Euros and you get a personalized producer's certificate, and a number for a draw in which you can win an original cosmonaut suit.
Bir grubu beğendiğimde onlara albümlerini çıkarmak istediğimi söylerim, ve copyleft, öz-yönetim... ve asgari kaynaklarla çalışmaya inandığımı da söylerim.
If I like a band, I tell them I want to release their music and I also tell them that I believe in things like copyleft, self-management... and working with minimum resources.
Değerlendirmemize göre balıkadamlar gemiye minimum riskle çıkabilirler.
It's our assessment that the frogmen can board the ship at minimum risk.
Asgari ücret.
Minimum wage -
Asgari maaşla hamburger kızartmamı mı istiyorsun?
What, that I should be frying burgers for minimum wage?
Bu yüzden kefaletinin en az 1 milyon dolar olmasını talep ediyoruz.
I ask that bail be set at a minimum of $ 1 million.
En az 7,5 santim topuklu giymelisin.
We've got a 3-inch minimum.
Oh, o üst düzey bağışçılar için minimum $ 5,000 bağış
Oh, it's for premium donors, minimum $ 5,000 donation.
14 Ocak 1989'da gerçekleşen olayları dün gibi hatırlıyorum, bu kitabı tasvip etmediğimizi göstermek için en az 1.000 kişi toplanmış, kitabı yakmaya niyetlenmiştik ve o gün o kitabı yaktık da.
Well, the event of 14th January 1989 is the day when I can very clearly remember there where over a thousand peoples to a minimum, and just to show that we do disapprove this material, we will publicly burn this book, and that's what we did on that day.
Dairy Queen harikaydı, günde iki tane bedava Blizzard içiyordum ama sadece asgari ücret ödüyordu.
DQ was great and I got two free Blizzards a day, but it paid just over minimum wage.
Ve bu havadaki gazın olup olmadığı konusunda basın endişeli görünse de gerçekte bu seviye çok düşük.
And whether or not this supposed plume the press seems so concerned about even exists, but at an absolute minimum.
En az!
You'll be here six more months, minimum!
Asgari seviyenin altında oldukları müddetçe,... alarmı harekete geçiremezler.
They're below the minimum threshold, so they will not trigger the alarm.
Az icraat, çok dikkat.
Minimum activities and maximum focus.
Mitral kapakçık değişimi en az yedi saat sürer.
Mitral valve takes, like, a minimum of seven hours.
Çoğu insan verebileceğinin en azını veriyor böylece kalanın tadını çıkarabiliyorlar.
Most people give the minimum they have to give, so they can enjoy what they have left.
Sanırım benim en azım çoğun insanınkinden fazla.
I guess my minimum is just higher than most.
- En az üç yıl.
- Three years minimum.
Bu boyda bir dinozorun hayatta kalabilmek için her gün en azından 60 kilo et yemesi gerektiği hesaplanmıştır.
It's reckoned that a dinosaur of this size would need to eat a minimum of 60 kilos of meat every day simply to survive.
Vay canına Pierce, açık görüşlülüğün minimum gereksinimlerini yerine getirdiğin için tebrikler.
Wow, Pierce, congratulations on meeting the minimum requirements for open-mindedness.
Bunların içi dolu, o yüzden aptallık yapmaya kalkışmayalım. - Ne istiyorsun?
These are loaded so let's keep the stupidity to a minimum.
Mary Barett, söyleyeceğiniz şeyi kısa olsun.
Mary Barett, a word would be the bare minimum.
Bana onun için en iyi plan en asagi 12 adimdan olusur gibi geliyor.
Seems to me the best plan for him has a minimum of 12 steps.
Aracın çarpış sırasında sürüş hızı minimum 65 Km / saat.
Minimum speed the vehicle was traveling at the time of impact, 40 miles per hour.
Kredi kartımızın asgari tutarını ödüyoruz.
We're already paying the minimum on our cards.
Minimum güç kullanın, Yüzbaşı.
With minimum force, Captain.
Aslında sadece iki-minimum.
Actually it's a two drink-minimum.
Güvenliğin bir çoğu ikamet noktasına odaklandı. yani arabanın minimum kapsama alanı var.
Most of the security should be focused around the residence, so the car should have minimal coverage.
En az kaç eylem olduğunu bulmaya cesaretlendim, beraber çalışarak, sonsuz değilse, meseleyi halledebiliriz.
I was encouraged to find, that there are a minimum number of actions, which working together, can tip the scales, if not endless.
Millet, asıl mesele kötü sonuçları en aza indirgemek. Aksi hâlde, seneye burs bulmakta çok zorlanırsınız.
The point, people, is to keep your bad outcomes to a minimum, or you will be hard-pressed to find a fellowship next year.
Sen de en düşük maaşla çalışıyorsun.
You are making minimum wage.
Bir dizi asgari ücretli iş.
- A series of minimum-wage jobs.