Ministry traducir inglés
1,864 traducción paralela
Görevine başlayıp Galilei ile yolculuğa çıktığında, 2 balıkçıyla arkadaş olmuş ve balıkçılar onu takip etmiştir.
When he begins his ministry walking along Galilee, he befriends 2 fishermen, who follow him.
Hala bakanlıkta olduğunu bilmiyordum.
I'm amazed that you even kept in the ministry.
Bayan Stillwell bakanlık her gün binlerce aileden gelen talepleri değerlendirmeye çalışıyor zaten.
Stillwell... Ministry in charge of finding a family has received thousands of demands.
Göçmenlerin yerleştirilmesinden sorumlu memur Bay Sharma bana bu konuyla özel olarak ilgileneceğini belirtti.
G. Sharma, an official of the Department for resettlement of refugees at the Ministry I was personally convinced that this will be his priority.
Belki de bakanlıktan birileriyle konuşabilirim.
Maybe you talk with some people from the ministry.
Yarın bakanlıkta olurum.
Tomorrow I will be in the Ministry.
Bu kadar uzun sürdüğü için kusura bakma ama mültecilerle uğraşan bakanlık iş bilmez salaklarla dolu.
I'm sorry that it took so much, But the ministry responsible for the displacement of family leads to a bunch of idiots.
Belki bakanlıktan Bay Sharma'yla görüşebilirsin.
Maybe you go to Mr. Sharma in the ministry.
1960'ların folk kahramanı bugün Gateway'in resmi papazlarından ve kilise cemaati içinde etkin bir kişilik.
Today, the one-time'60s folk hero is a fully ordained member of the Gateway Ministry and an active figure in the state's evangelical community.
Bakanlığın aldığı istihbarata göre, bu aksam saat 6 : 23'te bir Muggle'ın önünde Patronus Büyüsü yaptınız.
The Ministry has received intelligence that at 6 : 23 this evening you performed the Patronus Charm in the presence of a Muggle.
Ve bakanlıktaki şu duruşma.
And this hearing at the Ministry.
Bakanlıktaki duruşman bütün Büyüceşûra önünde olacakmış.
It seems your hearing in the Ministry is to be before the entire Wizengamot.
Sihir Bakanlığı'nın benimle ne sorunu var?
What has the Ministry of Magic got against me?
Ama güzel bir hata eseri bakanlığa üç saat erken geldim.
But by a happy mistake, I arrived at the Ministry three hours early.
Ruh Emiciler, Sihir Bakanlığı'nın kontrolü altındalar.
Dementors are, after all, under the control of the Ministry of Magic.
Aptallığımı bağışlayın, ama bir an çocuğa yapılan saldırıyı bakanlığın emrettiğini ima ediyorsunuz gibi geldi.
And it's so silly of me, but it sounded for a moment as though you were suggesting that the Ministry had ordered the attack on this boy.
Bu gerçekten hepimizi rahatsız eder, Madam Müsteşar. Bu nedenle bakanlığın geniş bir soruşturma başlatarak Ruh Emiciler'in Azkaban'dan o kadar uzakta olmasının ve izinsiz saldırıda bulunmasının nedenini araştıracağına eminim.
That would be disturbing indeed, Madam Undersecretary which is why I'm sure the Ministry will be mounting a full-scale inquiry into why the two Dementors were so very far from Azkaban and why they mounted an attack without authorization.
Bakanlığın hala serbestçe dolaşmana izin vermesine sasırdım.
I'm surprised the Ministry's still letting you walk around free.
Sihir Bakanlığı daima genç cadı ve büyücülerin eğitiminin hayati önem taşıdığını düşünmüştür.
The Ministry of Magic has always considered the education of young witches and wizards to be of vital importance.
Bakanlığın Hogwarts'a müdahale edeceği anlamına geliyor.
It means the Ministry's interfering at Hogwarts.
Bundan böyle özenle hazırlanmış bakanlıktan onaylı bir savunma sihri dersi alacağınızı bilmek sizi memnun edecek.
But you'll be pleased to know, from now on you will be following a carefully structured, Ministry-approved course of defensive magic. Yes?
Bakanlığın görüşüne göre teorik bilgi, sınavlardan geçmeniz için yeterli olacaktır ki zaten okul demek bu demek.
It is the view of the Ministry that a theoretical knowledge will be sufficient to get you through your examinations which, after all, is what school is all about.
Adı Anılmaması Gereken'in döndüğüne, onunla dövüştüğüne ve bakanlıkla Gelecek Postası'nın sana komplo kurduğuna.
That He-Who-Must-Not-Be-Named is back, and you fought him and the Ministry and the Prophet are conspiring against you.
Ama yöntemlerimi sorgulamak bakanlığı sorgulamaktır ve dolayısıyla bakanın kendisini.
But to question my practices is to question the Ministry and by extension, the minister himself.
Güvenlik bakanlığın en büyük önceliği olmuştur ve olacaktır.
Security has been and will remain the Ministry's top priority.
Dumbledore'un bakanlığı ele geçirmek için kendi kuvvetlerini topladığını.
That Dumbledore is assembling his own forces to take on the Ministry.
Cedric öldüğü için üzgün Harry'den hoşlandığı için kafası karışık, onu öptüğü için suçlu hissediyor. Umbridge annesini bakanlıktan kovdurabileceği için ikilemde ve her şeyden kaygı duyduğu için SBD'leri geçememekten korkuyor.
Well, obviously she's feeling sad about Cedric and confused about liking Harry and guilty about kissing him conflicted because Umbridge might sack her mum from the Ministry and frightened of failing her owls because she's worrying about everything.
Bakanlığın kontrolünü eline geçirme girişimini gizlemek için bir perde.
A smokescreen for your bid to seize control of the Ministry.
Bakanlık, bölgelerini biraz daha kısıtlarsa büyük bir ayaklanmayla karşılaşacaklar.
The Ministry restricts their territory much more they'll have a full uprising on their hands.
Bu konu bakanlığın güvenliğini ilgilendirdiği için bana başka seçenek bırakmıyorsun.
As this is an issue of Ministry security you leave me with no alternative.
Bu mesele bakanlığı ilgilendirir.
This is a Ministry matter.
Dışişleri Bakanlığı, Bakan'ın ofisi.
Ministry of Foreign Affairs, office of the State Secretary.
Savunma Bakanlığı Bizim sorunumuz değil.
The Ministry of National Defense It's not our problem.
Ulaştırma Bakanlığı'nın işi.
It's for the Ministry of Transportation.
Ulaştırma Bakanlığı Elbette, biz bunu düzeltiriz ama,
The Ministry of Transportation Yeah, we'll clear it up, but...
Bu gece, İkinci Dünya savaşından kalan bir top mermisi Dışişleri Bakanlığı'nın bodrumunda infilak etmiş. Can ve mal kaybı yok fakat sadece patlamadan sonra gerçekleşen elektrik kesintisi nedeniyle panik yaşandı.
A projectile dating back to World War 2 exploded tonight, in the basement of the Ministry of Foreign Affairs, without causing any human or material losses, but only panic, especially because the explosion followed a massive power blackout.
Dışişleri Bakanlığı, Bakan Yardımcısı.
Secretary of State with the Ministry of Foreign Affairs.
Ama bizede Avrupa ve Bakanlık'tan baskı uygulanıyor bu soruşturmayı bırakmamız için.
But we're getting pressure from the ministry and the EU To drop this investigation.
Ulla buraya Eğitim Bakanlığından yollandı.
Ulla has been sent here from the Ministry of Education.
Ulla, bugün Bakanlığa gitti. Bu yüzden birkaç dakika geç kalacak.
Ulla has been at the ministry today, and she'll be a few minutes late.
Magister Maksimovic... Milli eğitim bakanlığından... Kolej...
Magister Maksimovic... from the ministry of education... with collegue's...
Sırp Cumhurbaşkanlığının kararıyla Bu okul denetim için kapanacak Anahtarları rica edeyim.......
With decision from ministry of Republic Serbia this school will be closed for inspection that means, keys...
Bu kadar genç ve bu kadar büyük bir bakan... ben mesafemi korurum sizin gibi insanlardan... petrokimyasal proje dosyanı gördüm... hayır ben fabrika hakkında konuşmaya gelmedim... tavsiyeniz için geldim...
Such a big ministry at such a young age... I keep my distance from people like you.. I have seen your petrochemical project file..
Kanada hükümeti hava sahalarında kalmasına..... veya üzerinde uçmasına izin vermiyor. Bu karar Kanada yüksek makamları.. .. ve Amerikan hükümeti tarafından ortaklaşa alınmıştır.Anlaşıldı mı?
It will not have the authorization to land nor to fly over ours airspace, by decision of the discharges Canadian instances in agreement with the ministry of Foreign subjects and the Health.
Bakanlık'taki kaynağım çok güvenilir.
My source at the Ministry is very reliable,
Çok salahiyet istemişsiniz Kemal Paşa.
OFFICE OF THE DEFENSE MINISTRY You Ask for the much authority Kemal Pasha...
Evet, Derek. Donanmadaydım.
Next thing I'm at the Ministry of Food writing pamphlets about powdered eggs.
Ben 135 ATS memuru Moscow Pakhomov'um.
I am the Sergeant Major Pakhomov Of the Depto. 135 of the Ministry of the Interior.
Içisleri Bakanligi sorusturma baslatiyormus.
The Interior Ministry is starting an investigation.
Japonya Maliye Bakanlığı Mart 1990
Ministry of Finance March 1990
Bakanlıkta bir telaş var.
Some sort of rush on at the Ministry.