Mom traducir inglés
138,089 traducción paralela
Annenin söylediği genellikle doğrudur.
Listen, your mom is right. Usually.
Annem genç bir kadın öldürüldükten sonra,... şehrin başına gelen bir lanet olduğunu söylemişti.
My mom said it was a curse on the town after a young woman was murdered.
Anneme sordum, onu okula göstermek için götürebilir miyim?
I asked my mom if I could take her to school for show and tell.
Annem benim...
My mom thinks I'm...
Bu şey geldiğinde annem panik atak geçirdi.
My mom had a panic attack when this thing came.
"Scarlet'in Mektubu" ndan bahsederken biz sırf annesi ona benim seksle alakalı sağlıksız bir ilişkim olduğunu duymayı mı?
'cause her mom told her that I had an unhealthy relationship to sex.
Fakat annem yanıldığımı söyledi.
But my mom said I was wrong.
Annen babam kadar kulağa eğlenceli geliyor.
Your mom sounds about as fun as my dad.
Anneni ziyaret etmek istediğin yer orası olamaz.
That's not where you want to visit your mom.
Hey, ben annen için üzgünüm.
Hey, um, and I-I'm so sorry, uh, about your mom.
Annem oradaydı.
And my mom was there.
Ben senin annenim.
I'm your mom.
Tıpkı gördüğüm gibi... Kızın annesi, Bayan Lambert, ve... ve onun iyi... onun iyi biri olduğunu biliyordum.
Uh... just like I saw the... the girl's mom, uh, Mrs. Lambert, and... and I knew she was...
Eve döndüğümde, annem çılgına döndü.
When I got home, my mom freaked.
Annem öldü ve onu durduracak kimse yoktu.
My mom was dead, and there was nothing to stop him.
Annemin yardıma ihtiyacı var.
My mom needs help.
Anne!
Mom!
Üzgünüm, Raimy. O, senin annen.
I'm sorry, Raimy, it's your mom.
New York'un en çok aranan seri katili annemi öldürdü.
The most wanted serial killer in New York took my mom.
Tarihi değiştirip annemi kurtarmamın tek yolu ağacı gövdesinden kesmektir.
The only way to change history and to save Mom is to cut the tree at the trunk.
Annen ve erkek kardeşin onlara bir kaç vesileyle papaz yardımcısının aksine iyi davrandığını söylemişler.
And your mom and brother have told them on several occasions that the Deacon's been nothing but kind to you and your family.
Annem konserime gelmeyeceğini söyledi.
Mom said you're not coming to my concert.
Sanırım bu hafta sonu annene izin vereceğim.
You know, I think we'll give your mom a break this weekend.
Kyle'ın annesiyim.
Kyle's mom.
Yapma anne.
Oh, come on, Mom.
Ve sen annemin neden senle yatmadığını biliyor musun?
And you wonder why Mom didn't want to have sex with you.
Biliyorum bu bütün değerlerine karşı ama onun anneme yaptıklarını düşünmeni istiyorum.
I know this goes against everything you are, but think about what he did to Mom.
Annem de severdi.
So would Mom.
Ve annemin, bunları söylememesi...
And my mom, you know, she never should have...
Annem köfte ve sos hazırlar.
Mom's gravy and meatballs.
Hepsi annen için.
This is for your mom.
O, senin annen.
It's your mom.
Meghan'ın annesini buldum.
I found Meghan's mom.
Tek düşünebildiğim annemdi.
All I could think about was Mom.
Artık tek tehlikede olan annem değil.
It's not just Mom on the line anymore.
Bu kaşıkla besleme olayı annemin beynini yediğini düşündürtüyor.
Mmm... this spoon-feeding thing makes me think you ate my mom's brain.
Annem bunlarla oynamama asla izin vermez.
My mom never let me play with these.
Beni dövdükten, aşağıladıktan veya anneme psikolojik işkence yaptıktan sonra buraya gelirdim.
After you would beat me, or humiliate me, or psychologically torture mom, I'd visit this well.
Sakin ol anne.
Relax, Mom.
Annem alerjim olduğunu söyledi.
I can't. My mom says I'm allergic.
Annen kendi yeme düzensizliğini size yansıtıyor.
Your mom is just projecting her own eating disorders onto you.
- Tek derdin sadaka.
You're not our mom.
Bu annemin işiydi.
That was Mom's job.
"Sevgiler, annen."
Love, Mom. "
Annem değilsin.
You're not my mom.
- O annemin takımı mı?
Is that mom's suit?
Eskiden öyleydi, artık benim.
Used to be mom's suit, now it's my suit.
Hiç anneme çekmemişsin.
You are nothing like my mom.
Annem!
Mom!
Nightingale ölür annen yaşar.
Nightingale dies, Mom lives.
Bu annen için.
This is for your mom.