Monsenyör traducir inglés
394 traducción paralela
Fransız Büyükelçisi Monsenyör Chanut konsey salonunda bekliyor.
The French Ambassador, Monsieur Chanut, is waiting in the council chamber.
Size iyi haberlerim var, Monsenyör Chanut.
I have good news for you, Monsieur Chanut.
Bana bir kurum gibi davranmayan tek büyükelçi sizsiniz, Monsenyör Chanut.
You are the only Ambassador, Monsieur Chanut... who doesn't treat me like an institution.
Endişe etmeyin, Monsenyör Chanut.
Do not fear, Monsieur Chanut.
Bunun bizim ilişkimizi asla etkilemez, Monsenyör.
They can never affect ours, Monsieur Chanut.
Monsenyör.
Monsignore.
Monsenyör, bu o.
Monsignore, that's her.
Kardinal Hazretleri, özellikle Roma'dan yardımcıları gönderdiler. Monsenyör De Filippis.
His Eminence has sent, especially from Rome, his referendary Monsignor De Filippis.
Monsenyör!
Monsignore!
Kendinizi evde gibi hissedin Monsenyör.
Make yourself at home, Monsignore.
Affedersiniz Monsenyör.
Excuse us, Monsignore.
Müsaade ederseniz Monsenyör adımları saymak istiyorum.
If I may, Monsignore, I'd like to count them.
Affedersiniz, Monsenyör.
Pardon me, Monsignore.
- Görev benimdir Monsenyör.
- The duty is mine, Monsignore.
Monsenyör, burada bir şey yok.
Monsignore, there's nothing here.
- Monsenyör bakın!
- Monsignore, look!
- Monsenyör bakın, burada!
- Monsignore, look, it's here!
- Monsenyör, burada!
- Monsignore, it's here!
Yani Monsenyör eğer gerçek olmasaydı, onca yıl toprak altında gömülü kaldıktan sonra kararması gerekirdi, değil mi?
No, I meant, Monsignore, if it wasn't decent stuff, after being buried for so long it'd be all black, wouldn't it?
Monsenyör, külçeyi alabiliriz ama elbette daha fazla eder.
Monsignore, we could take the ingot, but of course it's worth a lot more.
- Elbette Monsenyör.
- Certainly, Monsignore.
Monsenyör, bir dakika bekleyebilir misiniz?
Monsignore, could you wait a moment?
Şarlatan Monsenyör, 50 yaşında hapsi boylayacak!
Deceitful Monsignore, 50 years old, ends up in jail!
Monsenyör, bu o.
- Yes. Monsignore, it's him.
Çok özür dilerim, Monsenyör.
Very sorry, Monsignore.
Monsenyör, bu benim kızım.
Monsignore, this is my daughter.
Monsenyör, lütfen.
Monsignore!
Öyle değil mi, Monsenyör?
Isn't it true, Monsignore?
Monsenyör!
Oh, Monsignore!
- Lütfen, Monsenyör.
- Please, Monsignore!
Monsenyör bir selam vermek istiyor.
The Monsignore wants to say hello.
Ben sandalye getireyim Monsenyör.
I'll get a chair, Monsignore.
Ayrıca bu doğru değil Monsenyör.
And it's not true, Monsignore.
Hayır Monsenyör, dokuz yaşındayken oldu.
No, Monsignore, it happened when she was nine.
Gidiyor musunuz Monsenyör?
Are you going, Monsignore?
Ona Monsenyör Myriel'in sarayı terk ettiğini söylediler. Orası bir hastane olacağı için artık şurada oturduğunu söylediler.
They told him that Monseigneur Myriel had left the palace because it was going to be changed into an hospital, and that he was living over there.
Ertesi sabah Monsenyör Myriel her zamanki gibi bahçesini gezmekle güne başladı.
The next day, as always, Monseigneur Myriel began his day by visiting his garden.
Monsenyör!
Monseigneur!
Madem öyle dediniz Monsenyör, öyle olsun.
I'll obey if you say so, Monseigneur.
Niye Monsenyör diyorsunuz?
Why Monseigneur?
- Hayır demem Monsenyör.
I would hate to refuse, Monseigneur.
Kesin kararlıyız, Monsenyör.
We are so resolved, Monsignor.
Mason olduğundan kuşkulanılıyor. Üstelik amcası bir monsenyör.
He's suspected of being a Mason, and his uncle is a monsignor.
Monsenyör Perrault,
MONSIGNOR PERRAULT,
Monsenyör...
( sighs ) : MONSIGNOR...
Monsenyör, Ben sadece bir papazım.
MONSIGNOR, I AM ONLY A PRIEST.
Monsenyör'ün kişisel olarak bu günahı görememesi üzücü bir durum! Ama siz ona ileteceksiniz!
It's a pity that the Monsignor wasn't able to come, but you can report this to him.
Mönsenyör Castle.
Ah, Monsieur Castle.
Geç oluyor, Monsenyör.
It's getting late, Monsignore.
Monsenyör ile randevum vardı, Mazzuolo dersiniz!
Ehi, sacristy!
Monsenyör dinleniyor, sekreterlerle görüşün!
Can you tell the Monsignor that Mr. Mazzuolo is here?