Morgenstern traducir inglés
198 traducción paralela
"Prenses Gelin", yazan S. Morgenstern.
"The Princess Bride," "by S. Morgenstern."
Bu Dr. Morgenstern.
Here's Dr. Morgenstern.
David Morgenstern.
David Morgenstern.
Morgenstern, Acil'e bugüne dek gelen en iyi doktor olduğunu söyledi.
Morgenstern tells me that you're the sharpest guy ER ever had.
Morgenstern geliyormuş.
Morgenstern's on his way.
Morgenstern'i ara.
Okay, call Morgenstern.
Morgenstern gelene dek onu yaşatmaya çalışacağım sadece.
I'm just trying to keep him alive until Morgenstern shows up.
Morgenstern'i bağla.
Get me Morgenstern.
Morgenstern geldi.
Morgenstern showed.
Dr. Morgenstern çok çabuk geldi.
Dr. Morgenstern came so quickly.
Evet, Dr. Morgenstern harika bir cerrahtır.
Yes, well, Dr. Morgenstern's a wonderful surgeon.
Morgenstern ameliyathaneye çağırıyor. Mezokaval anastomoz.
Morgenstern wants you in the O.R. A mesocaval shunt.
Morgenstern'in önünde kendimi aptal durumuna düşürdüm.
I made a fool out of myself in front of Morgenstern.
Morgenstern ve Bradley'le görüşmem var.
I have an interview with Morgenstern and Bradley.
Morgenstern benimle Travma 2'de buluşsun.
Tell Morgenstern to meet me at Trauma 2.
Dr. Morgenstern aradı.
Dr. Morgenstern called.
Ameliyathaneyi ara. Morgenstern buraya gelsin.
Call the O.R. Get Morgenstern down here now.
Ameliyat bölümü, Morgenstern.
O.R., Morgenstern.
Ya Harper, ya da Morgenstern'ün ceketini giyen adam olacak.
Well, it's either Harper or the guy wearing Morgenstern's lab coat.
Morgenstern'le konuşurum, bir şeyler ayarlamaya çalışırız.
I'll talk to Morgenstern, see if we can work something out.
Morgenstern hemikolektomi yapıyor.
Morgenstern's doing a hemicolectomy.
Morgenstern'le konuştum.
I talked to Morgenstern.
Morgenstern'ü heyecanlı gördün mü hiç?
You ever seen Morgenstern thrilled?
Sub-İ evraklarını burada bırakmışım, Morgenstern bugün bakacaktı.
I left the sub-I paperwork here and Morgenstern wants to review it today.
- Morgenstern'e bir şey demedin mi?
So you didn't say anything to Morgenstern?
Biri Morgenstern'i çağırsın.
Somebody get Morgenstern.
Morgenstern bana, gelecek yıI kadrolu olmamı teklif etti.
Morgenstern offered me a job as attending physician next year.
Morgenstern'in yerine geldim.
I'm taking over for Morgenstern.
Sence Morgenstern'in dediği gibi seni kadroya geçirir mi?
Think he'll make you attending like Morgenstern said?
Morgenstern'la 20 : 00'de safra kesesi ameliyatındayım. 19 : 30'da hazır ol.
Morgenstern and I have a gallbladder at 8 p.m. Scrub in by 7 : 30.
Hayır Dr. Morgenstern. Konuştuğunuz konuların değişikliğindendir.
No, Dr. Morgenstern. I think it must be the change of life.
Dr. Morgenstern bu olaydan haberdar.
Dr. Morgenstern is aware of this situation.
Morgenstern arıyor.
It's Morgenstern.
Morgenstern SAEM konferansında birinin bir tez sunmasını istiyor.
Morgenstern wants someone to present a paper at the SAEM conference.
Ve Morgenstern seni görmek istiyor.
And Morgenstern wants to see you.
- Mark Morgenstern'e söylemiş mi?
Mark told Morgenstern about the case?
Teklifinizi geri çevirmek zorundayım.
I have to decline your offer, Dr. Morgenstern.
Morgenstern'e ne derim?
- What do I tell Morgenstern?
Morgenstern açıklama yapana kadar yayılmasını istemedim.
I didn't want it to get out until Morgenstern made the announcement.
Morgenstern Vennerbeck için aradı.
- Morgenstern called about Vennerbeck.
Morgenstern bir saat sonra beni ofisinde istedi.
Morgenstern wants me in his office in an hour.
Morgenstern bunu biliyor.
Morgenstern knows that.
Dr. Morgenstern, Bay Vennerbeck'in geçmişini aktarmayı denedim.
Dr. Morgenstern, I tried to present Mr. Vennerbeck's history.
Morgenstern söyledi.
Why? - Morgenstern told me to.
Bunu Morgenstern'a söyledin mi?
- No. - You tell Morgenstern that?
Bu yüzden Morgenstern dosyalarını imzalamamı isterse yapacağım.
So if Morgenstern wants me to cosign your charts, I'm gonna do it.
Morgenstern'la her doktor hakkında konuşurum.
I talk with Morgenstern about every resident.
Morgenstern hakkında uyarmalıydım.
I should've warned you about Morgenstern.
Morgenstern bana senin gördüğü en etkileyici doktor olduğunu söyledi.
Morgenstern told me you were the most impressive resident he'd seen.
Dr. Morgenstern ve ben programı hazırlamak için çok zaman harcadık her hekime olabildiğince iyi bir deneyim sağlamak için.
Dr. Morgenstern and I have spent a lot of time with the schedule trying to provide every resident with a well-rounded work experience.
Morgenstern'a söylemem gerekti.
- I had to tell Morgenstern. - What'd he say?