English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ M ] / Mp

Mp traducir inglés

524 traducción paralela
Sıradan bir herifi al, inzibat yap, hemen kıçı kalkar.
Take an ordinary guy, make him an MP, suddenly he gets to be eight feet tall.
Her inzibatın bu suratı ezberlemesini istiyorum.
I want every MP to memorise this puss.
Özür dilerim, Robert ama ben en azından bir milletvekilinden randevu alabiliyorum.
I'm sorry, Robert but at last I've managed to get an appointment with an MP.
Komşular biz askeri inzibatları görürlerse konuşmazlar.
- Major. The neighbors won't talk if they see an MP.
İnzibat, şu bisikletlileri takip et.
MP, chase out those cyclists.
- İnzibatlarla münakaşa ediyor.
- He's having a fit about the MP's.
Birisinin bu çöplüğü askeri inzibata yazması lazım.
Somebody ought to write to their MP about this dump.
Amirimi görmek istiyorum.
I demand to see my MP.
Muhafızların barakasına.
Get over to the MP hut.
Parlamento Üyesi ise programdan önce 7 içki piskopos ise toplam 3 içki hakkı var.
- unless he is an MP, in which case he can have seven drinks before the show, or a bishop only three drinks in toto.
Rinaldi milletvekili oluyor, Marello da arkasında...
Rinaldi MP, Marello behind... It would lack
İleride milletvekilimiz olacak. Bu yüzden araya giriyoruz.
.. even our future MP so we intervene.
Onları hemen Askeri İnzibata vermezsen, ben... görevimden istifa ederim!
And if you don't turn them over to the MP this minute, I... I'm gonna resign my commission!
MP-4'de "N" sinyali onaylandı.
Affirmative. "N" indicator in MP-4.
MP-4'de "N" sinyali onaylandı.
Affirmative. "N" indicator in MP-4.
Mp'ler bilgilendirildi.
- L 10. MPs have been notified.
Nürenberg... karargahını arayın.
Get me the MP Headquarters at Nuremberg.
- ( kadın ) Merkezden Panda 4'e, girin lütfen.
- ( woman ) MP to Panda Four, come in, please.
( kadın ) Merkezden Zulu 7'ye.
( woman ) MP to Zulu Seven.
Zulu 7'den Merkeze.
Zulu Seven to MP.
Şu ana dek gelenler arasında dört hükümet bakanı,... dokuz müsteşar, on üç milletvekili,... altı senatör, dört adet devlet kuruluşu başkanı,... dokuz asbaşkan, üç genel müdür,... beş adet sigorta ve mali kuruluş başkanı,
Amongst those already present, are four government ministers, nine under-secretaries, thirteen MP's, six senators, four chairmen of state enterprises, nine deputy chairmen, three general managers, five chairmen of insurance and financial institutions,
Saygıdeğer Bakan Jim Hacker kamu hizmetinde harcanması gereken ödeneği kısıp, Hükümet ve Belediye Binasının tadilatına aktardı.
The Right Honourable Jim Jacker MP, promised to carry out the government's plans to slim down the Civil Service, listen, to wipe out the interference from the Whitehall and Town Hall busybodies.
Milletvekillerini halk seçmez, partileri seçer.
MP's aren't chosen by the people, they are chosen by their local party.
Bernard, 630 tane milletvekili var.
Bernard, there are only 630 MP's.
Bu üçyüzün, yüzü ihtiyar ve aptal yüzü çok genç ve acemi. Demek oluyor ki hükümetteki 100 kişilik faal koltuğu doldurmak için elimizde 100 milletvekili kalıyor.
Of that 300, one hundred are too old and too silly, one hundred too young and too callow which leaves just about a hundred MP's to fill 100 governmental posts.
Bir parlamenterin sorularını bastırmak da zor iş.
Serious business, suppressing an MP's question.
- Askeri Polis Okulu.
- MP School.
- Kol bandını görüyor musun?
- See this arm band? MP.
Bu gece herkes güzel bir inzibatla yatmadı mı?
Didn't everybody make it with a beautiful MP tonight, huh?
Bir işim var.
I got an MP thing going.
İki zenci, bir beyaz inzibat.
Two coloured, one white MP.
Sırayı bozan adam inzibatı öldürdü... ve beyaz çocuklar herkese ateş etmeye başladı.
Now, the man who bucked the line, he killed the MP and the white boys started shooting everybody.
Polis onları alır ve el koyar ve ben onları geri alıp, tekrar satarım.
The MP would grab'em and confiscate'em, and I'd take'em back and I'd sell'em again.
Siz ikiniz çulsuz değilsiniz değil mi?
You two, not MP are you?
- Dondurmaya ne dersin?
I'd rather have the MP-60 rocket water gun.
- MP-60 Sualtı roketini tercih ederim.
- How about an ice cream soda?
Dün gece öldürülen Askeri İnzibatla ilgili olarak burdasınız?
You here about the MP killed last night?
Ben babanızın emrinde Askeri İnzibattım.
I was an MP under your father's command.
- O Askeri İnzibattı. Kumandanıydım.
- He was an MP, I was his CO.
- Askeri İnzibat olarak fazla oldu.
- He was out of line for an MP.
Bu mermi benim As.İz.den ve senin polisten alınana uyuyorsa, önce bana danışmaya söz vermeni istiyorum.
If this matches the slug taken from my MP and your cop, I want your word that you'll go through me.
O öldürülen bayan Askeri İnzibat mı?
That female MP that was killed?
Sonra Koca Sovyet, makineli silahı aldı ve sivrisineği lanet olası cehenneme gönderdi.
So the big Soviet take's the MP's gun... and blows the whole mosquito to God damn hell.
Neslinin en genç milletvekili.
Youngest MP of his generation, decorated in North Africa.
Profumo bir milletvekili, Astor da lorddur.
Profumo's an MP. Astor's a lord.
Ama muhalif bir milletvekiline söylemezdi.
He wouldn't leak to an opposition MP.
Tim Stamper, Shotover milletvekili, aşırı sağcı.
Tim Stamper, MP for Shotover. Hard right.
Hiçbir Muhafazakâr milletvekili sosyal vicdanıyla oy verdiğini söylemek istemez.
No Tory MP wants to tell the local sharks he voted with his social conscience.
John Ware, Labour MP.
John Ware, Labour MP.
O bir Mason ve bir Tory milletvekili.
He's a freemason, and prospective Tory MP.
Lawrence'i hiç sevmemiştim.
The MP who threw Lawrence into the pokey? I never did like Lawrence.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]