Muhabir traducir inglés
1,873 traducción paralela
Ailesini gördüğün zaman onlara, kızlarının çok iyi bir muhabir olduğunu söylersin.
When you'll see her parents, tell them... that their daughter was a hell of the reporter.
Muhabir mi?
Reporter?
Senin motosikletinle kaçan muhabir.
A journalist who fled of your motorcycle.
Emektar bir muhabir bana bir keresinde dedi ki...
Aveteran reporter told me once...
Hisseler düşer, biz muhabir kaybederiz.
Stock price sinks, we lose reporters.
Hisseler daha fazla düşer, biz daha fazla muhabir kaybederiz.
Stock price sinks more, we lose more reporters.
- Paul McVee iyi bir muhabir.
- Paul McVee is a fine reporter.
İlk başta şu... Muhabir beni aradı. Şimdi de New York'dan bir polis beni arıyor.
First it was this... it was this reporter and now a cop's calling from New York every five minutes.
- Etrafta bir sürü muhabir var baksana.
- It's full of fucking reporters, isn't it?
( Muhabir ) Bahamalardan talihsiz bir haber iki gün önce Uluslararası Yunus Araştırma Merkezinden kaybolan yunusunda aralarında olduğu inanılan bir grup iki gün önce kendilerini karaya vurdu.
( Reporter ) Unfortunate news from the Bahamas where it has been determined that a dolphin missing from the International Dolphin Research Center was among a group which beached themselves two days ago.
Kiev'deki bir gazeteden bir muhabir var.
There's a journalist from a newspaper in Kiev.
Biz onun hangi hastanede olduğunu bilmiyoruz ama muhabir biliyor.
We don't know which hospital he's in, but the journalist does.
Muhabir sen misin?
( BOTH SPEAKING RUSSIAN ) Are you the journalist?
Bir muhabir tarafından hazırlandı ve o artık bir ölü.
It was written by a reporter who's now dead.
Muhabir öldü ve konuştuğu herkes ya öldü ya da hedef haline geldi.
The reporter's dead now. And everyone she spoke to is either dead or a target.
Muhabir bu görüşmeyi ayarlamamıza yardım etti, anladın mı?
That reporter helped us arrange this meeting, okay?
Muhabir olmak istiyorum.
I want to be a reporter.
Michael bir muhabir. Fotoğrafların gerçek olup olmadığını da kontrol ettirmeye mecbur.
Michael is a reporter and as such obliged to check if the photos are real.
O zamanlar onunla röportaj yapan bir muhabir bizimle.
With us is a reporter who interviewed him at the time.
Savaş zamanı muhabir, barış zamanı moda fotoğrafçısıyım.
Photographer, of war... and fashion in peacetime.
Yerel muhabir kim?
Who is the local reporter?
İyi, seni mutlu edecekse, bir muhabir göndeririz, onun hakkında bir yayın hazırlarız.
Fine, if it makes you happy, we'll send a reporter, we'll do an entire feature on him.
Muhabir.
The reporter.
Bir muhabir.
She's a reporter.
- Kızım, muhabir Meredith Reed'ten bir telefon aldı. - Onunla kendiniz konuştunuz mu?
My daughter received a phone call from the journalist, Meredith Reed.
Bir muhabir kocasının cinayetine suç ortaklığı yaptığını söylemiş.
A reporter told her of your complicity in her husband's murder.
Hayır Sara, bir muhabir gönderecektim, niye gönderemeyeceğimi sana açıklarım.
No Sara, I'd send a reporter, but I'll tell you why I can't.
- Telefonda onlarca muhabir var, Jason.
Mr. Rudd...
7 gün içinde, muhabir Tracey Pendergrass okul kampusuna gelecek ve yeni yıldız şarkıcımın 5 kilo verip cinsiyetine uygun bir amigo üniforması içinde olması gerekiyor yoksa takımdan kovulacak.
In seven days reporter Tracy Pendergrass will arrive on campus... and my new star singer will have lost 10 pounds... and be in a gender-appropriate cheerleading uniform... or she is off the team.
Ya kendini çok kötü hissettiğin halde güzel görünürsün ya da o muhabir geldiğinde takımdan kovulursun.
You can either feel terrible and look great... or get kicked off the team when that reporter gets here.
"Muhabir Nam Ga-Hee"
"Reporter, Nam Ga-hee"
Bir muhabir başvuruda bulundu ama başvurusu kabul edilmedi.
There was a reporter who applied for access but she was refused
Bayan bir muhabir mi?
A female reporter?
Muhabir öldürüldü mü?
The reporter was killed?
Muhabir cinayeti davası senin mi?
The reporter's murder, is that your case?
"Muhabir Nam Ga-hee"
"Reporter Nam Ga-hee"
Muhabir iç güdüsü mü?
Reporter's intuition?
Emekli adli muhabir.
A retired legal correspondent.
Emekli adli muhabir.
Retired legal corrrespondent.
Hasan Yılmaz abi, adli muhabir.
Hasan Yilmaz, legal correspondent.
Ama Sayın Hâkim, Bay Roscoe biraz evvel bir yorumcu olduğunu söyledi, muhabir değil.
But, your honor, Mr. Roscoe just said he's a commentator, not a reporter.
Bunun Halkla İlişkiler için harika bir fırsat olduğunu düşündük dolayısıyla gazetenden bir muhabir ayarladık röportaj yapacak, takımın bir kaç fotoğrafını çekecek.
We think that this is a great p.R. Opportunity So we've arranged for a reporter from the journal To stop by to interview, get some pictures of the team.
Muhabir : Bir Amerikan savaş uçağı, 6 adet savaş başlığı ile ülke üzerinde 2500 km uçtu.
An American warplane flew 1500 miles across the nation, we're told, with six nuclear warheads onboard.
Muhabir Annie.
- Annie the reporter.
Biliyorsun, muhabir olduğum için benimle konuşabilirler.
You know I am a reporter and they have to tell me things, you know.
Heat'in yaşamı, yazdığı bir makale için onu takip eden Jameson Rook isimli bir muhabir sebebiyle biraz karmaşık.
Heat's life is complicated by a reporter named Jameson Rook, who's following her around for an article he's writing.
Ağzından bebek lafını eksik olmayan bir muhabir nasıl oluyor da ölüm cezası haberi yapabiliyor diyebilirsiniz.
- - Which makes this reporter - How could a baby once so full of promise now be sentenced to death?
İyi olan muhabir kazansın.
May the best reporter win.
Yerel bir sunucu bir muhabir.
A local anchor, a reporter.
O muhabir konusunda gelişme var mı?
Well... any forward movement with the reporter?
Muhabir maaşıyla mı?
As soon as I have the money for a down payment.