English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ M ] / Mum

Mum traducir inglés

19,138 traducción paralela
Ve şimdi güçlü olman gerek çünkü annenin polisle görüşmesi gerekiyor.
And now, you have to be strong, because Mum has to talk with the police.
- Anne...
- Mum...
- İyiyim anne, sen nasılsın?
Yeah, I'm fine, mum, how are you? Fine.
- Anne, belki gitsem iyi olur.
Mum, maybe I better go.
Bugün orada olamadığım için gerçekten üzgünüm, anne.
I'm really sorry I couldn't be there today, mum.
Anne?
Mum?
Tabii anne, sen nasıl diyorsan...
Sure, mum, whatever you say.
Hayır, korkunç cadalozun teki. Torbacı, eksik dişi var burnu yok. Burnu dahi yok, anne.
Oh, no, she's horrible, she's a hag, deals drugs, missing teeth, no nose, she hasn't got a nose, mum.
Evet, anne. O... Bence sevimli birisi.
Yes, mum, she's, um, i think she's lovely.
- Anne, bana özür dilemek zorunda değilsin.
Mum, you do not have to apologize to me.
Eve gelemeyeceğim, anne.
And? I'm not gonna be able to make it home, mum.
Peki ama kendinle ilgilenemiyorsan seni almaya gelirim.
I should go, mum. Fine, but if you don't take care of yourself I'll come fetch you.
Anne, benim için endişelenmene gerek yok. Tamam mı?
Mum, you do not have to worry about me, okay?
- Annenle konuşmak ister misin?
Um... Do you wanna talk to your mum?
Hayır, anneme verme. Ben...
No, don't fetch mum, I was just...
Bu akşam sevgilimin ailesi ile buluşmak için çıkacağım ve öylece aklımda geldi de sen ve annem belki bir ara gelip beni ziyaret etmek istersiniz.
Hey, listen, I'm just going out to, um, meet my girlfriend's parents tonight, and, uh, just got me thinking that maybe, um, you and mum might wanna come out and visit sometime.
Babam güvenlik görevlisi, annem ise bir okulda çalışıyor.
My dad's a security guard, my mum, she works at a school.
- O zaman anneme taksiyle gelmesini söyleyeceğim.
Nick : I'm just gonna tell my mum to get a cab then.
- Bana bakmayı kes, anne.
Stop looking at me, mum.
Anne, Emily burada olamadığı için üzgünüm kendini biraz yorgun hissediyor ama geri döndüğümüzde ayaklanmış olur, sanırım.
Hey, mum, I'm sorry Emily can't be here, she's feeling a bit tired, but she'll be up and about when we get back, I think.
- Pekala anne, onu korkutacaksın.
Alright, mum, you're gonna scare her.
Evet, kadeh kaldırmak istiyorum.
Mum, you don't... Yes, I want to make a toast, please let me.
- Anne?
Mum?
Sağ ol, anne.
Oh, thanks, mum.
Annemle babama bile mi?
Neither my dad nor my mum?
Sürtük kadın babamla annemi ayırdı.
The bitch took my dad from my mum.
Annene sarılmayacak mısın?
Don't you have a hug for your mum?
Bu Koen'in annesi.
That's Koen's mum.
- Jess, mum ışığında yemek.
A candlelit dinner. - Yep.
Sanıyorum anneni saklamak için bir planın var.
I'll assume you have a plan to hide your dear mum?
Anne biri senden bir sır saklamanı isterse saklaman mı gerekir?
Mum.. ... if someone asks you to keep a secret.. ... should you keep it?
Anne, baba. Sokağın aşağısına bakın.
Mum and Dad, look down the street.
Anne baba, sokağın aşağısına bakın.
Mum and Dad, look down the street.
Anne!
Mum!
- Annene kız kardeşimden bahsediyordum.
- I was telling your mum about my sister
Annemden senin için pişirip temizlik yapmasını bekleyemezsin.
You can't expect mum to keep cooking and cleaning for you!
21 mum, doğum günüm.
Twenty-one wax candles, my birthday.
Babam amcamla maç izliyor. Annem de pansiyonda çalışıyor.
My, um, dad, he's watching the league with my uncle, and my mum, she's working at the lodge.
Annenle baban nerede?
- Oh, where's your mum and dad?
Babam nerede bilmiyorum ama annem ben küçükken beni başından atmış.
Don't know who my dad was, and my mum got rid of me when I was little.
Annem gibi.
- Like my mum.
Belki bunun sebebi annemin sana hep yumuşak davranması ya da yüzünün simetrik olmasıydı ama bu yüzden çok saf kaldın.
Maybe it's because Mum was always easy on you or your face is so symmetrical, but it's left you soft.
Anne, bütün seremoni boyunca ağlama lütfen.
Mum, we can't have you weeping all through the ceremony.
Yıllar önce, annem öldüğü zaman annemin onu ziyaret ettiğine inanıyordu.
Years ago, Mum died, he was sure that... he was visited by her.
Annem de hostes, boktan sınavınıza ihtiyacı olmadı.
My mum's a hostess. She didn't need your shitty exam. Oh, yeah?
Anne, patron!
Mum, the boss!
- Dur anne! Millete rezil oluyoruz!
- Mum, you're embarrassing me!
Annemi bırak, ciddiyim!
Get off my mum! I mean it!
Lütfen anne, doğru dur lütfen!
Mum, please behave!
Annene iyi bak.
Take care of your mum.
- Evet anne, benim.
Nick? Yeah, mum, it's me.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]