Muse traducir inglés
643 traducción paralela
O benim müzikle uğraşmamı sağlayan ebedi ilham perim.
She's my everlasting muse who enables me to do music.
Battaniye giymiş Bang Shil, Louie Jang'ın ilham perisi mi?
Bang Shil dressed in a blanket... is Louie Jang's muse?
Tae Gong Shil gerçekten de Louie Jang'ın ilham perisi mi?
Is Tae Gong Shill really, Louie Jang's muse?
Louis Jang seni ilham perisi olarak tanıttığı için sanattan anlıyorsundur sanırım.
For Louis Jang to introduce you to us as his muse, I guess you must have an eye for art.
Bir zamanlar Jean Diaz'dım, Şimdi var yeni bir ilhamım,
Jean Diaz I was But I have a new muse
Ücretini hazırla ve araba durur durmaz zamanını ayarlayıp hızlıca hareket ederek kalabalığın içinden geç ve saat tam 9 : 00'u çeyrek geçe caddenin öteki ucuna ulaş. Orada seni kaldırımın kenarında yaka uçları kırmızı olan, koyu siyah palto giymiş bir arabacının sürdüğü küçük bir araba bekliyor olacak.
Have your fare ready and the instant that your cab stops move speedily through the muse and time yourself to reach the other end at exactly a quarter past 9 : 00 where you will find a small broom waiting close to the curb driven by a fellow with a heavy black coat,
Onuncu ilham perisinin hayranıyım.
I'm an admirer of the tenth muse.
Tennessee Williams'ın son ilham perisi Altın Küre'den sonra Oscar'ı da alarak Hollywood'un en yüksek şerefine erişebilecek mi?
Will Oscar follow the Globe's lead and give Tennessee Williams'latest muse Hollywood's highest honor?
# Yine de bana değer verirdi Ben de ona ilham perim derdim #
Yet she cared for me and I called her my muse
Göğe yükselişin meleği, Pandomim, rollerini canlandıran Sofigo CHİAURELİ
Poet's muse and mime played by S. CHlAURELl
Komşu ilham perisinden selamlar!
Greetings from a neighboring muse!
Dans perisinin her haline bayılırım.
In all manifestations of the terpsichorean muse.
Madame von BüIow onun ilham perisi değil, zina yaptığı kadın.
Madame von Bülow is not a muse, but an adulteress.
Edebi temsilci ve odalık, her zaman efendisinin yanı başında, etten kemikten bir esin perisi.
Literary agent and concubine, ever present at her master's side, an inspiring muse with real flesh.
Beşinci dersten sonra ilham perim beni öper..
After the fifth course my muse kisses me...
İlham perin mi?
Your muse?
Clarence Muse.
On the shoes, Clarence Muse.
Burjuva ideolojik esinlenmeyi kabulü reddeden biridir sadece.
A bourgeois... is merely a man who refuses to accept the ideological muse...
Burjuva, inandığı değerlerin ölümü pahasına ideolojik esinlenmeyi anlayan tek kişidir.
The bourgeois is only the man who understands the ideological muse as the death of his values.
Sen tarih perisisin... ve ben de güldürü perisi.
You're the muse of history, and I'm the muse of comedy.
İLHAM PERİSİ üzerimde
The muse... is upon me!
Ücretini hazırla ve araba durur durmaz zamanını ayarlayıp hızlıca hareket ederek kalabalığın içinden geç ve saat tam 9 : 00'u çeyrek geçe caddenin öteki ucuna ulaş.
Have your fare ready and the instant that your cab stops move speedily through the muse and time yourself to reach the other end at exactly a quarter past 9 : 00 where you will find a small broom waiting close to the curb
Komik ilham perisi adına harika bir zafer kazandım.
I've won a great victory for the comic muse.
Söyle, hikaye anlatıcır... Dünyanın en dibine kadar sokulan adam... Hem çok yeni hem çok eski, herkesi ifşa ederekten.
Tell me, muse, the storyteller... he who has been thrust to the edge of the world... both an infant and an ancient, and through him reveal Everyman.
Adımı söyle. Ölümlü seyircisi tarafından terk edilmiş... Ölümsüz şarkıcı
Name me, muse, the immortal singer... who, abandoned by his mortal audience...
- Senin ilham perine ihtiyacım var.
- I need your creative muse.
Diri memeli bir ilham perisi... Ne yapmam gerektiğini biliyorum!
A muse with nice breasts... I know what to do!
- Evet. Aceleciliğimi bağışlayın kızlar ; ama ilham perisi geldiği zaman, sanatçı yerinden fırlamalıdır.
Forgive my abruptness, but when the Muse calls, the artist must jump.
İlham ziyaretine gelmiş.
The muse is visiting him.
" İlham perime neden saklandığını sordum.
" l asked the Muse why she was hiding.
- İlham perin.
- I'm your muse.
İlham perim mi?
My muse?
İham perinim.
I'm your muse.
Bana hakaret ederek bayım, bu yere de hakaret ediyorsunuz.
In insulting me you insult the Tragic Muse.
Karınca aklınla dil uzatayım deme benim kutsal ağustos böceklerime.
Sacrilege, woman! You insult our poetic Muse.
O yüzden ben bir şairim, sen de ilham perim.
That's because I'm the poet and you're my muse.
Bir gravür satıcısında, ilham perisini gösteren bir gravür vardı.
A print-seller had an engraving of a Muse.
Beyler tuhafıma gitti siz şairler, her biriniz içinizdeki kadınsılığın verdiği ilhamla konuştunuz ama hiç hassasiyet göstermediğiniz gibi genel olarak her kadın gibi eşlerinize de saygı duymuyorsunuz.
Gentlemen. I find it strange. You are poets, each one of you and speak of your muse in the feminine.
- Pat'in ilham perin olduğunu düşünüyorduk.
We all assumed Pat was your muse.
Kafka ve Mary, Abe ve Sally, Ben ve şiirin ilham perisi.
Kafka and Mary, Abe and Sally, me and the muse of poetry.
Ben Calliope, Düşünceli ve kahraman bir şairim.
I am Calliope, the muse of heroic poetry.
Sen Clio, benim ilham perimsin.
You are Clio, my muse of history.
Evet, bu benim. Sadece değersiz bir peri.
Yep, that's me, just a lowly muse.
Korkma, ilham perim.
Be not afraid, my muse.
- Benim ilham perim kim?
- Who is my muse?
İlham perim plaja gitti galiba.
My muse must have gone to the beach.
Karıncalar benim ilham perilerimdir.
The ants, you know, were my muse.
Ben seri cinayet işleyenlerin ilham perisiyim.
I'm the muse of serial killers.
İlham perim.
My muse.
Anlat bana, ah Müz, o sıkıntılı kahramanı.
Tell me, oh Muse of the much troubled hero...
İlham perisi.
Ah - - the muse.