Mystery traducir inglés
8,015 traducción paralela
Şu gizemli kız yani?
The mystery girl?
Belki de gizemli kızınız baloya gelir.
Perhaps your mystery girl may come to the ball.
Gizemli prenses.
The mystery princess.
Gizemli prenses mi?
Mystery princess?
Gizemli prenses halktan biri.
The mystery princess is a commoner.
Gizemli prensesi, o bulunmak istemese bile aramayı emrediyorum.
I say we shall seek out the mystery princess, even if she does not want to be found.
Gizemli prensesin bulunamadığını prense göstermek için hiçbir çabadan kaçınmamıştı.
He spared no effort to demonstrate to the prince that the mystery princess was not to be found.
- Gizemli prenses benim!
- It's mine! - I am the mystery princess!
Sizin için gizemli prensesi bulduk!
We found the mystery princess for ya!
İnsan ırkının en muhteşem gizemine cevap arıyorlar.
They're looking for the answer to the human race's greatest mystery.
Bazen amma gizemli oluyor.
She's such a mystery sometimes.
Biraz gizem, Amber.
A little mystery, Amber.
Durum bu denli esrarengiz olunca, insan böyle bir isteğe karşı gelemiyor.
When a mystery is too over-powering, one dare not disobey.
Annie, gizemden bahsetmişken bu nedir?
Annie, speaking of a mystery, what is... What is this?
Hususi bir gizemi çözmem çok önemliydi.
It was very important that I solve a particular mystery.
Hangi gizemi?
What mystery?
Yani, gizemli olanı severim.
I mean, I like mystery.
Ayrıca 8. sınav "Nihai Güven Göstergesi" tam bir muamma.
And the 8th Ordeal, "Act of Ultimate Trust," is a mystery.
Üreme şekilleri tamamen bir gizem.
How they propagate is a mystery.
Gizemlidirler.
To the mystery.
Sır perdesi...
It's a mystery.
Pek açıkçası benim için bir gizemsiniz.
Quite frankly, you are a mystery to me.
Sizin gizemli biri olduğunuzu söylemek sanırım yanlış olmaz.
I think it's putting it mildly to say you're a bit of a mystery.
Bu gizemli yolculuk için yanıma ne almam gerektiğini söyle.
Tell me what I need to pack for this little mystery tour.
Ama ortama bir gizem katıyor.
But it does add an exciting air of mystery to the scene.
Sır oldu gitti resmen.
It's a goddamn mystery.
Asırların sırrı gibi bir şey.
It's like the goddamn mystery of the ages.
Büyüleyici bir bulmaca, pek çok gizemli teori barındırıyor.
It's a fascinating puzzle, a mystery with lots of different theories.
Bu açıklayamayacağım bir gizem.
That is a mystery I can't explain.
İşin gizemi de burada.
That is the mystery of it.
Sebebi tam bir muamma.
A great mystery for another time.
Sihirli, gizemli, hayalî kokular gibi mi?
Like magical mystery imaginary smells?
Her şey trajediyle, göz yaşıyla ve gizemli bir cinayetle mi bitiyor?
And does it all end in tragedy and tears and a murder mystery? Yes, of course it does.
O kadar kişi arasından sizin sırlarla dolu adamınızı seçemem, değil mi?
I can't be expected to sort through everyone of them for your mystery man, can I?
Vadinin diğer gizemlerine bunu da ekle o zaman. - Ciddiyim, hayatım.
Well, chalk it up to another mystery of the valley, I guess.
Kendini gizemli tutmak istiyorsun, değil mi?
You like to keep that mystery about yourself, don't you?
Hepimiz gizemden hoşlanırız hâlbuki içinde gizemli bir kız yok.
We all like a mystery, but there's no mystery girl in it.
Ufak gizemli bir resim kaybolduğunda harika bir piyasa oluşturuyor.
Creates quite a market when a painting with a little mystery goes missing.
Şimdi esrarlı bir cinayet mi söz konusu?
So now this is the murder mystery?
Esrar falan yok.
No mystery.
İmzasını taklik etmen hesabını çekmen zehir satın alman, vasiyetine bakman yüklü bir ücret ödenen gizemli adamla kaçış planlaman.
Forging his signature, drawing down his account, purchasing poison, consulting his will, planning an escape with a mystery man who was paid a handsome fee.
Lakin ölümü insan doğasının bizzat mantıkla aydınlatılamayacak bir gizem olduğunu görmemi sağladı.
Yet her death made me see that human nature was a mystery... that logic alone could not illuminate.
Hayatında küçük bir gizem olmasaydı o halde yaşamaya değmezdi, değil mi?
Well, if there wasn't a little bit of mystery in life, then it just wouldn't be worth living, now, would it?
"Korkunun gölgesinin hüküm sürdüğü yerde." "İçindeki ruhun korkuttuğu bir gizem hissi hakim idi." "Söylendi kulağa fısıldar gibi söylenen bir sözle."
"O'er all there hung the shadow of fear, a sense of mystery the spirit daunted, and said as plain as a whisper in the ear, this place is haunted."
Havuzun dibinde Gizemli Resif var 2. Dünya Savaşı denizaltının 50 yıldır konakladığı yerde.
At the bottom of this pool lies Mystery Reef where a World War II sub has been lodged for 50 years.
Bana Carmen San Diego diyebilirsin ama B2'nin gizemli kasetin arkasındaki adam olmadığını düşünmeye başlıyorum.
So, call me Carmen San Diego, but I'm beginning to think That B2 is not the man behind my mystery mix.
Sen hâlâ tastamamsın ve diva olduğundaki o gizemli bakış gerekiyor sana.
You still preserve intact... And you have to... That mystery with that allure you had when you first became a diva.
Peki FBI gizem, veya DEA veya muhtemelen NSA, bu sunucular hala bir yer Aslında, çözülmemiş ve söz edilmemiştir Yasal belgelerin herhangi çevreleyen Ross Ulbricht davası.
So the mystery of how the FBI, or the DEA, or possibly the NSA, located those servers is still unsolved and, in fact, hasn't been mentioned in any of the legal documents surrounding Ross Ulbricht's trial.
Arkamda bir gizem var.
Behind me, a mystery.
Burada bir gizem var.
Here, there's some, like, mystery.
Tamam, bu konuda ne yapabileceğimize bakıyorum.
Which we don't even sell, so that is a bit of a mystery. Okay, here's what we're gonna do about this.