Môle traducir inglés
2,907 traducción paralela
Sonya köstebek.
Sonya is the mole.
Hayır, hayır. İkinci bir köstebek var.
No, no, no, there's a second mole.
Bölüm'ün içindeki köstebeği ve laptopuyla oradan oraya kaçıp savaştığı zamanlar.
On the run from place to place, launching her war from a laptop with a mole inside Division.
İkinci bir köstebek olduğuna emin misin?
Are you sure there's a second mole?
İkinci köstebek görüp Amanda'yı uyarabilir.
The second mole would see and alert Amanda.
Kimliğini tespit etmen gereken başka bir köstebek var.
You have another mole to I.D.
Aşama iki, köstebeği yakala.
Phase two, whac-a-mole.
Peki ya ikinci köstebek?
Now what about the second mole?
Köstebeğimizden bir başka hediye daha mı?
Another present from our friendly neighborhood mole?
İkinci köstebeğin kimliğini henüz bilmiyoruz.
Okay, we haven't I.D.'ed the second mole yet.
Ya köstebeğin giriş yapması gereken bir saat varsa?
What if the mole has a check-in time? We don't know.
Köstebeğin gerçek olup olmadığını bile bilmiyoruz.
We don't even know if the mole is real.
Köstebek tamam ama çip hâlâ aktif öyle mi?
So the mole is down, but the chip is active?
Kudüs'teki köstebeğimizden aldığımız bir ipucunu takip ediyoruz.
Just checking a lead from our mole in Jerusalem.
John buradayken ilk seferinde elimden kaçtı. Köstebeği olduğunu biliyorum.
When John here slipped away the first time I knew we had a mole, somebody on the inside.
Adam köstebeğe bile benziyor.
He even looks like a mole.
Sen aradığımız köstebeğin Hal olduğunu mu söylüyorsun?
Are you saying the mole we've been looking for is Hal?
Köstebek benim.
I'm the mole.
yada len in bugüne kadarki en kötü köstebek olduğunu biliyorsam?
What if I knew len would be the worst mole ever?
- Köstebek kim? - Bana söz vermen gerek.
- Who is the mole?
Köstebek kim?
Who is the mole?
Yanağında kocaman beni var gibi.
- She's got a big mole on her cheek.
Yüzümdeki ben, değil mi?
It's my mole, isn't it?
Dur bakalım. Benin falan değil.
Chill out, man, it's not your mole.
Sadece bir köstebek değil bir polis ailemizin bir parçasıydı.
Not just a mole, but a cop was part of our family.
Köstebek, düşmana Weaver'ın planını sızdırdı.
The mole leaked Colonel Weaver's plans to the enemy.
"... aylık köstebek kontrolü yapacağımıza söz veriyorum.
" do monthly mole check.
Belki de ördek bir köstebeğin olduğunu biliyordur!
Then maybe the duck knew there was a mole!
Ne, hayır, bahse varım sahte ölüm numarası yapmıştır. Böylece köstebeği ortaya çıkarabilecek.
What, no, I bet he faked his own death so he can expose the mole!
Köstebek falan yok, ve nasıl numara yapabilir?
There is no mole, and faked it how?
Dostum, sahte ölüm numarası yaptığını biliyordum. Çünkü bir köstebek... seni uranyumu çalmakla suçladı!
Dude, I knew you faked your death because a mole framed you for stealing that uranium!
Seni iş arkadaşlarını öldürmek ve kara borsaya uranyum satmakla lekeleyen... köstebeğin izini sürerken kullanacağımız operasyon üssü olarak mı?
As a... base of operations while we track down the mole who framed you for murdering your colleagues and selling uranium on the black market?
Dostum, acentanda bir köstebek var!
Dude, there's a mole in your agency!
Sonra başka bir köstebek, ya da bir çift taraflı ajan ve dahası... tamamen gizem ve yalanlarla dolu, dostum!
Then there's another mole, or a double agent, on and on, it's all just secrets and lies, man!
Aslında, ben sadece sol popo yanağındaki et benini merak ediyordum.
Actually, um, I was just, I was wondering about that-that mole that you have on your left butt cheek.
Aramızda bir köstebek var.
We have a mole.
Köstebeği, FBI'ın yönettiğini düşünüyorum bu yüzden Martha'yı zorlamalıyım.
I assume the FBI are running the mole, - so I need to press Martha hard.
Mesken, köstebek avını başlattı.
The Rezidentura is on the hunt for a mole.
Köstebeğin siz olmadığınızdan, size güvenebileceğimizden emin olmamız gerekiyordu.
We had to know if you were the mole, if we could... trust you.
Aramızda bir köstebek var.
There's a mole.
Köstebeğin siz olmadığınızdan, size güvenebileceğimizden emin olmamız gerekiyordu.
We had to know if you were the mole, if we could... I'm sorry. Trust you.
Köstebeği bulmamız gerekiyordu, prosedürü sen de biliyorsun.
We had to find the mole. You know the drill.
Neyse, Ruslar köstebeği bulduklarını düşünüyorlar. Kız güvende.
Anyway, the Russians think they've found their mole.
Paul köstebek mi?
Is he a mole?
Bu görevle NSS'te gizlenen köstebeği bulacağız.
With this mission, we'll be able to discover the mole hiding in the NSS.
NSS'teki köstebek.
The mole that's hiding in the NSS.
Gizli görevde bir köstebeğimiz var.
We got a mole. Deep cover.
Bu, senin köstebeğinin kanalizasyon borusuna sıkıştırdığı USB bellek.
It's the USB drive your mole wedged in the sewer drain.
İşte tüysüz köstebek fareler.
Meet the naked mole rats.
Tüysüz köstebek fareler yüzeyde çok yaşayamaz.
The surface is a place where no naked mole rat can survive for long.
Efendim, içimizde bir köstebek var.
Sir... we have a mole.