Mısin traducir inglés
1,272 traducción paralela
Bana anlatma, baba. Bir başka günah mı?
Don't tell me, Father... another sin?
Bu durumda paçayı sıyırırım, değil mi, efendim? Sen Manning'sin, değil mi?
That gets me outta here, right... sir?
İşte günahlarım gitti, dudaklarımdan dudaklarına geçerek.
Thus from my lips, by thine my sin is purged.
Günah dudaklarımdan mı geçti?
Sin from my lips?
Günahımı geri ver.
Give me my sin again.
Gün batımından sonra çiçek kesmek günahtır.
It's a sin to cut flowers after sunset.
Bunun günahı benim boynuma, tamam mı?
This sin is on me, OK?
Ama karşı koyamadım.
I know the sin of greed I commit in my dreams is abominable
Bu benim ilk günahım.
That's my first sin.
Benim siyah onun beyaz oldugu gercegimi yada evlilik dısı bir cocuk sahibi olacagımızmı?
The fact that I'm black and she's white or that we're unmarried and having a child in sin?
Kadının yüzünde, günahımı itiraf etmişim gibi bir ifade belirdi.
A look clouded over her face as if I had confessed to some unspeakable sin.
"Kardeşim kaç kere bana karşı günah işlerse bağışlamalıyım?"
"How often shall my brother sin against me, and I forgive?"
Tanrı'ya ettiğim yemini çiğnediğimi, günahımı.
Of my sin.
Ve şimdi de, vücutlarımızı Tanrı'nın yarattığını ve eğer vücutlarımızı Tanrı yarattıysa ve seks vücudun kendini ifadesiyse Tanrı'nın yarattığı seksin nasıl günah olabileceğini mi söyleyeceksin?
And next you're gonna say that God made the body... and if God made the body and sex is an expression of that body... how could anything made by that God-made body be considered sin?
Çıkarmak istediğin bir günahın var mı?
You have a sin to confess?
Peder, size çıkarmak istediğim bir günahım olduğunu söyledim.
Father, I told you that I had a sin to confess.
Ama suçlusu olduğum günah için bana bir bağışlama sunabileceğinizden emin değilim.
But the sin of which I'm guilty, I'm not sure if you can offer forgiveness.
Ben eskiyim çocuğum. Günahtan daha eski.
I'm old, child - older than sin.
Sen Mimi'sin, ben Rodolfo.
You're Mimi and I'm Rodolfo.
Bunu günah olduğunu düşündüğüm için reddetmiyorum.
I'm not refusing you because I think it's a sin.
Ben, "Oburus, Tutatis adına sen Oburiks'sin." dediğimde Oburiks oluyorsun, tamam mı?
Agree. And when Obelus says, for Tutatis you are Obélix. You become Obélix ;
Onun asla doğmamış olmasını istemek bir günah mıdır?
Is it a sin to wish you were never born?
"Günahım neydi benim?"
"And what sin have I committed?"
Ben orijinal bir günah istiyorum. "-" Gerçekten çok üzgünüm. "
"I want an original sin." "Oh, I'm terribly sorry."
Acı çekiyorsun çünkü, günah içinde yaşadığımızı düşünüyorsun.
You suffer because... you think we live in sin.
Günah şehrine yapacağımız seksi yolculuk ne olacak?
What about our sexy trip to sin city?
Kötü bir günah daha işlemiş olmalıyım.
And another sin I've committed...
Günahının büyüklüğünün farkında mısın?
Have you realized the magnitude of your sin yet?
- Selim abi, bir şey söyle be abi? Ne diyorsun sen abi? Abi ben sana ne yaptım be Selim abi?
Mr.Selim, for God's sake, it's a sin, I didn't do it.....
Günahım, suçum Beni allak bulak eden tutkum
My sin, my obsession tormenting mad desire
Bugün kardeşlerimi önünde günah çıkarttım ve günah işlemeyeceğime söz verdim.
Today, I confessed to the Lord in front of my brothers and promised to sin no more.
Şeytan gitti ve ben şimdi günahsızım.
The demon is gone and now I am without sin.
Keşke bilerek yaptığımı söyleyebilseydim, ama öyle değildi.
I wish that I could say that I did it on purpose, Kao Sin, but I didn't.
Üzgünüm, K'ao Hsin.
I'm sorry, Kao Sin.
Sen Aşil'sin... ve bende senin topuğun.
You're the Achilles and I'm your heel.
Tanrım sen Corvis'sin.
Jesus, you're Corvis!
Zamana sırtımızı çevirme günahını işlemeyelim.
Now, let's not commit the sin of turning our back on time.
Sen Claire Bonner'sin, ben de Chuck Wheeler.
You're Claire Bonner and I'm Chuck Wheeler.
Rahip tüm günahlarımın affedildiğini söyledi.
And the preacher said... that that sin's been washed away, too.
Günah mı?
A sin?
Kocamla yaptığım şey günah asıl.
What I do with my husband is a sin.
Hatta benim en ciddi günahım bu gün affedilecek!
Even my gravest sin will be forgiven today!
Bu günah mı?
Is that a sin?
- Sen Romi'sin, sen damadımızsın.
- You are Romi, our son-in-law.
- Merhametli Tanrımız bize kötülük yapanları bağışladığımız gibi sen de bizi bağışla.
- Gracious God forgive us our sins as we forgive those who sin against us.
... bize kötülük yapanları bağışladığımız gibi sen de bizi bağışla.
... forgive us our sins as we forgive those who sin....
Sizden bir günahı sakladım.
I concealed a sin from you
Kadına günah işlemede yardım ettin.
You helped the woman to sin.
Jini, Tanrı bizim günahımızı çoktan affetti.
Jini, God has already forgiven us our sin.
Yani, aşkımız bir günah mıydı?
You mean our love was a sin?
Günah işlememiş insan var mıdır?
Let he who is without sin, right? Anyway, glad we had this talk.