Nato traducir inglés
645 traducción paralela
Nato kafa, nato mermer.
Why don't you trade your head in on a bowling ball?
Doğum yerin İtalya
Ma si'nato in Italy
Burada bulunan NATO'daki arkadaşı için Batı Berlin'de biri bana verdi.
A guy from West Berlin gave them to me for one of his NATO friends here.
Ama artık, NATO aracılığıyla bizim tarafımızda.
But now, under NATO, he's on our side.
Bir, NATO savunmasının bir parçası olmak ve iki, Birleşik Devletler'i hava veya denizden gelen düşman saldırılarına karşı korumak.
One, as a part of NATO defence and two, the defence of the United States against enemy aggression by air or sea.
NATO, Kuzey Atlantik kumandanından.
Yes, sir. From commander, NATO, North Atlantic.
Burası Amerika değil. Batı Almanya. NATO manevrası.
This is not America any more, it is West Germany, NATO maneuvers.
Diplomatik dokunulmazlığı olmadığından ve NATO bizim egemenliğimizi tanımadığından Mundt saklanma yolunu seçti.
Since he had no diplomatic immunity... for NATO Britain does not recognize our sovereignty... Mundt went into hiding.
Senin NATO projeni sonra tartışacağız.
We will discuss your NATO project later.
SPECTRE'nin şimdiye kadar ele aldığı en hırslı proje olan... NATO projesini, sorumlusu İki Numara'dan dinleyeceğiz.
We will hear from Number Two, who is in charge of our NATO project, the most ambitious SPECTRE has ever undertaken.
Niyetimiz NATO güçlerinden 280 milyon dolar fidye talep etmek. Yüz milyon sterlin.
Our intention is to demand a ransom from the North Atlantic Treaty powers of $ 280 million. £ 1 00 million.
Bir NATO hava üssünün yanına uygun olarak yerleştirilmiş bir sağlık kliniğinde.
He is at a health clinic conveniently located near the NATO air base.
Bu bir normal eğitim uçuşu. NATO temsilcisi size eşlik edecek, Kumandan Derval.
This is a normal training sortie, and you'll be accompanied by a NATO representative,
NATO'dan Binbaşı Derval.
Major Derval of NATO.
NATO eğitim uçuşu.
NATO training flight.
NATO 759 uçuşunda yüklü bulunan, 456 ve 457 numaralı iki atom bombası, şimdi SPECTRE'nin elinde.
My dear Prime Minister, two atomic bombs, numbers 456 and 457, which were aboard NATO flight 759, are now in the possession of SPECTRE.
NATO, CIA ve tüm müttefik haberalma birimleri ile çalışacaksınız.
You'll be working with NATO, cia and all allied intelligence units.
Oradaki NATO kuvvetlerinde kumandandır.
He's a commandant with the NATO forces there.
Bir saat önce Rus ve Doğu Alman askerlerinin silahlı olarak... Batı Berlin'e girmesini takiben... iki NATO zırhlı bölüğü şehre ulaşma teşebbüsünde bulundu. Ancak sayıca üstün Komünist güçler tarafından bastırıldılar.
One hour ago, following an armed entry into West Berlin by Russian and East German troops, two NATO armoured divisions attempted to force an entry through to the city and were themselves overrun by outnumbering Communist forces.
Bu durumda, Amerikan başkanının... olası bir Rus saldırısı karşısında ortak kararlılığı göstermek amacıyla... NATO güçlerine taktik nükleer silahlar... kullanma izni verme tehdidinde bulunmaktan başka... bir seçeneği kalmayabilir.
Faced with this situation, it is possible that the American president would have no choice but to threaten to release tactical nuclear warheads to the forces of NATO to show collective determination in the event of a possible Russian attack.
Bu dönemde, Rusya konvansiyonel silahlarla saldıracak olsa bile... NATO'nun güvenirliliğinin nükleer silahlarla güçlendirilmesi planlanmaktadır.
It is now planned to increase NATO reliability on nuclear missiles, even should the Russians attack using ordinary weapons.
Şu an Rusya'nın elinde bulunan... ve Avrupa'daki NATO ülkelerini hedef alan... 750 orta menzilli balistik füzenin önemli bir bölümünün... sıvı yakıtla çalıştığı... ve yerin üstünde saklandığı düşünülmektedir.
Of the 750 intermediate-range ballistic missiles at present held by the Russians and targeted on the European countries of the NATO alliance, it is believed that a considerable number are liquid-fuelled and are stored above ground.
- NATO.
- NATO.
- NATO ülkeleri.
- NATO countries.
Birkaç hafta önce, ortaklarının oy çokluğuyla kontrolünü eline aldığı Sud-Aero şirketi, aynı zamanda NATO ülkelerinden bazılarının çok gizli savunma teçhizatlarını da üretiyor.
A few weeks ago, Lowell's trusts gained control of a majority of the shares in Sud-Aero, a foreign company which manufactures some of NATO's top-secret defence hardware.
Gizli olan NATO'nun füze savunma sisteminin ayrıntılı planları geçenlerde, birbirlerini tamamlayacak şekilde iki ayrı parça olarak kaplandı.
A secret, detailed map of NATO's missile defence system was recently prepared on two overlays, neither of which is complete without the other.
Bu iki parça, değişik kuryelerle NATO ile Avrupa'nın küçük, bağımsız ülkelerinin yapacağı toplantıya gönderildi.
They were sent by separate couriers to a meeting between NATO and one of Europe's small, uncommitted nations.
- Sen NATO'nun ne olduğunu biliyor musun? - Hayır, neymiş?
You know NATO?
NATO hareket ve para demektir. - Oh öyle ha...
So NATO is moving.
Bir NATO albayının denetiminde bir vagon... 14 Devletin Gizli Fon Parası.
In a special car, watched over by a NATO colonel, the secret funds of fourteen nations!
Baylar, buraya gelin. NATO'nun Gizli ödeneklerini taşıyan bu Tren... Yarın, Yani 16 Temmuz Günü, Saat 18 : 56'da "Gare du Nord" istasyonundan hareket edecek.
In conclusion, gentlemen, the special train containing NATO funds will leave tomorrow, July 16 from the Gare du Nord at 18.56 and follow this itinerary to Brussels.
Burada NATO'ya ait çok gizli olarak nitelendirilen altı tane belge var.
These are six classified top secret documents of the North Atlantic Treaty Organization.
NATO.
NATO.
Ben NATO'da yetkiliyim.
I am an authority on NATO.
Evet, NATO'da ekonomisttir.
He's an economist at NATO.
Hükümetteki ve NATO'daki sızıntılara dair küçük ipuçları gibi mi?
Those little hints of possible leaks in the government, in NATO?
- NATO.
NATO.
NATO'nun çalışmalarını araştırıyorum. Siz de üst düzey yetkilerden biri olduğunuza göre...
I'm just inquiring into the workings of NATO, and since you're one of the top officials...
Mesela, siz NATO'nun sivil memurlarındansınız.
For example, you're a civilian official of NATO.
NATO'da çalışanların üniformalı olup olmamalarının önemi yoktur.
The importance of people in NATO has nothing to do with whether they wear a uniform or not.
Herkes NATO'da bilgi sızıntıları olduğunu biliyor.
Well, everyone knows that there are leaks in NATO.
Efendim, elimizde Rusya'da NATO masasının şefi olan Boris Kusenov'un Washington'a sığındığına dair bilgi var.
Well, you see, sir, it is our information that a head of the Russian NATO desk, Boris Kusenov, has defected and is now in Washington.
Amerikalıların elinde sizin ona verdiğiniz üzerinde adınız ve parafınız bulunan belgeler hatta sizden imzalı notalar var.
The Americans have NATO documents that you gave to him with your name on them, your initials on them, even notations signed by you.
NATO üssü istemiyoruz!
No more NATO bases!
- NATO'dan ayrılın.
- Get out of NATO.
Eskiden doktorların ancak alkol kadar zararlı sanmalarına rağmen bu sonuca ulaşıldı.
Listen to this. He says forget Tokyo. He knows somebody who can get me assigned to NATO Headquarters in Belgium.
İşte, Eritre Başkanı Albay Salan Zim'in NATO ülkelerini kapsayan turunun ilk ayağında Orta Doğudan Paris'e geldiği uçaktan inerken çekilen filmi.
Here is a film of Colonel Salan Zim, President of Eritrea, as he steps from the plane to Paris from the Middle East on the first leg of his tour of the NATO countries.
Bu ayrıntılı zamanlama cihazının bir No9 için tasarlandığı 1958'deki karşı casusluk amaçlı NATO toplantısında tanıtılmıştı..
This particular timing device was designated an NO9 at a 1958 NATO meeting of the counter-espionage agencies.
NATO değil mi?
NATO, wasn't it?
Anatole, Fransa NATO'ya yeni dahil oldu.
I'd never offer you the job if France were still in NATO.
Sizlere Nato tarafından. hazırlanan planı anlatacağım
What is my plan to snatch NATO's millions?