Nayan traducir inglés
99 traducción paralela
Bakışların sizi etkilemesine izin vermeyin genç nayan
Don't let the looks influence you, young lady.
Tepkilerini sınayan bir test.
It's a test designed to test your reflexes and your reactions.
Teminatları sınayan ilahî bir denetçiymişçesine birdenbire gürleyip çakmaya başladığı zaman tam teminatlı mucizevî şimşek çubuklarımdan yalnızca bir düzine satmıştım.
I just sold a dozen of my fully-guaranteed miracle lightning rods when all of a sudden it starts thundering and lightning like there was a heavenly inspector testing the guarantees.
... bir ulusun veya herhangi bir başka ulusun uzun süre ayakta kalıp kalamayacağını sınayan büyük bir sivil savaş içindeyiz.
... civil war, testing whether that nation, or any nation so conceived and so dedicated, can long endure.
İki... Konuşmayı kınayan bir demeç vermek.
Two, issue a statement deploring the speech.
Versay Antlaşması'nı kınayan Naziler... Alman milliyetçiliğiyle ilgili coşkulu açıklamalar yapıyor...
Denouncing the Treaty of Versailles... the Nazis make fervent appeals to German patriotism...
Bir saat içinde, eyalet tarafından verilen ve sizlerin temel becerilerini ve Eastside Lisesi'nin kalitesini sınayan bir teste tabi tutulacaksınız.
In one hour, you're going to take an exam administered by the state to test your basic skills and the quality of education at eastside high.
"Adi suç müfettişlerini kınayan..."
"investigators... " of infractions denounced...
Bazılarını kınayan.. şüpheli kişiler..
denouncing some.. suspicious persons..
Sadece, güçlerini sahte kavgalarla sınayan yavrular burada kaldı.
Only the pups are left, testing their strength with mock fights.
Gazetelere kurulu kınayan açık mektup yazacağım.
I'm gonna write an open letter to every newspaper condemning the entire School Board.
Bizi sınayan inanç, Bizi üzen inanç.
Faith that test... faith that hurts.
Sonra bana, Amerika'nın Vietnam'a saldırısını kınayan birşey imzalatmak istediler.
Later on, they wanted me to sign something condemning the American aggression in Vietnam.
Birilerinin de daha önce dediği gibi "bunlar insanın ruhunu sınayan zamanlardı."
As someone once said, "These are the times that try men's souls."
"le nayan" diye bir klüpte.
A club, "le nayan."
Bir de evrimi kınayan Theo Kerr var.
A Theo Kerr wrote a very silly book condemning Darwin.
Hepimzi sınayan bir baskı var.
The pressure's on. It's testing all of us.
Dünya da Reagan ile hemfikirdi. 1985 te Reagan ve Peres terörörizmin uğursuz salgınını lanetlediğinde, BM Genel Kurulu terörizmi kınayan bir önerge kabul etti. ve 1987de daha sert bir önerge kabul etti. bu sefer tüm devletlerin terörizmin her türlüsüne ve bu salgına karşı elinden geleni yapmasını istiyordu.
In 1985, right after Reagan and Peres had denounced the evil scourge of terrorism, the General Assembly passed a resolution condemning terrorism, and in 1987, it passed a much stronger resolution and a much more explicit one denouncing terrorism
Beni ilk sınayan, beni zorlayan ilk sendin.
You're the first who tested me, who challenged me.
Kendinizi bir kobay olarak düşünmenizi istiyorum. Ya da dilerseniz kafesteki fare. Çünkü bu, insan karakterini sınayan en büyük deneydir.
I want you to consider yourselves to be mice in a laboratory... rats in a cage if you will... because this is the ultimate test of human character.
" Bu, İbrahim'in inancını sınayan bir testti.
" This was a test of Abraham's faith.
O ilk ve zor yaz döneminde annesi ve babası balık avlanmak için Var güçleriyle çalışıp denizden eve gidip gelirken Mumble kendine küçük bir yaramazın, kendi gibi davranabileceği onu kınayan gözlerden uzak bir yer buldu.
That first hard summer while his mom and dad were working overtime on the great commute to the sea Mumble found a place away from disapproving eyes where a funky little fella could be himself.
Her ne kadar oğlu Bill ile tekrar bir araya gelmiş olsa ve at eğitmeni, aynı zamanda da ümit veren bir country şarkıcısı..... olan diğer oğlu Joe'yla her zaman yakın olmuş olsa da, Teri'nin hayatta kalma iradesini sınayan, kızı Corey'nin ölümü olmuştu.
Although she'd reunited with her son, Bill... and had always been close to another son, Joe... a horse trainer and aspiring country and western singer... it was the death of her daughter Corey... that tested Teri's will to survive.
Geçen sefer, meydan okuyanın değerini sınayan bir testti.
The point is, last time was a test, designed to measure a challenger's worth.
Tamirhaneye gelip spor bilgim konusunda beni sınayan o neşeli gence benzemiyor.
Doesn't sound like the happy-go-lucky kid who used to come to the auto shop and quiz me on sports trivia.
Beni sık sık kınayan
He has continued to condemn me.
" ve karakterimizi sınayan bu sıkıntılı günlerde
" which challenge us and test the strength of our character,
Siz de, etrafta dolanan ve aramızdan birinin konuşup konuşmayacağını sınayan şu aptal Birleşmiş Milletler görevlilerine benziyorsunuz.
You're just like those stupid United Nations people that poke around, seeing if one of us will talk.
Bunları kınayan ilk kişinin sen olduğunu mu sanıyorsun?
You think you are the first one to decry these things?
# Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi işgali kınayan ve... # #... geri çekilmeye zorlayan Çözüm 660'ı ilan etti. # - Alo.
The UN Security Council passed Resolution 660 condemning the invasion and demanding a withdrawal.
Anlayışını sınayan merhametin.
Your faith... is about mercy. To have you in his grasp.
Hepsi Irak'taki mezhep şiddetini kınayan fetvalar yayınlayacaktı.
All of them prepared to issue fatwas condemning the sectarian violence in Iraq.
Cankurtaranın binlerce kişi içinden o tehlikedeki bir kişiyi fark edebilmesi olağanüstü bir olay. Gözlerini ve zihnini gerçek anlamda sınayan bir durum.
The guard's skill at spotting that one desperate person among thousands is phenomenal, truly testing his sight and understanding.
Aynı zamanda yolcu arkadaşlarımın da kınayan bakışlarına maruz kalıyordum.
I was getting disapproving glances from my fellow passengers as well.
Kolombiya hükümeti Amerikan ordusunu... ... kınayan bir beyanname yayınladı... ve tüm Amerikan kuvvetlerinin bölgeyi terk etmesini istedi.
The Colombian government has issued a statement condemning the actions of the U.S. military, and is calling for an immediate withdrawal of all U.S. armed forces of the region.
Şerefsizleri kınayan broşürler.
They're pamphlets denouncing bastards.
"Pakistan Askeri Kuvvetleri Komutanı Jaffar Hasni'nin dün bir trafik kazası neticesindeki beklenmedik ölümünü takiben, onun yerine geçen General Azim Ali, Müslüman hedeflere düzenlenen... saldırıları kınayan konuşmasında..."
Following the unexpected death of Pakistan's Chief of Military Command, Jaffar Hasni, in a road accident yesterday, his replacement, General Azim Ali, has already been outspoken in his condemnation of the attacks on Muslim targets...
Bu, Poirot'yu sınayan çok çapraşık bir bilmeceydi. Ama o başarısız olmadı.
This has been a puzzle most intriguing which has tested Poirot, but not found him wanting.
FKÖ saldırıyı kınayan bir açıklama yaptı.
The PLO made a statement condemning the raid.
Bu modeli destekleyen bir topluluk, problem çözme ile hiç işi olmayan bilinçlilik hallerini kınayan bir topluluk olacaktır.
A society that subscribes to that a model is a society that is going to condemn the states of consciousness that have nothing to do with the alert problem-solving mentality.
Tıpkı bir matematik bulmacası çözmek gibi. Acaba bu beni sınayan bir bulmaca mı?
I've felt like I'm in a whole new different world which goes around unexpectedly like solving an unanswerable math problem...
En sonda Lee, Martin Luther King'in şiddeti kınayan sözleri ve Malcolm X'in, kendini savunmayı metheden sözlerinden alıntı yapar.
At the end, Lee pairs a quotation from Martin Luther King denouncing violence with one from Malcolm X, advocating it in self-defense.
Bunlar turuncu renkten dolayı oldu değil mi Nayan Burton?
Those from scrubbing off orange stains, Ms. Burton?
Hayal gücünüzü sınayan bir sınav bu.
This is a test of your imagination.
Bu adam, parayla insanları sınayan şeytanın teki!
He's the devil who tests people with money!
Sen parayla insanları sınayan şeytanın tekisin.
You're a devil who tests people with money.
"Bunlar, insanların ruhlarını sınayan zamanlardır."
"These are the times that try men's souls."
Yoksa Arjuna'nın isteğini sınayan Tanrı mıydı?
Or a God himself who was testing Arjun's will?
"Şimdi, bu temeller üzerine kurulan bir ulusun ayakta kalıp kalamayacağını " sınayan büyük bir iç savaş içindeyiz.
"Now we are engaged in a great civil war, testing whether that nation or any nation so conceived and so dedicated, can long endure."
-... başladığında Todd Akin'i kınayan bir açıklama yaptı.
Brody in California made a statement this morning when the polls opened condemning Todd Akin.
Disraeli'ye muhalefet eden ve kendi tabiriyle, "Bulgaristan Dehşeti" ni kınayan,
Opposing Disraeli, and denouncing what he described as "the Bulgarian horrors,"