Naıl traducir inglés
36,078 traducción paralela
Ben ölü sayılırım ve turta yarışmasına katılmamalıyım?
I'm as good as dead and I shouldn't enter the pie contest? Mm.
Şerifin kızına dadılık yapıyorum.
I'm babysitting the new sheriff's daughter.
S.H.I.E.L.D.'ın sunucularına sızıyorlar.
They're hacking into S.H.I.E.L.D. servers.
S.H.I.E.L.D.'a bir kaynağımızı rutin bir soruşturma için koruyucu gözaltına aldığımızı bildirelim.
Let's inform S.H.I.E.L.D. we're taking an asset into protective custody as part of a routine investigation.
S.H.I.E.L.D. çevreyi kontrol altına almak için hazırlık yapıyor ama buna daha çok var.
Now, S.H.I.E.L.D. is marshaling forces to control the perimeter, but that's hours away.
Devam eden operasyonlarla ilgili yorum yapmak prosedürümüze aykırı ama durumun tamamen S.H.I.E.L.D.'ın kontrolü altına olduğuna emin olabilirsiniz.
It's our policy not to comment on ongoing operations, but I can assure you that S.H.I.E.L.D. has the situation completely under control.
S.H.I.E.L.D. direktörü Jeffrey Mace şu an telefonla canlı yayına bağlanıyor.
Joining us on the phone right now is the director of S.H.I.E.L.D. himself, Jeffrey Mace.
Yanılıyorsam beni düzeltin ama bir geyiğe çarpma anısına sahip olması gerek, uyanıkken görmesi değil.
Correct me if I'm wrong, but he's supposed to have a memory of hitting a deer, not seeing them in his waking life.
Başka bir uyuşturucu satıcısının adına karşılık, evet. Seni kaçırdılar.
In exchange for the name of another drug dealer, yes.
Zehirli eroinin kaynağına ulaşmanın yanında Rey Torres'in kaçakçılık ağından geri kalanlar ile katilleri de ifşa olacaktır. Kendi çapında kötü olduklarına eminim.
In addition to yielding a source of poisoned heroin, it would expose what is left of Rey Torres'smuggling network and reveal his killers, who I'm sure are quite heinous in their own right.
Kendi kafasına göre nasıl ölür?
Who said he could die?
Obez Ortabatılı Amerikalılar arabanın etrafına toplanıp az sonra dürüme gömecekleri kafalarını cama dayayarak ses kalitesinin düşük olduğu ve şarkıları hızlıca geçmenin bir yolu olmadığı eski dönemlerden kalma antikalarını izliyorlar mı?
Do obese Midwesterners gather around your car, pressing their be-churroed faces at the glass to marvel at your ancient relics from an erstwhile time of low-fidelity and inability to fast forward through songs quickly?
Ama asıl soru şu, bu gerçek mi yoksa sürekli hayal kırıklığına uğratan hayatımıza tepki mi?
But the question is, is it real or is it just a reaction to life constantly disappointing us?
Tablonun arkasına Bosch, dünyamızın yaratılışının üçüncü gününü çizmiş.
Bosch painted a view of our Earth on the third day of creation.
Umarım yapılışını yarına kadar unutmam.
I hope I can remember how to do this tomorrow.
Hala inceliyorum, ama vücut ısısına ve katılaşmaya bakılırsa iki saat önce ölmüş.
I'm still conducting my exam, but I can tell you that based on core body temperature and lividity, time of death was about two hours ago.
Pozitif tarafı kaza sırasındaki hava olaylarına ilgili olacaktır. Ama çok fazla açık değil. Cinsiyet ayrımcılığına bakışından emin değiliz.
On the plus side, he will pay attention to weather conditions during the crash, but it's unclear that he'll recognize his gender bias.
Baker'ın ilk galibiyetinden sonra Padres'in soyunma odasında şimdiden ayrımcılık yapıldığına dair bilgiler var.
There are already reports of dissention in the Padres locker room after Baker's first win.
Bu dosyayı isimsiz olarak Adalet Bakanılığı Sağlık hizmetleri Yolsuzluk Birimindeki bir arkadaşın arkadaşına göndereceğim.
Now, I send this file- - anonymously, of course- - to a friend of a friend at the DOJ's Health Care Fraud Unit.
Bu arada, Peter Çin Tiyatrosu'nun önünde, ikonik film karakteri kılığına girip turistlerle para karşılığı fotoğraf çekilmek için dilencilik yapıyor.
Meanwhile, Peter has wound up here at the Chinese Theatre, where panhandlers dress up like iconic movie characters and charge tourists for photos.
İyi tamam güzel de benim öğrenmek istediğim bu teröristler Parlemento Binasına nasıl patlayıcı sokmuşlar?
Yeah, but what I want to know is how did the terrorists bring explosives into the Capitol Building in the first place.
Doktor Ralph'ın şimdiye kadar nasıl dayandığına hayret eidyor.
Doc said he's surprised Ralph hadn't crashed already.
Bu sabah hükümet binası bombalamasına takıntılıyken şimdi başka bir göreve mi atanmak istiyorsun?
So, this morning, you were obsessed with the Capitol bombing, and now you want to be reassigned?
Evet, Luthorlar efsanevi suç planlarına bayılıyor.
Yeah, those Luthors do love an epic criminal scheme.
Aslında 90'lı yılların ortasına kadar burada oturan bir Goff ailesi vardı ama neredeyse 20 yıldır burada yaşamıyorlar.
You know, there was a Goff family that lived here up until the mid-90s, but they haven't lived her in almost 20 years.
Kaçırıldıktan 20 yıl sonra annenin kalıntıları yeni bulundu ve bu korkunç. Ayrıca o beni de büyüttü sayılır. Bunların hiçbirini tek başına yüklenmek zorunda değilsin.
Your mother's remains were just found 20 years after she was abducted, and that's awful, and that woman practically raised me too, and you shouldn't have to bear any of this alone.
Evine git, karına sarıl.
Go home, hug your wife.
Flynn 14 Nisan 1865 yılına geri döndü.
Flynn went back to April 14, 1865.
- Yapacaklarına eminim. Geçen yıl, hamile olduğunu herkese söylediğimde Barbara Chen'e yaptılar.
I know they would- - they did it to Barbara Chen last year when I told everyone she was pregnant.
Aşırı yiyenler gerçekten verdikleri paranın karşılığını alacaklar. Bir de et kattın ya arasına.
Those over-eaters are really getting their money's worth.
Belki bazı bilgiler olabilir diye düşündüm. Bu şeyi nasıl durduracağına.
I thought maybe there might be some information on how to stop this thing.
Aziz Thomas Aquinas'tan 19. yüzyılın ortasına kadar ancak fetüs canlandıktan sonra kürtaj sayılacağı kabul edildi. Bu da hamileliğin üçüncü ayında oluyor.
Even for St. Thomas Aquinas, and right up until the middle of the nineteenth century, abortion was set to take place only after the ensoulment of the fetus, and that occurs in the third month of pregnancy.
Asıl çocuklar beni hayal kırıklığına uğrattı.
Ma'am, it's the children who have disappointed me.
Oğlumuzun hayatına girmesine nasıl izin vereceğim?
H-How am I gonna let him ever be a part of our son's life.
Tamam, Clint kakaonun bağımlılık yapıcı olduğunu söylediğinde ona inanmadım, ama aynı zamanda bir Cüce Cin'e çalışmadan önce onların varlıklarına da inanmıyordum.
Okay, I didn't believe Clint when he said cacao was addictive, but I also didn't believe in leprechauns until I started working for one.
Pekala, Jose. Coney Adası'na giderken köşelerin nasıl olduğunu gösterebilirsin.
Okay, Jose, you can show me how it corners on the way back to Coney Island.
Suratına yavru köpek ifadesi koysam nasıl olur?
Hey, you mind if I put a puppy face on you while we do this?
Nasıl yollarına çıkmışız?
How are we getting in their way?
Eğer onun kılına zarar verirsen...
If you so much as... If you hurt her...
Ama uyuşturucu işiyle bağlantılı oldukları anlamına gelmez tabii.
Now, it doesn't mean they're in the drug business.
O zaman yedi taşı eksik bir 11.yüzyıl satranç takımına ne dersin?
Well, how about an 11th century chess set with seven pieces missing?
Davaya yeni birisinin atanmasına sevindim ama nasıl yardımcı olacağımdan emin değilim.
Well, I'm happy to hear there's some fresh eyes, but I'm not sure how I can help you.
Çocuklarının kalabalık bir caddenin yanında oyun oynamasına nasıl izin veriyorlar?
I just don't understand how people can let their kids play in a busy street like that.
Aslında yeterince para biriktirirsem, bir yıllığına Fransa'ya gidip yeni bir dil öğrenip, aşçılık okumayı düşünüyorum.
I was actually thinking if I put enough aside, I could move to France for a year, learn a new language, maybe study to become a chef.
Bak, seni otobüsün altına ittiğim için üzgünüm. Ama şu anda benim hayatımın nasıl olduğunu anlamalısın.
Look, I am sorry that I threw you under the bus, but you have to understand what my life is now.
Yani O'na katılıyorsun?
So you agree with him.
Gerçek olmasına imkan yok, ve Abendsen'e nasıl taklit ettiklerini sordum, ancak bana cevap vermedi.
Couldn't possibly have been real, and I asked Abendsen how they could have faked it, but he wouldn't answer me.
Şansımıza bir arkadaşımızın arkadaşı da iş icabı polis kılığına giriyormuş.
Luckily, we have a friend of a friend who dresses as a cop for work.
O şişenin yatağımın altına nasıl girdiğini bilmiyorum!
I'm innocent! I don't know how that bottle got under the bed!
Sorun şu ki biz 225'le gidiyoruz, bir de bir tren bir arabadan 50 kat daha ağırdır ve ben de trenin altına asılı durumdayım.
Except we're doing about 225, and the train weighs about 50 times more than a car, and I'm strapped to the bottom of it.
Doktorasına ve önceki işine bakılırsa, lazer güdümleme, yangın kontrolü ya da füzeler üzerinde çalıştığını söyleyebilirim.
Well, based on his PhD focus and previous employment, I'd say he was working on smart weapons, laser guidance, or missile and fire control.