Ndayım traducir inglés
26,589 traducción paralela
Jianyu ile aranızdakilerin seni zorladığının farkındayım ama bu durumunuzun sık görülen bir şey olduğunu bil.
I know your journey with Jianyu has been frustrating, but your situation is actually very typical.
Dinle, şu an bir olayın ortasındayım. Eğer ulusal güvenlik meselesi değilse...
Listen, I'm kind of in the middle of a thing right now, so unless this is DEFCON Five...
Üzgünüm, protokolü çiğnediğimin farkındayım ama iletişim cihazım...
Hey, sorry, I know I'm breaking protocol, but my com...
Ben yanındayım burada.
I'm right here with you.
Evet, çok baskı altındayım.
Yeah, I'm under far too much pressure.
Ben 14 yaşındayım, terapist değilim.
I'm 14. I'm not a therapist.
Ama tıbbi olmayan her şeyde senin yanındayım.
But... I am here for you for anything and everything non-surgical.
Hemen yanındayım.
I'm right here.
Sürekli meşgul olduğumun farkındayım.
I-I know it's been crazy busy.
Yanındayım.
I've got you.
Farkındayım, ancak onun söylediğine göre Jeffrey'e bir kaç saat bakmasını söylemişsin ve o zamandan beri geri dönmemişsin.
I'm well aware, but as he tells it, you asked him to watch Jeffrey for a couple of hours, and haven't returned since.
Boşlukta kısılıp kaldığımız için büyük bir stres altındayım ama sinirli değilim.
I feel hugely stressed about being trapped in a confined space we can't leave, but I'm not especially angry.
- Bunun farkındayım.
- I could care less about that.
- Tanrı aşkına, ben 17 yaşındayım.
I'm 17, for God's sake.
Hayır yani hamile olduğunun farkındayım da hamilelikle gerçekten bir bebek taşıman fikrini bağdaştıramamıştım.
Oh, I mean, I know you're pregnant. I just... never connected the idea of pregnancy and you actually having a baby.
DEO'nun görevinin firari uzaylıları yakalamak olduğunun farkındayım ama bu görev de yeni ortama uyum sağlamalı.
I know the DEO's mission is to hunt renegade aliens, but that mission is going to have to adapt.
Risklerin farkındayım.
I'm well aware of the risks.
Volkanik küllerin farkındayım baba ama onu takamam.
I know about silicates, Dad. I can't put that on.
- Sen nereye gidersen yanındayım.
- I'll go wherever you go.
Senin tarafındayım.
I'm on your side.
Oldukça stres altında olduğunu biliyorum ama ben de stres altındayım.
I know you've been under a lot of stress, but I've been under a lot of stress too.
Onun öldüğününün farkındayım.
I know he's dead.
- Farkındayım.
- I know.
Nasıl göründüğünün farkındayım, ancak deli falan değilim.
I know how it sounds, but I'm not crazy.
Senin yanındayım.
I'm here for you.
Ben yanındayım, buradayım.
I'm here. I'm here.
İleride bir şey olursa da, yanındayım.
And if anything happens in the future, I'm here for you.
Bir avukatın arabasındayım.
I got a ride with a lawyer.
Yanındayım.
I got you.
Her şeyden korktuğunun farkındayım ama benim için canını verir.
And I get that he's afraid all the time, but he would die for me.
Hadi, yanındayım.
Hey, come on. I'm with you.
Evet şu an acınası bir durumda olduğumuzun farkındayım. Yine de bu, hayatımdaki en gurur verici anlardan biri olabilir.
Yeah, I know we're in a miserable bind here, but this might be the proudest day of my life.
- Altmış sekiz yaşındayım.
I'm 68.
Adım Linda Felber, Düsseldorf cinayet masasındayım. Lütfen kimliğinizi görebilir miyim?
[in German] My name is Linda Felber, I'm with the homicide squad Düsseldorf.
Ben sekiz yaşındayım.
I'm eight.
Silah kontrolü esprisinde söylediklerimin arkasındayım. Çoğu, kasalar ve Avustralya'daki silahlar hakkında mantıklı şeylerdi ve doğruydu.
Now, I stand by everything I said in the gun control routine, because most of the things I said were common sense about safes and the guns in Australia, and that was correct.
Çünkü ben farkındayım.
Because I do.
- Evet. Evet. Farkındayım.
Yeah, I know.
Evet, farkındayım.
Yeah, I know.
Farkındayım ama...
I know, but still.
Şişe su olayının teslim tarihini geçirdiğimin farkındayım.
I know I'm overdue on the bottled water thing.
Üç'ün odasının dışındayım ama beni içeriye almıyor.
I'm standing outside Three's quarters, and he won't let me in.
Jimmy, bir şeye ihtiyacın olursa yanındayım biliyorsun...
Jimmy, you know I'm here if you ever want to...
Hayır bal gibi de farkındayım.
- No, I know exactly what I'm saying.
- Emin ol farkındayım!
Yeah, I noticed!
Deli gibi taşları didikleyelim istiyorsan yanındayım.
If you want to look at a million rocks like a psychopath, I'll be there.
Hala yanındayım.
I'm in this.
Kuzey Işıkları'ndan canlı yayındayım.
¶ Still alive at the Northern Light.
Şimdi ben kendi görevimin başındayım.
I'm in charge of my own mission now.
- Bayan mı? Ben daha 16 yaşındayım.
"Ma'am?" I'm 16.
Çok stres altındayım.
- I get so stressed.