Neighbors traducir inglés
5,304 traducción paralela
Komşularla iyi bir ilişkimiz var.
We have good relationship with our neighbors.
Komşuların gördüğü siyah karavan hakkında bir şey var mı?
Anything about the black van the neighbors saw?
Komşular?
Neighbors?
- Komşular anlamamalı.
- The neighbors mustn't know.
Komşular yine şikayet ediyor. Müziğin sesini kısıp evine dönmelisin evlat.
Neighbors complain again, you have to turn off the music and get in there, son.
Komşuları uyandıracaksın lan.
You'll wake the neighbors.
Davina olmadan etraftaki büyüleri kontrol edemiyoruz.
Without Davina, we can no longer monitor the activity of our witch neighbors.
Komşular gülüşmeler, müzik, erkek sesleri duymuş.
The neighbors heard laughter, music, male singing.
- Harika, komşuymuşuz.
Oh, great, neighbors.
Komşularımız dün gece biraz fazla ses yaptı o yüzden gitmeye karar verdik.
Um, yeah, the neighbors were a little loud last night, so we kind of decided we'd move.
Yaşlı komşularımız için meyve, sebze taşıyorum.
I'm delivering groceries to one of our elderly neighbors.
Peki sonra aşağı barıma gel, komşularınla tanışırsın.
All right, well, come downstairs to my bar later, meet your neighbors.
Komşuyuz biz, komşudan da öte hatta.
and we're neighbors... more than neighbors.
Valimiz, eğer az nüfuslu kasabaları, komşularıyla birleştirirsek devlet bütçesinde büyük bir tasarruf edeceğimize inanıyor.
Governor believes it would save our fine state millions of dollars if we can get some of our less populated towns to merge... with their neighbors.
Ve, Tansy ile birlikte komşun oluruz.
Oh, and, uh... Tansy and I can be your neighbors.
Komşular bir kadının çığlığını duymuşlar.
The neighbors heard a woman scream.
Batı Vernon Park'ında oturan bir kadın arka bahçesine bir sürü eşya yığmış. Komşuları acilen şerifi aramış. Kadına temizlemesi için otuz gün vermişler.
A lady over on West Vernon Park has been letting stuff pile up in her backyard, and the buttinski neighbors called the Sheriff, apparently, gave her 30 days to clean it up.
Komşularını aşırı rahatsız etmekten şikayet edilmiş. Siz iki ahmak hiç bir şey yapmadınız mı?
Multiple pain-in-the-ass neighbors have complained that you two dolts didn't do a damn thing.
Komşular onu birkaç gündür görmemişler.
His neighbors haven't seen him in a couple of days.
Artık komşu olduğumuza göre,
Since we're neighbors now,
Ben de izledim. Komşuları, cesetleri dışarı taşırken izledim.
And I watched as the neighbors started pulling the bodies out.
Adamı bulduğun arka sokağa geri gitmeni istiyorum... ve orada bulunan komşularla konuşmaya başla.
I want you to go back to the alley where the guy was found... and start talking to some of the neighbors around there.
Ara sokak ve komuşulara ne oldu?
What about the alley and the neighbors?
Komşularımız çok iyiydi.
We had these neighbors.
Komşularımın çocukları var.
My neighbors have kids.
Komşulardan yardım istedim..
I went to the neighbors to ask for help..
Mekanını aradım, komşularıyla görüştüm.
Searched his place, canvassed the neighbors.
" yalnız yaşadığı sanılıyordu.
" by neighbors to have lived alone.
Komşular her zaman salaktı dedi.
Neighbors say it's always the dorky ones.
Pratik olarak komşuymuşuz.
We were practically neighbors.
Çünkü komşuların bizi seks manyağı sırtlan sürüsü gibi, her gece birbirimize vuruşlarımızın sesini duymalarını istemezsin.
Because you don't want the neighbors hearing us going at it like a pack of sex-crazed hyenas, pounding away at each other all night.
James'in komşularından biri seni arabanda otururken görmüş.
One of James'neighbors saw you in your car.
Bir şey görmüşler mi diye, sabah komşularla konuşmamız gerek.
We should talk to the neighbors in the morning. See if they know anything.
Masum komşularımdan birini yağmalayayım mı? Böylece savaş yeteneklerini gösterebilirsin belki de onları komple katledersin?
Shall I raid one of my unsuspecting neighbors, so you can show off your fighting skills?
Martin ile komşu olduğunuzu söylüyordum.
I just told Martin that you're neighbors.
Burada olmamızın iyi bir şey olduğuna dair komşuları ikna etmemiz gerekiyor.
We've gotta convince the neighbors that having us here is actually a good thing.
Bütün komşuları delirtti ve ev sahibine yenilemesin diye baskı yapıyorlar.
He's got all the neighbors in a frenzy, and they're putting pressure on the landlord not to renew.
Komşuları burada olmamızın iyi bir şey olduğuna ikna etmemiz gerekiyor.
We gotta convince the neighbors that having us here is actually a good thing.
Komşularla iletişim kurduk.
You know? We made connections with the neighbors.
- Bakın, neden hepinizin komşularınızın burada kısa bir süre kalmış olan güzel, beyaz bir kızla tanışmasını istediğini anlıyorum ama bizi kurtarmaya gelen Tanrı'ymış gibi davranmak zorunda mıyız?
- Look, I get why you want all the neighbors to meet the pretty white girl who made good after being in here for like 15 minutes, but do we have to pretend that she's like Jehovah come back to save us?
Haydi, Kee. Çocuklar komşuda, gidelim.
Okay, Kee, the kids are with the neighbors, let's go.
İçinde hüsrandan başka bir şey yoktu ve komşularından, iş arkadaşlarından devletten iğreniyordun.
You were seething with frustration and disgust at your neighbors, at your fellow workers, at our government.
Ailenle, arkadaşlarınla, komşularınla, Motor Kulübünle konuştuk... Ortiz dışında herkesle. Kendisi kayıp.
We've talked to family, friends, neighbors, the MC... except Ortiz- - he seems to be M.I.A.- - and no one can shed any light on who or why Tara was murdered.
Dr. Filmore senin asistanın olacak ve "birlikte çalışmanın" bizdeki anlamının da kuzeydeki komşularımızla aynı anlama geldiğini ilk elden inceleyecek.
Dr. Filmore will be your intern so he can observe firsthand that our definition of cooperation is the same as our neighbors to the north.
Görünüşe göre komşuları Clara Riggins'i 20 yıldır görmemiş.
Turns out the neighbors haven't seen Clara Riggins in 20 years.
Komşulardan tanım alabildik mi? Evet.
Did we get a description from any of the neighbors?
Komşular gitmiş.
The neighbors left.
Komşular eninde sonunda dönecektir.
The neighbors will eventually return.
komşuları onları bulduğunda
Jeffrey and Mildred Bachman had been dead for at least a week before neighbors made the horrific discovery.
Jeffrey ve Mildred Bachman'ın en az bir haftadır ölü olduğu belirtildi. komşulara hunhar saldırıyı tam bir "kan gölü" olarak tasvir etti.
Neighbors described the brutal scene as, and I quote, "a blood bath."
Komşularda akşam yemeği partisi.
Dinner party at the neighbors'.