New england traducir inglés
591 traducción paralela
Steve'i New England'a kadar takip etmiş.
He followed Steve to New England.
- Hey, bijon, hiç New England'a gitmemiştin değil mi?
- Hey, lug, you was never in New England, were you? - No.
Bu gece New England'a gideceğiz.
And we're goin to New England, and we're goin'tonight.
New England'a gidemem, bu gece olmaz.
I can't go to New England, not tonight.
Doğruca New England'a gideceksin?
You're goin'right to New England.
- New England mı?
- New England?
Yani işin gerçeği New England'a gideceksin.
Well, the meat of the whole thing is you're to go back to New England.
New England.
Up in New England.
New England'dan soylu bir Püriten ailesi, hayatım.
Finest old Puritan family in New England, my dear.
Yeni İngiltere'li arkadaşımız nerde kaldı merak ettim.
I wonder where our New England friend is.
Oh, keşke hacıların yerine İspanyollar ya da Fransızlar Yeni İngiltere'ye yerleşselerdi.
Oh, if only the Spaniards or the French had settled New England instead of the Pilgrims.
Donuk bir okul hocası mıyım?
Am I a New England schoolmarm?
Bölgenin vicdanı böyle!
New England conscience.
Derler ki, sarılarak yatmak kabul gören ve saygın bir Boston âdetidir.
They say bundling is a New England custom both reverenced and honored.
Sadece büyük yelkenliler, New England eyaletiyle ticari bağlantıya sahip. Zengin Mississiği Vadisi ile.
Only the great sailing ships link the busy states of New England... with the rich Mississippi Valley.
Eski Amerikan mimarisinin en iyi örneklerinden.
Some of the best examples of early American architecture in New England.
Binlerce yoktu elbette, ancak insan avı komşu şehirleri, eyaleti ve sonunda tüm New England'ı içine alarak yayıldı.
There weren't thousands, of course, but a trickle started... which swelled to a steady stream as the manhunt fanned out... to include neighboring cities, the state and, finally, all of New England.
Sonra teyzesi gelip, yazı geçirmek için New England'a götürdü onu.
Then her aunt came and took up to New England for the summer.
O sene New England sahillerini dev dalgalar vurmuştu.
That was the year the terrible tidal wave hit the New England coast.
Teyzesi ile New England'a gitti dediniz.
You said she went to New England with her aunt.
New England aksanını bir mil uzaktan anlayabilirim.
I can tell a New England accent a mile away.
Burası kış sporlarının yapıldığı New England Vermont'mu?
Is this Vermont, New England's winter playground?
New England seçkisi ya da Vermont spesiyalitesi.
The New England blue plate or the Vermont smorgasbord.
New England'ta onun tugayından olanlar sadece.
Just the guys in New England from his outfit.
Yanılıyorsam New England'ın dert ablalığı bölümünden istifa edeceğim.
If I am I'll resign as president of the New England chapter of busy-bodies anonymous.
New England çevresinde yaşayan arkadaşlar için çok zor olmasa da.
Although it shouldn't be too tough for the fellas who live in the New England area.
Ve soğuk New England güneşi yavaşça levazımatçının ofisinin arkasından battı... Gizemden uzaklaşıp, uzaklardan,... cazibeli Sheridan Falls'dan ayrılıyoruz.
And as the cold New England sun... slowly sinks behind the coroner's office... we take leave of mysterious, far-off Sheridan Falls... land of enchantment.
- New England'lısın.
- You're from New England.
New England'daki ufak bir kasaba ile ilgili bir film izledim geçen gün.
I saw a film the other day about a little town in New England.
New England.
New England.
- New England'dan muhabir var mı?
- Any reporters from New England?
Yeni İngiltere, İngiltere'nin aynısı mı? Yeni İngiltere, İngiltere'nin aynısı mı?
Is New England the same as England?
5 saat 48 dakikada ancak 115 km. ilerleyebildi Malone'un sayesinde tabii. New England'da adım başı treni durdurarak yaptı bunu.
It's taken her 5 hours and 48 minutes to travel 72 miles... thanks to Harry Foster Malone... who is routing the train through every whistle stop in New England.
Önce İngiltere'de, şimdi de New England'da.
First in England, and then in New England.
Sağol, ama yarın New England bölgesini faturalandırmaya başlamalıyım.
Thanks, but I have to start billing the New England area tomorrow.
Siz New England'lıları işte bu yüzden çok seviyorum çok dost canlısısınız.
That's what I like about you New Englanders- - you're so friendly.
Charles Dexter Ward'ın New England'daki malikanesine döndüğünü öğrenecek.
He will learn that Charles Dexter Ward... has retired to his New England estate.
Tuhaflıklarla dolu 90 küsur sene önce... Hugh Crain adında bir adam, New England'ın... en ücra köşesinde, karısı ve kızı için yaptırmıştı bu evi.
It was built 90-odd, very odd years ago... by a man named Hugh Crain as a home for his wife and daughter... in the most remote part of New England he could find.
Acaba bu New England fosili kaç para eder?
I wonder how much I'll get for this New England fossil.
Resimleri yırtıp... New England'lı akrabalarıma Noel kartı niyetine yollayayım.
I'll tear out the pictures... and send them as Christmas cards to my New England relatives.
New England'da.
New England.
Evi İngiltere'de ama Los Angeles, New York, Çin... her yerde bulunmuş.
She is originally from England... but she's lived all over the place such as L.A., New York, and China. I heard that she's moved around quite a bit in her life.
Bu İngiltere'nin bilim, ticaret ve keşifte yeni atılımı.
This is England's new venture in science, in trade, in discovery.
İngiltere, Horn Burnu, Afrika Yeni Zelanda ve Güney Denizleri.
England to Cape Horn, Africa, New Zealand Van Diemen's Land and the great South Seas.
Beyler, size Robert Conway'i takdim ediyorum. İngiltere'nin yeni Dışişleri Bakanı.
Gentlemen, I give you Robert Conway, England's new Foreign Secretary.
- İngiltere'nin yeni bir kralı olur.
- England would have a new king.
İngilteredeki mısır tohumunu ve buğdaya benziyordu.
Grain, that which in England we call corn, and in the new world, we call wheat.
Malikanede ayrıca yıllar önce İngiltere'den ithal edilen..... Rolls-Royce ile birlikte gelen Fairchild adlı... bir şoför vardı.
Also on the estate there was a chauffeur by the name of Fairchild, who had been imported from England years ago, together with a new Rolls-Royce.
İngiltere'den yeni bir harita geldi.
A new map just arrived from England.
Acil uyarı.. Tüm İngiltere'de, yeni ve tuhaf bir bitkinin... ölümcül ısırığıyla bulaşan bir enfeksiyon ortaya çıktı.
Urgent warning... all of England appears to be infected with a strange new plant that can inflict a fatal sting.
Bir an için New England Addamsları John ve John Quincy ile bir ilişki olduğunu düşünmüştüm.
Get down to the polls and see what's going on. Right.