Nobet traducir inglés
3,139 traducción paralela
Onu kucukken birakmis o zaman beri nobet geciriyor.
She went away when he was a kid and since then he gets these seizures.
Neden nöbet geçirmiş?
Why did he have a seizure?
Çocukta hiperventilasyon sendromu var. Aşırı nefes almaktan nöbet geçirmiş.
He has hyperventilation syndrome Excessive breathing causing the seizure
İki askerin nöbet sırasında yanlışlıkla köylülerden birini öldürdüğünü duydum.
I heard there were two recruits, who, while doing guard duty, accidentally killed one of the villagers.
Nöbet geçiriyor, geri durun.
She's having a seizure. Just stay back.
St. John's Wort bulantı ilacı ile reaksiyona girmiş ve seretonin seviyesinde değişime yol açmış bu da kör noktalara neden olmuş ve şimdi de nöbet.
The St. John's Wort interacted with the antinausea drug, spiked her serotonin levels, causing the blank episodes and now the seizures.
Beyindeki nöbet kesildi.
And... brain seizure stopped.
- Nöbet mi tutuyorsun?
Standing watch?
Onlara nöbet geçirdiğini ve direksiyon hakimiyetini kaybettiğini söyledi.
Told them he had a seizure, lost control of the vehicle.
Einstein'in, cin ordusunu gözetlemek icin Koredeki nöbet kulübesinde bir adami yoktu.
Einstein didn't have to man a sentry post in Korea and stare down the Chinese army.
Aaa deri değiştirme, haydutlar için nöbet,
Uh... molting, on bandit patrol,
[Gyum Sah Bok Nöbet Listesi]
[Gyumsabok shift list]
Senin aptal, nöbet geçiren götünle paylaşmak istememiş olamaz mıyım?
Maybe I just didn't want to share with your silly seizure-having ass.
Arabanın yanında nöbet tutacağız.
Whose to guard the wagen.
Nöbet mi tutacağız?
Guard the wagen?
Güzel nöbet tuttun, Poopsie.
Good looking out, Poopsie.
- Bir saat içinde nöbet görevine başlayacağım.
I'm on sentry duty in an hour, sir.
Tünelciler nöbet tutmaz.
Tunnelers don't do duty. They're short of men.
Nöbet görevinde uyuyakalmanın cezasını biliyor musun, Firebrace?
You know the punishment for falling asleep on sentry duty, Firebrace?
Nöbet görevinde uyuyakaldı.
He was asleep on sentry duty.
Üç gündür bomba deliğinde nöbet tutan ve ayakları çürümekte olan iki adamım var.
I have two men on guard in a shell hole in no man's land for three days with their feet rotting in their boots.
Joe'ya nöbet tutma konusunda yardım etmeliyiz.
We should help Joe watch.
Biz gelene kadar sen nöbet tut.
You stay guard and don't move until we can get back.
Üçümüz belediye binasındaydık. Siyahlara karşı nöbet tutuyorduk.
Three of us was in town hall, standing guard against the blacks.
İyi bilinir ki... bazı epilepsi hastaları nöbet sırasında kemiklerini kırarlar.
It's very well known that some epileptics do break their bones during a seizure. It's a fact. As I said, we must be sure to rule out mental illness.
Nöbet geçiriyor.
She's having a seizure.
iyiyim, ama bu gece nöbet için kalmam gerekicek.
Also, but was highlighted for the night shift.
Fazladan nöbet tutacaksın.
You'll take an extra watch.
Gardiyanlar her gün 2 : 15'te nöbet değiştiriyor.
The guards change shift every day at 2 : 15.
Şuradan nöbet değişimi sırasında girersek dosyaları alır ve bir dakika sürmeden uzayabiliriz.
Now, if we enter the warehouse here, between swing shifts, we'll be able to grab the files and bolt - - less than a minute.
Nöbet tutacaksınız.
Sentry duty.
Ben nöbet tutarım
I leave at dawn.
Ben nöbet değişimine gidiyorum, eğer yolun o tarafa ise atla.
You know, I'm about to go off shift if you want a ride downtown.
Randall'ın başında nöbet tutup onu korumanı istiyorum.
I need you to guard Randall, protect him.
- Yine de nöbet tutmalıyız.
- We should still post a guard.
Şu balık nöbet geçiriyor gibi görünüyor.
That fish looks like t's having a spaz attack.
Ruhları bir süre nöbet tutabilir.
Their spirits can stand guard a while.
Adamın Holland, çıkış kapısında nöbet tutuyor.
Your buddy Holland's standing guard at the door.
Reçetenize valium yazacağım. Bir nöbet geçireceğinizi hissederseniz bunu kullanırsınız.
I'm going to prescribe you some valium, which you can take next time you feel an attack coming, huh?
Nöbet falan mı geçiriyorsun?
Are you having some sort of seizure or summat?
Tanrılar nöbet beklese yine fark etmez.
It would not matter if the gods stood watch.
Bu ev 83 senedir aileme ait ve ben burada nöbet tutarken yanıp kül olmasına izin vermeyeceğim.
This house has been in my family for 83 years, and it's not gonna burn up on my watch.
Ben nöbet tutarken yanabilir.
It can burn up on my watch.
Birlikte nöbet tutarız.
We stand watch together.
Batı Vadi otoyolunda nöbet tutacaksınız. Her gün iki saat otoyolda nasıl becerildiğinizi düşüneceksiniz.
You're gonna end up doing West End Valley day watch, spending two hours every day on the fucking freeway just thinking about the fucking that they gave you.
Kimse nöbet tutmuyor.
Nobody's watching the perimeter.
Halk kütüphanesinin dışında nöbet tutup resmi park yerlerine kadar insanlara eşlik edeceğim.
I'm gonna take up a post outside the public library And escort people to their legally parked cars.
Geçen sene manik bir nöbet geçirmişti.
He had a manic episode last year.
Nöbet sırası sende.
It's your turn.
Nöbet listesi alfabetik sıraya göre düzenlenmiştir.
The duty roster is arranged according to the name order.
Baban hastahaneye yatmadan önce nöbet geçirirse, muhtemelen onu hiç ameliyata almazlar.
If daddy has a seizure before he leaves for the hospital, they will probably not operate him any more.