Nordberg traducir inglés
56 traducción paralela
Edvard Munch'un arkadaşları arasında Carl Nordberg Andreas Singdahlsen Halfdan Strom Thorvald Torgersen ve Jorgen Sorensen ki yedi yaşına kadar kötürümdü ve 30'lu yaşlarının başında öldü.
Amongst the colleagues of Edvard Munch... are Carl Nordberg... Andreas Singdahlsen... Halfdan Strom... and Thorvald Torgersen,
Nordberg'e ne oldu?
What about Nordberg?
Bayan Nordberg, kocanızın kolunu kurtarabiliriz.
Mrs Nordberg, I think we can save your husband's arm.
- Nordberg nerede?
- Where's Nordberg?
Nordberg, bu Frank, arkadaşın.
Nordberg, it's Frank, your buddy.
Nordberg, benim, Frank.
Nordberg, it's me, Frank.
Ben de seni Nordberg.
I love you, too, Nordberg.
Nordberg, bu çok zor bir istek.
Nordberg, that's a pretty tall order.
Zavallı Nordberg!
Oh, my poor Nordberg!
Demek istediğim şu, Nordberg biraz düzeldiği an emniyete geri dönebilir.
What I'm trying to say is, as soon as Nordberg is better, he's welcome back at Police Squad.
Nordberg'in niye liman bölgesinde olduğunu biliyor musun?
Do you know why Nordberg was at the waterfront?
Ed ve ben, Norberg'in su yüzüne çıktığı yere gittik.
Ed and I drove to where Nordberg had been found floating.
- Bu Nordberg, bir polis.
- It's Nordberg, he's a cop.
Bir liman işçisine düzenlenen cinayet girişimini soruşturuyorum..... Nordberg adında biri, bir polis memuru.
I'm investigating the attempted murder of a dock worker, a man named Nordberg, a police officer.
Nordberg... size bir şey söyleyebildi mi?
Nordberg - been able to tell you anything?
Laboratuvarın, Norberg'in ceketinde ne bulduğunu merak ediyordum. İskelede buldukları.
I wanted to see what the lab had come up with on Nordberg's jacket, the one they'd found on the docks.
İsteğiniz gibi Norberg'in ceketinden iplik örnekleri aldık.
As you requested, we took some fibre samples from Nordberg's jacket.
Nordberg'i ne kadar iyi tanıyorsun?
How well do you know Nordberg?
Norberg'i temize çıkarman için 24 saat veriyorum.
I'm giving you 24 hours to clear Nordberg.
Nordberg'in hafızasını tazelemek için Ludwig'in kayıtlarıyla hastaneye döndüm.
I returned to the hospital with Ludwig's records to try to jog Nordberg's memory.
Bay Nordberg'le işim bitince sizinle ilgileneceğim.
I'll be with you when I've finished with Mr Nordberg.
- Memur Nordberg'i görecektim.
- I'd like to see Officer Nordberg.
Nordberg'i öldürmeliyim.
I must kill Nordberg.
Nordberg'i öldürme girişimi beni sarstı.
The attempt on Nordberg's life left me shaken and disturbed.
Neden Nordberg'i öldürmeye çalışıyordu... ve kim için?
Why was he trying to kill Nordberg... and for whom?
Memur Nordberg sana bir şey anlattı mı?
Has Officer Nordberg told you anything?
Bizim dışımızda Nordberg'in yaşadığını bilen tek kişi o.
He's the only one except us who knew Nordberg was still alive.
- Nordberg!
- Nordberg!
- Nordberg, bu harika!
- Nordberg, that's wonderful!
Bu işi Nordberg'e mi bıraksak?
- We should let Nordberg handle it.
- İyi fikir Frank.
- Good thinking. - Nordberg!
Nordberg! - Sorun değil!
- No problem.
Nordberg'in vericisi paranın peşinde!
Nordberg's bugging device is right on the money.
Sen ve Nordberg yarın bana lazımsınız.
I'll need you and Nordberg tomorrow.
Nordberg'e bu gece cevizli ekmek yapacağımıza söz vermiştim.
I promised Nordberg we'd bake a raisin nutbread tonight.
3 : 15'de Nordberg elektriği kesip, alarmları susturacak.
At 3 : 15, Nordberg will cut the power lines, knocking out the alarms.
- Nordberg!
- Nordberg.
- Nordberg?
Nordberg, how are we doing?
Cevap ver?
Come in, Nordberg.
Pekala Nordberg, başlayalım!
Let's go, Nordberg.
Ed! Nordberg!
Ed, Nordberg!
O kadar fazla et yok, Nordberg.
- It's not that big a rump roast.
Tanya'nın adresini buldun mu Frank?
- Nordberg, Ed. - Did you find Tanya's address?
Nordberg.
Nordberg!
Nordberg, birleştir.
- Nordberg, put it together!
Nordberg, bak!
Nordberg, look.
Nordberg, Polis Birliği.
- Nordberg, Police Squad. Hello.
Adım Ed Hocken. Bu memur Nordberg.
Ed Hocken and Nordberg from Police Squad.
Haydi Nordberg.
Come on, Nordberg.
Yani şimdi sen...?
- Are you saying that Nordberg?
Geliyorum Teğmen!
- Nordberg! - Coming, lieutenant!