Noses traducir inglés
1,206 traducción paralela
Eller buruna çocuklar.
Hands on noses, guys.
Böylece burunlarınız çarpışmaz.
That's so you won't bump noses.
Uyuşturucu satıcıları nasıl olur da bir binayı ele geçirir hem de burnunun dibinde.
I want to know how drug pushers can take over an apartment building right under your noses.
Erkeklerden uzak durun, çünkü çalılara işeyen burunlarını karıştıran iğrenç hayvanlardır.
Stay away from boys because they're disgusting beasts that pee on bushes and pick their noses.
Burunlarını da teker teker koparabilirsiniz.
You can pluck their noses off one by one.
Takma bıyıklar.Şişme burunlar!
False moustaches, bulbous noses!
Rezil Bolşevikler. Hem de burnumuzun dibinde.
Rascals of Bolshevists, under our noses.
İnsanların burnunun dibinde konuşmamalısın çünkü cidden hiç hoş değil.
You shouldn't talk under people's noses, because it's really unpleasant.
Neden bilmiyorum ama insanlarla yüz yüze yüksekçe konuştuğunda, bir teke gibi kokuyorsun.
I don't know why, but all day long you stink like a bill goat when you talk loud under people's noses.
Loic ile çocuklarımız olsa burunlarımız bir faciaya yol açardı.
If Loic and I had kids, our noses would add up to a horror.
Dişilerin ve yavruların burnu ise kalkık.
Te female and the young have small turned up noses.
Burunlarımızı temiz tut, Walter.
Keep our noses clean, Walter.
"Silahlar ve Burunlar." Bu nasıl bir oyuncak böyle?
Guns and Noses, what is that?
Benimki de kesik burunlardan oluşuyor.
I have one made out of noses.
- İngiltere'deki evinden kayıplara karışıp karşımıza burada Paris'te, burnumuzun dibinde çıkıyor.
- She disappears from her home in England only to reappear here in Paris under our very noses.
"Burnunu onun burnuna yaklaştırmak istedi. Ancak o coyly geri çekildi."
" He tried to sniff noses with her, but she retreated coyly.
- Benim, senin gibi insanları hor gören insanlara ihtiyacım yok.
- I don't need people like you looking down their noses at me.
Geri döndük. Makyajımızı tazeledik.
We're back, noses powdered.
Ve ertesi sabah, kampcılar uyandıklarında burunlarını büyümüş buldular.
And the next morning, when the campers woke up, all of their old noses had grown back.
People looking down their noses grinning behind me back.
People looking down their noses grinning behind me back.
Az kalsın iki dişsiz ihtiyar burunlarımızı koparacaktı.
We had like to have had our two noses snapped off with two old men.
Ren geyikleri burunlarının ucunu bile göremezler.
The reindeer can't see an inch in front of their noses.
Harika. Artık birbirlerinin burunlarını kanatmak için daha iyi bir yol öğrendiler.
They've learned a more efficient way to give each other bloody noses.
Bence de. Artık insanların işime burunlarını sokup durmalarından bıktım usandım.
Me too, I'm sick of people putting their noses into my business.
Bütün bunlar gözlerinin önünde olursa beni yargılayamazlar.
And if it all happens under their noses, they can't judge me.
Benim için burunlarınızdan bir tane oluşturmak kadar zor.
It's as hard for me as creating one of your noses.
Şu Federasyon'un idealist salakları her zaman çirkin burunlarını başka insanların işlerine sokuyorlar.
It's those Federation do-gooders - always sticking their ugly noses in other people's business.
Gözümüzün önündeki içkiye, kumara, ve fahişeliğe.... dur demeliyiz.
Amen! Time to put a stop to the drinkin'... -... and the gamblin'and the whorin'right under our very noses!
Lanet olsun, tam bir yıldır DeWald'ın peşindeydik!
God damn it, we spent a fucking year with our noses up DeWald's ass!
Ama onca yıl altlarını temizlemiş, onlara yemek pişirmiş olmam lehime değerlendirilir sandım.
But I figured after all those years of blowing noses and wiping butts fixing meals and carpooling kids, that it would count for something.
Her gün işe gidiyoruz, burnumuzun dibinde... arabamızın ve önümüzdeki arabanın zararlı, zehirli gazlar kustuğunu görüyoruz. Bunların hepsi de uzun vadede etkili zehirler.
We go to work each day and right under our noses we see our car and the car in front of us spewing noxious, poisonous gases that are all accumulative poisons.
İnsanların elleri burunlarındaydı.
People with their hands over their noses.
Temizlik yapmak, bulaşık yıkamak, yerleri silmek, sürekli yemek yapmak.
The scrubbings and the washings And the noses with the drippings And the sopas always boiling
Biliyor musun, çoğu satış elemanım burunlarının dibine soksan da sahte bir iddiayı anlayamazlar. Ama senden hiç kaçmıyor dostum.
You know, most of my salesmen... couldn't sniff out a phony claim... if their noses were nailed to it, but you... man, you never miss.
- Takma burunlar nerede?
Where are the funny noses?
Sen bu sirkin müdürüsün ve biz palyaçolar da takma burunlarımızı istiyoruz.
You are a circus manager and we clowns want noses.
Ne yapıyorsunuz orada?
What're you doing, picking your noses?
Cumartesi gecesi yapacak bir şeyleri olmaması. Aslında, problemin cevabı burnumuzun ucunda olabilir.
The answer to our problems might be right under our noses.
Ya da burnunun ucunda oturanlara dikkat etmelerini tavsiye etmek...
Or counselled, for those of us who breathe through our noses.
Ben, penselerle birbirlerinin burunlarını sıkmaya başlamadan yukarı çıkıp, ödevimi yapayım.
I'm gonna go and start my homework before they start grabbing each other's noses with pliers.
Elbette, birkaç burnu büyüğü gücendirmiş olabilirim görkemli başarım ve misk kokumla.
Sure, I might offend a few of the blue noses with my cocky stride and musky odors.
Bir kez yakalanınca, sakal, peruk... ve takma burunla yeniden şanslarını denerlerdi.
We'd catch them and they'd try to sneak back... with beards and wigs and fake noses.
Onlar kulaklarındaki, burunlarındaki heryerlerindeki kılları yolarız.
We'll tear their ears off and all the hairs from their noses!
Bir çukura pisleyip, burunlarından içeri böğürtlen sokmadıkları sürece sorun yok.
As long as they're not squatting in a ditch poking berries up their noses.
Bu arada nerede benim böcek enfiyem?
And speaking of noses, where's my beetle snuff?
Başka burun kırmamaya çalışacağım.
I'll try not to break any of their noses.
Ozaman belki birkaç burun daha kırar birazda..... bükersin..
Then maybe you need to go break a few noses, or at least... bend a few.
Burnunuzu sokacak başka bir yer bulmak istiyorsanız size önerebileceğim bir sürü yer var.
If you're trying to find somewhere to stick your noses I got several places I would love to tell you about.
- Kapa çeneni. Burunları aynı.
They have the same noses.
Kerhane sahipleri, pezevenkler, kadın kıyafeti giyen erkekler kötü adamları serbest bırakan polisler ve başkalarının işlerine burnunu sokan turistler.
Brothel owners, pimps, men who wear women's clothes, policemen who let evil men go free, and tourists who stick their noses into other people's business...
Pazarları kırmızı giyemezsin.
CAN'T WEAR RED ON SUNDAY. MOTHER OF GOD, YOU'LL HAVE THE BLUE-NOSES DOWN ON US.