Nın yanında traducir inglés
19,484 traducción paralela
Kızının yanında ol.
Be with your daughter.
Muhtemelen bir arkadaşının yanında kalıyor.
He's... he's probably staying over with a mate.
Solda, bankanın yanında.
It's just near the bank on the left.
Neden erkek arkadaşının yanında oturmuyorsun?
How come you're not sitting with your boyfriend?
Hayatım, tatlının yanında kahve ister misin?
Honey, you want coffee with your dessert?
Kızının yanında olmalısın.
You need to be with her.
Jones şu an kızının yanında.
Jones is with her daughter.
- Hayır, terk etmedi. - O adamların yanında bırakmış.
- He left him with these men.
- O adamların yanında bırakmış işte.
- He left him with these men.
Arkadaşlarından birinin Palo Alto'nun yanında yaşadığını öğrendim. İsmini araştırdım ve teknoloji işinde olduğunu öğrendim.
I found a friend of his that lived near Palo Alto, searched his name and found that he was in the tech business.
Bir gün uyandığından, yanında kimsenin olmadığını fark edeceksin.
One day, you're gonna wake up and realize that you don't have anyone either.
Şu aralar kızların neler atlattığını biliyorum, ve sadece senin yanında olduğumu bilmeni istiyorum.
I know that girls have gone through a lot lately, and I just want you to know that I'm here for you.
Wyatt dönünce kumların yuttuğu şehirde onun yanında olacaksın.
When Wyatt returns, you'll be by his side in the city swallowed by sand.
Bir değişim sinyali, sergilemesi için programlananların dışında bir empati yanıt seviyesi olabilir.
It would signal a change, a level of empathic response outside what she's programmed to exhibit.
Hazır değilsen önümüzdeki yılın bursunu ve yanında getireceği parayla prestiji tehlikeye atmış olursun.
And if you're not, you will jeopardize your shot at fellow of the year and all the money and the prestige that goes along with that.
Sürekli ev değiştirmiş. Yanına verildiği bazı ailelerin yaptıklarını düşünürsek öyle olması iyi bile olmuş aslında.
She got bounced around a lot, which was probably a good thing, considering some of the families they put her with.
Meğer hayatın sırrı yanı başında duruyormuş :
The secret to life has been right in front of you all along :
Dünya'nın dört bir yanında
♪ all across this land ♪
Onu Wyatt'ın yanında görmüştüm.
I've seen him with Wyatt.
Dışarı çıkaramayız kapının başında basın bekliyor. Polis de çiftliğin her yanına memurlar diktiğini söyledi.
Well, we can't just drive it out because the press are by the gate at the top of the drive and the police said they were putting officers all round the farm.
Bir gün bir kadının senin yanında gerçekten durup uslanabileceği birisisin.
I feel like you're the kind of person a girl could really... Settle down with someday.
Han'ın yanında oturuyordun.
You sat beside the Khan.
Arabanın anahtarları yanında mı?
Do you have your car keys?
Çoğu insanın senin yanında olmak istemesinin senin için önemli olduğunu düşünüyorum.
I just think it's important for you to know that most people wanna be there for you.
Astra'nın son anında yanındaydım.
I was with Astra in her final moments.
Ölürken yanında mıydın?
Were you with him at the end?
İmparatorluk'a karşı Concord Dawn'ın yanında olanlar.
Who is asking? Those who would stand with Concord Dawn against the Empire.
Konağın yanında Thomas'ın adına kiraladığım yerde oturacaksınız.
You'll live in a nearby estate that I've rented under Thomas'name.
Ama bana gerçeği söyleseydi alacağı cezanın korkusu yanında bu hiçbir şeydi.
But that was nothing compared to the punishment he feared if he told me the truth.
Johannesburg, Güney Afrika'ya tatile gelmişler ve halaları Mariam Nell'in yanında bir barda çalışıyorlarmış. Teyze 24 saat önce kayıp olduklarını bildirmiş.
They were on a break visiting Johannesburg, South Africa, where they'd taken temporary jobs in a bar working for their aunt, Mariam Nell, who reported them missing 24 hours ago.
Günün 24 saati kız arkadaşını yanında istediğinden emin misin?
Are you sure you want your GF around 24 / 7?
Her şeyi tabağın yanında sipariş eden birine benziyor.
I do not like the look of her. It looks like she orders everything on the side.
Onların yanında olduğunu gösterin.
You've shown the men you're on their side.
Bunun yanında, belki de Kabine'ye kocamın ve benim burada, Clarence Evi'nde kalacağımızı iletirsiniz.
And perhaps you could also inform Cabinet that my husband and I intend to stay here at Clarence House.
Tacı taşıyan insanların dilekleri karşısında eğilir mi? Denetlenebilir ve sorgulanabilir mi?
Does the Crown bend to the will of the people to be audited and accountable?
Bu çağda Kraliçe'nin eşinin kocasının, onun yanında durmasının yerine eğilmesinin doğru olup olmadığını sordum.
Whether it was right in this day and age that the Queen's consort, her husband, should kneel to her rather than stand beside her.
Anladığımız kadarıyla gazete Albay Townsend'in detaylı bilgilerini verecek. Evliliğinin ve sonrasında gelen boşanmasının detaylarının yanı sıra Kraliyet ailesiyle bağı olan diğer boşanmış insanlar hakkında da bir yazı yayınlayacak.
We understand that the paper is to feature a profile of Group Captain Townsend, details of his marriage and subsequent divorce, along with an editorial about other notable divorcees to have been associated with members of the Royal family.
bilmiyorum farkında mısınız fakar boş yer yok sinyaliniz yanıyor
I don't know if you're aware of this, but your "No Vacancy" sign is flashing.
Onlarla karşılaştın mı beni ara, kurşun gibi yanında biterim.
Call me if you meet them, and I'll be there like a bullet.
Hayır, işten eve gelirken yolda gördüm, eski fabrikaların yanında.
No, I met her on my way home from work, near the old factories.
Kimse yanında değilken sen onun yanındaydın.
You were there for him when no one else was.
Bugün hani tam yanında olmama rağmen bensiz konuştuğun kadın mı?
The woman you spoke with today without me even though I was literally right there?
Adamın hemen yanında duruyordu.
He was standing right next to the guy.
Bunun Fallujah'ın yanında bir hiç olduğunu düşünüyordum, ama... işte yine aynı durumdayım.
I thought this was nothing compared to Fallujah, but... here I am again.
Ateşin yanında kalın.
[Fire crackles]
Ve muhtemelen şu anda ufak arkadaşlarının birinin yanında.
And chances are she's next to one of your little friends right now.
Yanında kalabileceğin akrabaların var mı?
Do you have any relatives that you can stay with?
Dünyanın dört bir yanında yaptığımız bazı iyi şeyleri anlattık bir hayli spesifik şeyleri.
We, uh, we told them about some of the good things that we're doing around the world- - specific things.
CIA'in son istihbaratı bunu doğruluyor, bunun yanında Sovyetlerin uzun menzilli bomba uçaklarının üretimini artırması...
Latest CIA intelligence seems to support it, with the Soviets known to be ramping up their production of long-range bomber aircraft...
Olmam gereken yerde, doğum yapan kız arkadaşımın yanında değilim.
Not where I'm supposed to be, which is with my girlfriend who just gave birth.
Daha önce elimize ulaşan ve Vali Redding'in sınav sonuçlarını yanılttığını gösteren bilgiler, valinin oğlu Blake'in de başarısız öğrenciler arasında olduğunun doğrulanması ile çürütüldü.
Earlier reports indicating a scandal involving Governor Redding falsifying test information were discredited when the presidential hopeful revealed his son Blake was among this year's failing students.
nin yanında 24
yanında 38
yanındayım 92
yanında kim var 24
yanındaki kim 31
yanında olacağım 35
yanında mı 21
nin yeri 71
nın yeri 16
nın yardımıyla 20
yanında 38
yanındayım 92
yanında kim var 24
yanındaki kim 31
yanında olacağım 35
yanında mı 21
nin yeri 71
nın yeri 16
nın yardımıyla 20