Odam traducir inglés
6,232 traducción paralela
Burası benim yatak odam.
We're in my bedroom.
Burası benim yatak odam değil.
This isn't my bedroom.
Annem odamı temizlememi söylemişti.
You can also help me and mom clean the storage room.
Odam hemen köşede.
My room's round the corner.
Aniden odamın penceresinden ateşler fışkırmaya başladı.
"A spurt of fire jetted" from the window of my room.
- Odamı sen harap ettin.
[exhales deeply] You destroyed my room.
Artık benim odam.
It is my room now.
Yani ben odamı paylaşırken Brandon'ın iki tane odası var.
Got it? So I get a half of one room and Brandon gets two rooms.
Odamız merdivenin üstünde ve banyoda ihtiyacın olan her şeyi bulacaksın.
Oh, so our room is at the top of the stairs and you'll find everything you need in the bathroom.
- Anneniz hamile kalmak isterse bebek bizim yatak odamızda kalacak.
If Mama gets pregnant, uh, the baby will sleep in our bedroom.
Ona odamı göstermek istiyorum.
I wanna show her my room.
Benim yatam odamın da buradan büyük olduğunu sanmıyorum.
Well, I don't believe my bedroom's any bigger than this.
Benim odam hâlâ kolilerle dolu da.
Mine's crammed with boxes.
Güvenli bir odamız var.
We have a safe room.
Bayan "Bu Duvar Kağıdı Bizim Odamızda Güzel Durmaz Mı?".
Mrs "Wouldn't this wallpaper look good in our den?"
Betts, arkadaşın Helen oturma odamızda bir hayalet olduğunu söyledi.
Betts, your friend Helen just told me we have a ghost in our living room.
Bu hazır pozisyonlardan birini doldursam siz de Bayan Holden ve benim odamın ücretinden feragat etseniz, nasıl olur?
If I could fill one of those on call positions in return for your waiving the charge for Mrs Holden's and my room.
Merak ediyorum da... Bu hazır pozisyonlardan birini doldursam siz de Bayan Holden ve benim odamın ücretinden feragat etseniz?
Well, I was wondering if I could fill one of those on-call positions in return for your waiving the charge for Mrs Holden's and my room.
- Evet, bizim odamız.
- Yeah, that's us.
Barney, verandada otururken yan odamızdaki biri görmedim ama ukelele çalıyordu ve...
Barney, I was just out there on the patio... and there's someone in the room next to us. I didn't see her, but... Well, she was playing the ukulele...
Benim de odam degil zaten, keyfine bak.
You know, it's not like it's my room or anything.
Bu bizim odamız olamaz.
This can't be our room...
Odamızın adı Jahapanah suiti.
Our room is called the Jahapanah suite!
Odam.
My room!
Bu benim odam.
Here, this is my room.
Yatak odamıza açılan gizli bir geçit.
It's a secret passageway into our bedroom.
Bakın, burası bizim yatak odamız.
You see, this is our bedroom.
Benim yatak odamın mı?
My bedroom?
Yatak odamızın balkonundan ya atlamış ya da atılmış.
She either jumped or she was pushed off the balcony of our bedroom.
Neden benim odamın kapısında dikiliyorsun?
Why are you standing in my bedroom doorway?
Bu sabah odamıza geldiğimizde,... birileri Tayland yemeğini çöpte bırakmış ve kokutmuş.
♪ Well, the highway is alive tonight... ♪ When we got into our room this morning, someone left stinky Thai food in the garbage.
Fotoğraf çekimini iptal etmek zorunda kaldığımız için babamın sinirden kudurup odamıza geldiğinden ve Barney'nin kasıklarına tekmek attığından habersiz.
I mean, he has no idea we had to cancel the wedding photos and my dad was so angry, he came up to our room and kicked Barney in the crotch.
O odamızda Bayan Takeamlary Chek kalıyor.
That room belongs to a Ms. Susan Tupp.
Evet getirdin, odamızda.
Yes, you did. It's in our room. Go put it on.
Benim odam bu.
- It's my room.
Burası benim işkence odam.
This is my torture chamber.
Yatak odamızdan başlayalım. Her tarafın tamamen kapatılmasını veya kararmasını istiyorum.
We start in our bedroom, and I need that totally boarded up or blacked out somehow.
Odamızda, ama senin yerine başka biri geldi.
In our room, but someone else is in your place,
Eski toplantı odamızdaki ilk sabah toplantımız.
Okay, first morning meeting back in the old conference room.
Çoğunuzun da bildiği gibi Alex dinlenme odamızda bıçaklandı. Orası hastanenin en güvenli yeri olmalıydı.
As many of you know, Alex was stabbed today in the call room, which should be the safest place in the hospital.
Orası soğuk odamız.
It's the cool room.
Bizim evde boş odamız var, eğer kalmayı düşünürsen.
Well, we have spare rooms at our place, if you are planning to stay on.
"Ayakkabı Kutusundaki En Sevdiğim Odam" için ödül "malzemelerin yaratıcı kullanımı" ve "nükteli" kır evi banyosu için Bayan Sibree'ye gidiyor.
The prize for My Favourite Room In A Shoebox, goes to Mrs. Sibree for her "imaginative use of materials" and "witty" holiday cottage bathroom.
Evet. Sizin için de odamız var Bayan McCarthy.
Oh, yes, plenty of room for you too, Mrs McCarthy.
- Özel bir odam var.
I have a private room.
Tam aşağı katta benim odam vardı. Gecenin bir yarısı döşeme tahtasının gıcırtısından başka bir şey duymadım.
My room was directly below and I heard nothing but creaking floorboards half the night.
Burası benim odam, değil mi?
This is my room. Right?
Burada kendi odam vardı.
I had my own room.
- Odamın neresindeydin?
- In which room you were?
Şimdi odamıza geri dönüp, yaptıklarını tekrar gözden geçirmek ister misin?
Now, would you like to go back to our room and review those actions?
Odamın anahtarını yine kaybettim.
Um, I'm locked out of my room again.