English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ O ] / Olduğunu söyleyin

Olduğunu söyleyin traducir inglés

1,251 traducción paralela
- Ona Mike olduğunu söyleyin.
- Tell her it's Mike.
Acil bir durum olduğunu söyleyin.
Say that urgent business calls us home immediately.
Herşeyin sizin hatanız olduğunu söyleyin.
Let her ramble on about how everything's your fault.
Ona çok ağır olduğunu söyleyin.
You just tell her because she was too heavy.
Sadece ne zaman olduğunu söyleyin.
Just tell me when.
Lütfen nerede olduğunu söyleyin. İyi mi?
I want to know where she is and if she's okay.
Bana makineli tüfeklerinizin nerede olduğunu söyleyin ben de size inanayım.
You tell me where the tommy guns are and I'll believe you. All right?
KımıIda! -.. bana Antelope Wells'in nerede olduğunu söyleyin.
- just tell me where Antelope Wells is.
Sizden sistemin çalışmasını sağlamanızı istiyorum. Şimdi ve sonsuza dek. Ve sanığın, Byron De La Beckwith'in suçsuz olduğunu söyleyin.
I ask you to let the system work and once and for all find the defendant Byron De La Beckwith, not guilty.
Size ne kadar borcum olduğunu söyleyin.
Tell me how much I owe you.
Haritanın nerede olduğunu söyleyin, yoksa ölürsünüz!
Tell us where it is or die! Get them!
- Sadece, hangi gece olduğunu söyleyin.
- Just tell me what night. - How's Friday?
Bana neler olduğunu söyleyin.
Kindhearted Mr. Engine driver. You'd better tell me what's goin'on.
Diğer gemilere kapılarımızın açık olduğunu söyleyin.
Tell the ships, we're open for business.
Hasta önceliği olduğunu söyleyin.
Tell them it's like triage.
Eğer bunları yemekten iğrenen varsa, bunun Kaptanın emri olduğunu söyleyin.
If anyone baIks at eating these, tell them it's an order from their Captain.
Onlara acil bir durumumuz olduğunu söyleyin.
You tell them we got an emergency situation!
Sadece hangi yönde olduğunu söyleyin.
Just tell me which way it is.
Siz hangi yol olduğunu söyleyin ben kendim giderim.
Just tell me which way it is, and I'll go myself.
Nerede olduğunu söyleyin ben kendim giderim.
Tell me where and I'll go myself.
Ne zaman olduğunu söyleyin.
Say when.
Sadece ona oğlunun hastanede olduğunu söyleyin.
Just tell her that her son is in the hospital.
Paranın nerede olduğunu söyleyin!
Tell me where my money is!
Nerede olduğunu söyleyin!
Tell me where she is!
Kimin kanı olduğunu söyleyin.
Whose blood is that?
Onlara tavuk eti olduğunu söyleyin.
Just tell them it's chicken.
Anspaugh'ya... ... ailesel bir acil durumum olduğunu söyleyin.
Tell Anspaugh that I'm taking a personal day.
- Lütfen neler olduğunu söyleyin.
- Please tell me what's going on.
Bana Mavis'in hangi cehennemde olduğunu söyleyin!
Tell me where the fuck Mavis is now!
Bunun kötü bir rüya olduğunu söyleyin.
Somebody tell me this is a bad dream.
Ona bunun ölüm kalım meselesi olduğunu söyleyin.
Tell him it's a matter of life and death.
Müvekkilinize sorularıma cevap vermek zorunda olduğunu söyleyin.
Please inform your client that he's obligated to answer my question.
Bana ne olmadığını değil, ne olduğunu söyleyin.
Don't tell me what it isn't, tell me what it is.
Hayır, acil bir durum olduğunu söyleyin.
No, tell him it's an emergency.
Ona yardımına ihtiyacımız olduğunu söyleyin.
Tell him we need his help.
Acil bir durum olduğunu söyleyin.
Tell her it's an emergency.
Ona beni araması için 24 saati olduğunu söyleyin yoksa elimdekileri baskıya vereceğim.
Look, you tell him he's got 24 hours to call me, or I go to print with what I've got.
Doktor'a, kayıplarımız olduğunu söyleyin.
Tell the Doctor we have casualties.
Ona, bana hala borçlu olduğunu söyleyin.
Tell him he still owes me one.
Altının nerede olduğunu söyleyin.
I want you to tell me where the gold is.
Bir hata olduğunu, artık gidebileceğini söyleyin.
Tell him it was all a mistake and he can go.
Amiral Ngomo'ya teklifinden dolayı minnettar olduğumu söyleyin,... fakat gemide neler olduğunu öğrenmeden kimseyi ışınlamak istemiyorum.
Tell Admiral Ngomo I appreciate her offer but I don't want anyone beaming onto this ship until we know what's going on.
İstediklerinizi ekmek için ne kadar nakde ihtiyacınız olduğunu söyleyin.
Tell me how much cash you need to plant what you like.
Başyapıt olduğunu düşündüğünüz bir kitabı basacağınızı söyleyin.
Say you'll publish a book you think is a masterpiece.
"Jane Eyre, bana onun nasıl olduğunu da söyleyin lütfen."
"Jane Eyre, " and to tell me how she is.
Albay Hirota'ya ne olduğunu gördüğümü söyleyin.
You tell Colonel Hirota that I saw what happened.
Ama benim önerim, sizin işiniz bu çocuk için en iyisini yapmaksa bütün gücünüzle yetkili makamlara, eğer Emily'i hastaneden çıkartırlarsa hastalığını hızlandıracaklarını söyleyin ve böyle bir şey olursa ben bunun sorumlusunun sizler olduğunu herkesin bilmesini sağlayacağım.
But i suggest that if your job is to do what's best for this child, You do everything in your power to tell the authorities... that if they take emily out of this hospital, They are going to hasten her illness,
Ona, beni bulduğunuzda bu köprüde görev yaptığımı, yanımda geri kalan diğer kardeşlerimin olduğunu ve onları terk etmemin asla mümkün olmadığını söyleyin.
Tell her that when you found me, I was here and I was with the only brothers that I have left, and that there's no way I was gonna desert them.
Ona ne olduğunu bana söyleyin!
Tell me what happened to her!
Tamam. Bana ne olduğunu siz söyleyin.
Alright you tell me what it is.
- Ona haklı olduğunu söyleyin. - Git ve hakla onları!
- Tell him he's right

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]