Ona aşığım traducir inglés
866 traducción paralela
Üç senedir ona aşığım.
I've worked hard the past 3 years With her alone
Bu yüzden ona aşığım.
I love him for that.
En güzelleri Bayan Barkley. Ona aşığım.
The most beautiful is Miss Barkley I am in love with her.
Ona aşığım, demek istediğin buysa.
I'm in love with her, if that's what you mean.
Jane, ona aşığım!
Jane, I love him!
Ama Bill'i seviyorum, büyükanne. Ona aşığım.
But I love Bill, Grandma.
- Ben de ona aşığım.
- I'm in love with her.
Belki de ona aşığım.
Suppose l'm in love with him.
Ona aşığım.
I'm in love with him.
Çünkü ben ona aşığım, Leona.
Because I happen to be in love with him, Leona.
Ona aşığım diye, onu dış dünyaya sürgün ettiler.
And for love of me, he was banished to the outer world.
- Ona aşığım.
- And I love him.
- Haberiniz olsun diye söylüyorum, ona aşığım.
- For the record, I am.
Hayır ona aşığım gibi değildi.
No, it wasn't like I was in love with him.
Ona aşığım aslında.
Actually, I adore him.
Öyle olsa bile, ona aşığım.
And even if he was, I'm in love with him.
Ona aşığım.
You know I'm stuck on her.
Ona aşığım.
He's the one I love.
Ona aşığım.Sana yaptığı onca şeyden sonra mı?
I'm in love with her. After all she's done to you? Yes.
Çünkü ona aşığım.
Because I love him.
Bana açıkladığınız gibi, ona da açıklayamaz mısınız? Hayır.
But can't you explain to her as you explained to me?
Ona hiç aşık olmadığımdan eminim.
I'm sure I never loved him.
Ona hak ettiği şansı tanırsan... benim sandığım kadar... dilsiz olmadığını... göreceksin.
If you'll give him the chance that he deserves... you'll find he's not... as mute... as I thought he was.
O Viyana'da doğdu, ve ona çılgınca aşığım.
She was born in Vienna, too, And I'm madly in love with her.
Beni korudu, karnımı doyurdu, pek kayda değer şeyler olmasa da kıyafetler de aynı şekilde bir kaç yıllığına da olsa, eğer ona olan borcumu -
I mean, he did protect me and give me food, such as it was... and clothes, such as they were, for a few years. - And now, if I can repay –
Ona, aynen size anlattığım gibi, tüm hikayeyi anlattım.
I told her the whole story, just as I've told you.
- Sanırım. Ona, bana anlattığınız hikayeyi aynen aktardım.
I told him the story as you told it to me.
Ona gerçeklikteki limanım gibi sığınabilirdim.
I could do with her as my anchor in reality.
Ona gerçeklikteki limanım gibi sığınabilirdim.
- I only love myself. I could do with her as my anchor in reality.
- Ona deliler gibi aşığım.
- l'm madly in love with her.
Kısa süre sonra, o da kendini toparladı... ve keyfi yerine geldi, tabii yaşadığı dehşeti unutsun... ve onu kurtaran cesur adamı düşünmeye başlasın diye... ona bir sürü şey anlatmıştım.
In a short while, she recovered herself and brightened up, what with the things I told her to get her mind off the scare she'd had and to set her thinking as well, of the brave fella that had rescued her.
Bense iyiliğimden mi, belamı aradığımdan mı, öyle vermişim ki kraliçeye kendimi, çevresinde dönen bir yıldız gibi, her hareketimde bağlı kalıyorum ona.
And for myself - my virtue or my plague, be it either way - is she she's so conjunctive to my life and soul that, as the star moves not but in his sphere, I could not but by her.
Tutkuların kölesi olmayan kim varsa gelsin. Ona açıktır yüreğimin derinleri. Yüreğimin seni sakladığım, en sıcak yeri.
Give me that man that is not passion's slave and I will wear him in my heart's core, ay, in my heart of heart, as I do thee.
Ama ona gerçekten aşığım.
But I really love her.
Evet Lise. Ona deliler gibi aşığım.
Yes, Lise, I'm crazy about her
Ona aşığım.
I'm in love with her.
Ona aşığım.
I'm in love with the girl.
Yardımcı doçent olarak kazandığım üç kuruş parayı ona borçluğum.
I owe my modest salary as assistant professor to him.
Size olan bağlılığımı göreceksiniz, oğluma da ona göre muamele edin.
So deal with him... as I prove true to you.
Aşığım ona.
I love her.
Ona çalıştığım sürece, sanırım, onunla görüşme ayarlayabilirim.
As long as I work for him, I imagine I could arrange to see him.
Ayartılmadığımı söyleyemem, Dave, fakat daha önce ona söylediklerimi duymuş olabileceğin üzere, ben eski güvenilir bir firmayım.
Well, I can't say I wasn't tempted, Dave, but as you might have heard me tell her earlier, I'm an old reliable firm.
Ben ona aşığım.
It is love I have for her.
Otelden ayrıldığımızda, paltosunu çıkarıp omuzlarıma koydu sonra ona baktım.
As we left the hotel, he took off his coat and put it around my shoulders and then I looked at him.
Saydığım her şey ona aşık olmama neden oldu.
All things I love and cherish in him.
Doğduğum anda kazandığım ve benim lanetim olan bu korkunç işkence aletleri şimdi ona da işkence ediyorlar ve pek de tekin olmayan bir cazibeyle, onu etkiliyorlardı.
These very instruments of torture which were my birthright and my curse now tormented her as well infecting her with a kind of haunted fascination.
Bir keresinde, daha çocukken kabadayının biri ona "pis Yahudi" deyip şapkasını yere attığında sokakta yanındaydım.
Once, as a boy, I was with him on the street. when some hoodlums called him "dirty Jew" and knocked his hat off.
Garip gelebilir ama Hanım duvarı aşmak... zorunda kaldığında ona yerde... çömelerek yardım etmek istedi.
It may sound strange, but when the lady climbed the wall, he got on all fours to serve as her footstool.
Dediğiniz gibi ben de ona bakınca neden utandığımı bilemiyorum. Benden daha güzel de olsa.
And, as you say, ma'am, I don't know why I should be ashamed of looking at him, even though he is my better.
Madem ona karşı bir hissin yok davranışlarından da anladığım kadarıyla, ona bir şey olmasının da bir önemi yok.
In that case, as you think so little of him, as I gather from the way you treat him, it doesn't matter what happens to him.
Hayır ben ona aşık değilim. Ben onun resmine aşığım.
No, I don't love her.
aşığım 68
ona aşık mısın 59
ona aşık oldum 18
ona anlat 18
ona aşıksın 19
ona aldırmayın 26
ona aldırma 41
ona aşıktım 18
ona aşık mısın 59
ona aşık oldum 18
ona anlat 18
ona aşıksın 19
ona aldırmayın 26
ona aldırma 41
ona aşıktım 18