Opinions traducir inglés
1,523 traducción paralela
Mevzu bahis özellikle din olduğunda,
Didara holds the strongest opinions in Shutka.
Washington'dakilerin savaşta olduğumuzu düşündüğünü şimdiden söyledin.
You already told me people in washington think we're fighting a war. Washington is full of opinions. The town runs on them.
Fikirlerin için alınmadın sen.
You were not purchased foryour opinions.
# Kadınların kariyeri ve kendi düşünceleri var #
# The women have careers and form opinions oftheir own #
Ama Amerikalılar farklı görüşlerin ifade edilmesini destekledikçe orada olan şey, burada asla olmayacak.
But if Americans can continue to nurture the expression of differing opinions... what's happening over there will never happen here.
Biz mahkemeye uzmanların çalışmalarını, raporları, görüşleri getirdik.
We subpoenaed the expert's files, reports and opinions.
Fikirler ve organlar hakkında ne derler bilir misin?
Well, you know what they say about opinions and a certain body part?
- Satchel, bu konuda bir fikrin var mı?
- Satchel, any opinions on the subject?
Corvette'in içinde ne gördün Johnny? Gidelim.
You know what they say about opinions?
Sağlık konusundaki görüşlerinin benim için hiçbir değeri yok.
As if I'd credit any opinions of yours on the subject of health.
Neden sevimli ailem oturup, bizi fikirleriyle ve yorumlarıyla memnun etmiyorlar.
Why can't my charming parents sit down and delight us with their comments and opinions?
Fikirlerimiz birleşiyor ve ortada mutlu bir nokta buluyoruz.
And then we talk and our opinions merge and we find a happy middle.
Fikrinizi sorduğumu hatırlamıyorum. Kendinize saklayın.
I don't remember asking for your opinions, so keep them to yourselves.
İnsanlar benden hoşlanmıyorlar diye fikirlerim reddedilememeli.
My opinions shouldn't be rejected just because people don't like me.
Çok farklı düşüncelerin var ve bu beni çok azdırıyor.
You have so many opinions and that is hot.
Aklın düşünceyle dolu değil mi?
- You're just full of opinions.
Pekala, neyse ki sana düşüncelerin için para ödenmiyor. - Meşgulüm. - Bütün hafta burdayım.
Yeah, well, lucky for me, you don't get paid for your opinions.
Burada yaklaşık on yıldır çalışıyorum. bence artık zamanı geldi.
I've worked here for almost ten years. I have never felt we needed a union, but when I think about what this place has done to some of us, how it's made us so afraid to even voice our opinions, then I think maybe we do.
Bir jüri üyesi olarak bu davayı ya da dava hakkındaki fikirlerinizi karınız da dahil kimseyle konuşmamanız gerekiyor.
Mr. Dubois, as a juror, you have an obligation not to discuss this case or your opinions with anyone, including your wife.
Bizim görüşlerimizi duymaya bayılır.
I'll let Gibbs know right away because he loves to hear our opinions.
Çünkü sizin düşüncelerinizi önemsiyorum.
Because I value your opinions.
Yanlış anlama, ama fikirlere değil, cevaplara ihtiyacım var.
All due respect, I don't need opinions. I need answers.
Neyi nasıl yapacağın konusunda hayli güçlü seçeneklere sahipsin gibi görünüyor.
You seem to have strong opinions on how you want to do things.
Başkomiser, senin fikirlerin nelerdir diye soruyor, ama sadece kendi fikirlerini doğru buluyor.
Captain says she wants to hear your opinions, but only hers is right.
Kendi fikirleri vardı.
They had opinions.
Öykünün gerisini duyunca belki fikrini değiştirirsin.
Well, maybe that you will change opinions when you will understand of the history.
Görünüşe göre, düşünceleri daha önemli olanlar farklı düşünüyorlarmış.
Well obviously, the people who's opinions matter the most thought otherwise.
Öbür türlü fikirlerinizi kendinize saklayın.
Otherwise keep your opinions to yourself.
Ryan'ın bu konuda oldukça katı fikirleri vardı.
Ryan had some pretty strong opinions about it.
Başka bir düşüncesi olan?
Any other opinions?
Kendi düşünceleriniz var ve onları söylüyorsunuz. Hoşuma gitti.
You have opinions and you express them, and I like that.
Ben liderim! Bana söylenen, sen ne dersen de emirleri uygulamam.
It was decided that your opinions on this matter need no consideration!
Düşünüyordum da, efendim, yılda 30 pound ödediği birinin fikrini soran çok fazla işveren yoktur.
I was just thinking sir, it's... not many employers would ask the opinions of someone they pay £ 30 a year to.
Düşünceleri ve zevkleri?
Of their opinions and their tastes.
Ve sen, yarın ölmüş olacaksın
And that it is I that appears contrary to the opinions of many for you
Ve oyunlarımız, savaş Ve hayatlarımızın toprakları ekildiğinde
Because I know now that you too understand the conditions of standing at the helm listen to their opinions
Bak, öğrencilerime saygı duyarım ve hepinizi kendinize ait fikirlere sahip olmaya teşvik ederim.
Look, I respect my students, and I encourage you all to have your own opinions -
Demek istediğim, insanlarla ilgili düşüncelerim var.
I mean, I have opinions of people.
Sanki kişisel sorunlar için bir çözüm bulmuşum gibi yapacağım. Aptal jüri üyeleri de hasta olduğum için bana oy verecekler.
So smart judges will appreciate that I have formed opinions and ideas personal in current affairs donkeys and judges will vote for me because
Hayvanlar hakkındaki fikirlerim konusunda kesinlikle yalnız kaldım.
I'm definitely alone in my opinions about animals. No.
Bir iki gün için rahatla. Sue ile ilgili fikirlerini kendine sakla. Bu ne demek?
For the next couple days, keep your opinions about Sue to yourself.
Bir kadının kendine ait fikirlerinin olmasında bir sakınca yok.
And there's nothing wrong with a woman having her own opinions.
- Kişiye göre değişir.
- Opinions vary.
Tecrübemize ve fikirlerimize saygı göster, Beatrix.
Respect our knowledge and the worth of our opinions, Beatrix.
Değişik görüşler var.
Opinions vary.
Diğer generallerimin de fikirlerini almak isterim!
I would like to have opinions from other Generals
Fikirler.
Opinions.
İnsanlar, sınıflandırmalarını neye göre yaptıklarıyla ilgili fikirlerini söylerlerdi.
People would sort of give their opinions on... why they thought it should be one rating or another.
Elimden geleni yapsam da, annenin başkalarının düşüncelerini önemsememesi konusunda ikna edemedim, Odell.
My best efforts, Odell, do not yet persuade your mother to be indifferent to the opinions of others.
Pozisyonum her ne kadar yalnızca unvandan ibaret ve hakiki olmasa da Belediye Başkanı olarak kendi fikirlerimi sunmakla müzakereyi başlatmak isterim.
Shall I, as Mayor, initiate proceedings by giving my own opinions, however titular and insubstantial and merely honorific the position?
Bu kadar övücü olmayan bir şekilde ifade edeyim : Gazeteci olarak fikirlerimi kendime saklarım.
I'd make the less exalted claim, as a journalist, of keeping my opinions to myself.