English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ O ] / Other

Other traducir inglés

222,405 traducción paralela
Sana gelecek olursak baba, umarım tek arzusu özgür olmak isteyen benim gibi kadınların rahatsız edici varlığı olmadan cennetin sıkıcılığının keyfini çıkarabilirsin.
As for you, Father, you may enjoy the aridities of heaven without my discomforting presence, and that of every other woman whose only crime was a desire to be free.
Asla, başka insanlar tarafından etki altına alınmana izin verme.
Don't ever let yourself be influenced by other people.
Birbirinizden hoşlandığınızı biliyorum.
I know that you like each other.
Diğer krallar ve reislerle gücümüzü paylaşmayı reddediyoruz kim olurlarsa olsunlar, ne kadar güçlü olurlarsa olsunlar.
We refuse to share power with any of the other Kings and Earls, whoever they are, or however powerful they are.
Demir ve tüm diğer metaller de ağladı.
And iron and all the other metals wept.
Birbirimizi uzun zamandır tanıyoruz.
We knew each other a long time.
Saldırmak ve yağmalamak istediğim başka birçok yer var!
There are many other places that I want to attack and raid!
Ama başka planlarım var.
But I have other plans.
Götünü de başka erkeklere kesinlikle vermezdi.
And he certainly didn't offer his arse to other men.
Buraya gelmemin bir diğer nedeni de takımın genel odada toplandığını söylemekti.
The other reason I'm here is to tell you the team's assembling in the common room.
Başka şeyler var.
It's other stuff.
Diğerleri?
Other guy?
Olay, hepimizin birbirimize destek çıkması.
It's about us helping each other grow.
Biz varız.
We have each other.
Çay her zamanki gibi saat dörtte hazır olacak.
Tea will be ready at 4 : 00, just like every other day.
Okula yakında alışacaktır. Diğer tüm çocuklar gibi.
She'll get used to school soon enough, same as all the other children.
Başka seçenekler de olmalı. Sen ne olmak isterdin?
There have to be other options.
Bir kardeşim demircinin yanında, diğeri kasaplığı öğrenmeye çalışıyor.
My brother's apprentice as a blacksmith. The other learns to become a butcher.
Anne ve Ruby de birbirlerini daha yakından tanımış olurlar.
Now Anne and Ruby can get to know each other better.
Diğer kızların ne düşüneceği önemli değil Ruby. Senin düşündüğün önemli.
It doesn't matter what the other girls think, Ruby, it matters what you think.
Haftada bir hikayelerimizi birbirimize okuyacağız sonra fikirlerimizi paylaşacağız.
Once a week, we'll read our completed stories aloud to each other and talk them over thoughtfully.
Tatları diğer renklerin iki katı güzel.
They taste twice as good as any other colour.
Birbirimize saçlarımızdan birer bukle verelim. Hatıramızı yaşatmak için...
Let us offer each other locks of our hair... to treasure evermore.
Kocamış olabilirim, ama diğerinden değilim.
I might be one, but not the other.
Hayatları boyunca birlikte yaşamışlar.
They lived with each other their whole lives.
Kafanda büyük durmuş olması dışında mı? Büyüyünce tam olur.
Other than the fact that it's too big for your head?
Geçen şeyde...
Uh, the other day at the, uh...
John büyük şehirlerden ve dünyanın uzak köşelerinden bahsederdi.
John talked of big cities, of other parts of the world.
Ama Kraliçe Victoria makyaj setini elden çıkarabilirim. Birkaç değerli eşyayı daha.
But I am willing to... let the Queen Victoria vanity set go, and a few other precious items.
Sevgimiz ve sadakatimiz o kadar şaşmazdır ki dakikliğinde saatinizi onlara göre kurabilirsiniz. "
"And we can set a watch over our affections " and our constancy as we can over other treasures. "
Acaba beklediğiniz diğer pansiyoner nerede kaldı?
I wonder what's happened to that other fellow you were expecting?
Birbirimizi uzun zamandır görmüyoruz.
We haven't seen each other in a long time.
İnsanlar birbirlerine ne hediye ediyor ki artık?
What do people give each other, anyway?
İnsanlar beni görecek diye çekiniyorum.
I'm just concerned that other people are gonna see me.
Amy'nin verdiği garip tatlı meyve suyu hariç.
Other than the weird-tasting juice Amy gave me.
Ama diğer insanların hislerini anlamak zayıf noktan.
But understanding how other people are feeling, that's a weak spot for you.
Diğer korsanların internete bağlanmasına yardım eden korsanlar gibi.
Like the pirate who helps the other pirates connect to the Internet.
Birbirimizden bir şeyler saklamayı bırakmalıyız.
We have to stop hiding things from each other.
Aslında, tam tersi.
Actually, it's the other way around.
Birbirimize yardım etmemizin bir yolu var.
So I think there's a way that we can both help each other.
Birbirinizi tanıyorsunuz sanırım.
I'm guessing you know each other?
Ama gerçek bir hükümdar... karşı tarafın blöf yaptığını anlar.
But a true ruler knows when the other side is bluffing.
Topluluktaki başka birkaç kişi daha katılmayı düşünüyordu.
A few other people in the community were interested in joining the cause.
Onun ve diğerlerinin saldıracağı yer orası.
That's what she and the other farmers are gonna hit.
Gerçi diğerlerinin takımı kaçıp gitmeyecek.
That other team's not just gonna go away, though.
Amerika, ülkemin öteki tarafındaki iç savaşa destek verdiği için cezalandırılmalı.
America needs to be punished for supporting the other side of my country's civil war.
Başka zaman olsa heyecanlanırdım.
On any other day that would be so exciting.
Şey, hayır, Bunu soruyorum çünkü bazen küçük bir adam seni çevrelediğinde, Brady ve sen birbirinize bakıyorsunuz ve...
Well, no, I ask because sometimes you're being covered by a little guy, and then you and Brady'll look at each other and...
Tanrım, Daha demin diğer arıyı yedi!
Oh, God, it just ate the other bee!
Bayan Kupps diğer yolcular hakkında size soru sordu mu?
Did Ms. Kupps ask you about the other passengers?
Diğer taraftan.
Other end.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]