Ozan traducir inglés
309 traducción paralela
Ozan, kardeşin Giselher ve Ruediger'in tek çocuğu güzel Dietlind arasındaki aşkı anlatan yeni bir şarkı söyler.
The minstrels sing a new song about the love between your brother Giselher, and Ruediger's only child, the beautiful Dietlind!
Ozan Volker'in, Kriemhild'in Önünde Siegfried'in Şarkısını Seslendirmesi ve Siegfried'in Worm Ülkesine Gelmesi.
Now Volker, the bard, sang of Siegfried in front of Kriemhild, and how Siegfried came to Worms.
BİR OZAN'IN KANI
THE BLOOD OF A POET
Yaralı el, veya bir ozanın yara izleri.
The wounded hand, or the scars of a poet.
Ben de biraz ozanımdır.
I'm a bit of a bard myself, you know.
Ben de bir ozanım.
You know, I am a bit of a bard myself.
Halk ozanı gösterisinin rakamlarını aldım.
Got the reports on the minstrel show.
Ozan şiirlere dökmüş
The poet often chanted
Bu senin aşık ozanının sesi, duymuyor musun?
Karin... Don't you hear your boyfriend?
# Demiş ki şu ölümsüz ozan, Samuel J. Snodgrass #
In the words of that immortal bard, Samuel J. Snodgrass
Bütün ekip oradaydık, Step Dansçı 10 Ozan'ı oynuyorduk.
There we were, the whole act, the 10 Tapping Troubadours.
Step Dansçı 10 Ozan mı?
The 10 Tapping Troubadours?
İrlandalı bir ozan bir zamanlar bana, Richmond'ı gördükten sonra çok yaşamayacağımı söylemişti.
A bard of Ireland told me once I should not live long... after I saw Richmond.
"Ozan çatallı diliyle yağ çeker."
"The sycophant flatters with forked tongue."
Son Ozanın Hanımefendisi, yazarı Sir Walter Scott.
It's the Lay of the Last Minstrel by Sir Walter Scott.
Seni halk ozanı.
Minstrel man.
Şiirsiz bir ozan, resimsiz bir ressam...
A poet with no poems, a painter with no paintings...
'Aşağıda uzanan kör dünyaya inelim'dedi bir ozan. "
Now let us to the blind world there beneath descend. "
"The Poet's Vocation ( Ozanın Yeteneği )."
"The Poet's Vocation."
Ozanın dediği gibi, sevginin sökük kollarını dikmenin en iyi yolu uyku.
Nothing like sleep for knitting up the ravelled sleeve of care, as the bard so aptly pointed out.
"Gezgin Ozan" şarkısını söylemek istiyorum.
I would like to sing A Wandering Minstrel, I.
Delikanlı ozan, Ozanın aşkı,
Poet as a youth, poet's love,
Ozanın çocukluğu :
Poet as a child :
Ozan manastırda :
Poet in the cloister :
Yaşlı ozan :
Poet as an old man :
Bu film bir ozanın hayat hikayesini anlatmıyor.
This film is not the life story of a poet.
Ozan bu.
Saved! It's the poet.
Kitapları şimdi yakılacaklar listesinde olan, Yahudi kökenli Alman ozanı Heine yüz yıl öncesinden uyarmıştı oysaki :
One hundred years before, Heine, German poet of Jewish ancestry, whose books were now played to the flames, it informs :
Büyük ozan Poi Ming Lu'nun kızı mısın?
Are you the daughter of the great Poi Ming Lu?
Oh, aklıma gelmişken, ben ozan Allan-a-Dale.
Oh, incidentally, I'm Allan-a-Dale, a minstrel.
Siyah beyaz ozan gösterisine yaklaşıyor.
And she's coming up to the black and white minstrel show.
Şu halk ozanı... şu halk ozanı gitar çalmadan duramıyor.
There was that minstrel. That minstrel who never stops playing his guitar.
Bu Cacofonix, köy ozanı, insanlar genelde onun yeteneklerinden... hoşlanmaz, bazende hislerini ince bir duyarlılıkla açığa vururlardı.
This is Cacofonix, the village bard, people don't always appreciate... his talents, sometimes express their feelings in a tactful delicate way.
Burada bulunan Ozanım Will Gentle... bize ilham vermek için korkusuz Kaptan Cully ve adamlarının macera şarkılarından birini söyleyeceklerdi.
My minstrel, Willy Gentle, here, was just about to inspire us by singing one of the adventures of bold Captain Cully and his men.
Ama ölümsüz ozanın dediği gibi...
But to quote the immortal bard :
Ben Flewddur Fflam'ım! Ozanların ozanı! Dünyanın en büyük saraylarında baladlar okudum.
I'm Fflewddur Fflam, minstrel of minstrels, balladeer to the grandest courts in all the land!
Bir domuz çobanı, bir bulaşıkhane hizmetçisi ve çökmüş bir ozan.
a pig boy, a scullery maid and a broken-down minstrel.
Belki de Nick'in açıklanamaz seçimini sadece Büyük Ozan izah edebilir.
Perhaps only the bard can explain Nick's unexplainable choice.
# Gezgin bir ozan... #
# A wandering minstrel eye in the... #
- Ben bir ölü ozanım.
- I'm a dead poet!
Kafasının yerinde İsa'nın bir heykelinin kafası vardı... hepsi tıpkı bir ozan gösterisinde olduğu gibi karayüzle yapılmış.
In place of his head was the head from a statue of Christ... all done up in blackface, like a minstrel show.
* Genç ozan gitti savaşa *
~ The minstrel boy to the war has gone ~
* "Şiir diyarı" diye haykırdı savaşçı ozan *
~ "Land of song," said the warrior bard ~
Öldüğüm gün. dünyada başka ozan kalmayacak.
The day I die, there won't be any more troubadours.
OZAN tarafından yazılan :
BY SHOKUSANJIN ( Haiku Poet )
Ölümsüz Ozan, bu takintiyla yüzlesmeyi nasil da anlatmissin.
The immortal Bard, so wise about the struggle of the oppressed.
Sen bir ozan ve ressamdın.
You were a poet and a painter.
- Ben-ben seyahat eden bir ozan olurdum.
I'd become a travelling bard.
Viyolin çaldı ve ozan söyledi :
The violin sounded and Volker sang :
Gezgin ozanım ben İpler ve... - Teşekkür ederiz!
Thank you!
Bir ozanım!
I'm a bard!